Silahlı muhalif güçler tarafından ele geçirilen bölgelerin neredeyse tümünü geri alan Suriye hükümetinde, Beşar Esad’ın pozisyonu güçlenirken; kalan militanlar İdlib ve Halep’in bazı bölgelerinde köşeye sıkıştırıldı.

Ancak bir dizi saldırıdan sonra, İdlib’de yönetici güç haline gelen başka bir grubun, Suriye Ordusu ve Rusya’yla son bir kavga hazırlığında olduğu görülüyor.

İngiltere’nin terör örgütü olarak tanımladığı Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) El Kaide’yle de bağlantısı bulunuyor. Suriye Ordusu’nun da grubun artarak devam eden saldırılarına karşılık verdiği biliniyor.

Örgütün ayrıca, birçok ünlü aktivistin suikastinden de sorumlu olduğu iddia ediliyor. Bu aktivistlerin arasında yerel bir radyo istasyonunu yöneten ve HTŞ aleyhinde konuşan Raed Fares ve Hamoud Jneid de bulunuyor.

Grubun saldırılarının yanı sıra, Suriye hükümetinin ve Rusya’nın Idlib'deki “silahsızlandırılmış” bölgelere 2 ay boyunca yaptığı saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve 40 bin sivil evinden ayrıldı.

Öte yandan, yardım kuruluşlarıysa, terör örgütlerinin kontrol ettiği bir sınır kapısından İdlib’e yardım gönderilmesi durumunda, kanuna karşı gelmekle suçlanıyor.

Son günlerin en ağır saldırılarının gerçekleştiği İdlib kırsalında yaşayan ve The Independent’a konuşan Halepli bir üniversite hocası Abdulkafi el Hamdo, “Şu anda durum korkunç, İdlib’deki her şey bombalanıyor” dedi.

El Hamdo konuyla ilgili şunları aktardı:

“İdlib çok kalabalık bir şehir. Kayıplar daha da artacak. İnsanlar gerçekten dehşete düştü. Yaşadıkları travmayı yüzlerinden okuyabilirsiniz”

Bunun yanı sıra, Birleşmiş Milletler bölgeye yapılacak büyük ölçekli bir askeri saldırının “21. yüzyılın en büyük insanlık dramı”na neden olacağı konusunda uyardı.

Uluslararası Kriz Grubu’nun Suriye’nin güneyindeki duruma dair yazdığı rapora göre, rejim güçleri temize çıkmış isyancıları ve silahsız muhalefet içerisinde bulunmuş yüzlerce sivili de tutukladı.

Bu yaklaşımın hükümetin kontrolüne zarar vereceği belirtilen raporda şu ifadeler yer aldı:

“Güneydeki durum düzelmediği sürece, mülteciler ve göçmenlerin önemli bir kısmı, memleketine dönmeyecek. Çünkü evsiz ve işsiz kalmaktan ve keyfi tutuklamalardan korkuyor.”

Suriye hükümetinin bir temizlik operasyonu yapması ihtimaline karşı, bölgeye askeri yığınak yapan Türkiye ise bunun barış için zaman kazandıracağını umuyordu. Ancak, Heyet Tahrir Şam’ın bölgede kontrolünü arttırması umutları boşa çıkardı.

 Öte yandan, ülkenin diğer bölgelerindeki olaylar da hükümetin kontrolü dışında, hızla ilerliyor. ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ülkenin 3’te birini kontrol ederken, IŞİD’in kalıntılarını temizliyor.

Bölgeyi yöneten Kürt liderliğindeki idarenin, Şam'la uzlaşacağına dair işaretlere rağmen, ABD’nin ülkedeki varlığı konusunda ortaya çıkan belirsizlik, idareyi daha temkinli davranmaya itti.

Donald Trump, Aralık’ta ülkedeki 2 bin ABD askerinin bölgeden çekileceğini açıklamış; ancak askerlerin akıbeti belirsizliğini korumuştu.

Tüm bunlara rağmen, 8 yıllık korkunç savaş, binlerce kişiyi sokağa taşıyan fikirleri tam anlamıyla silemedi.

Bölge sakini El Hamdo da konuyla ilgili şu şekilde konuştu:

“Devrimin bittiğini söyleyemem. Bir kez evimden ayrıldım. Ama yine ayrılmak zorunda kalsam da, devrimin sona erdiğine ikna olmayacağım. Çünkü o benim kalbimde.”

* İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir

https://www.independent.co.uk/news/world/middle-east

Independent Türkçe için çeviren: Uğur Halis