Irak Kürdistan Bölgesi’nin (IKB) Süleymaniye vilayetinin güneyindeki Seywan Tepesi’nin aşağı yamacında yer alan ve daha çok “Kadınlar Mezarlığı” olarak bilinen “Kimsesizler Mezarlığı”nda 2 binden fazla sahipsiz mezar bulunuyor.
Yakınları tarafından ya da farklı gerekçelerle öldürülen çoğu kadınlara ait mezarlara, boya ile rakam ve Kürtçe cinsiyetleri “erkek” (nêr) veya “kadın” (mê) olarak yazılmış.
Buradaki mezarlar, “kimsesiz” olmasının yanı sıra bakımsız ve bazılarında tahribat oluşmuş durumda.
Bölge halkı mezarlığı “kimsenin sahip çıkmadığı, bahtsız insanların gömüldüğü mezarlık” olarak tanımlarken, bu kişilerin hayatta da ölünce de yalnızlıklarıyla baş başa kaldığını da dillendiriyor.
“Kimsesizlere” ait mezarlıklar IKB’nin farklı kentlerinde olmasına rağmen en çok bilineni Süleymaniye’deki bu mezarlık.
"‘Kimsesi yok’ ya da ‘yokmuş’ gibi kabullenilip, naaşların defnedildiği bu mezarlıkta yatanlara taziyenin kurulmaması ne kadar acı biliyor musun?" sözleriyle üzücü durumu dillendiren 46 yıllık mezar bekçisi Rauf Muammed, naaşların Süleymaniye Adli Tıp Kurumu’nda 2 ay bekletildikten sonra mezarlığa defin için getirildiğini söyledi.
Yılda en az 10 kadın ‘kimsesiz’ olarak defnediliyor
Kimsesizler mezarlığında çoğu kadın olmak üzere erkek, yaşlı ve çocuklara ait mezarlar da bulunuyor.
13 yıldan fazladır mezar kazıcısı olan Osman K. ise, mezarlığa çok sayıda kadın naaşını getirildiği belirterek, toplumsal veya aile nedenlerle öldürülen kadınların hiç kimsenin sormadığını ve cinayetlerin üstünün örtüldüğünü dile getirdi.
Kadınlar Mezarlığı’nda yılda en az 10 kadının “kimsesiz” olarak tanımlanarak bu mezarlığa gömülüyor.
Uzun yıllardır mezarlığın tek ziyaretçisinin ise genç bir erkek olduğu söyleniyor.
Genç erkek, aşık olduğu kızın, yakınları tarafından öldürülerek, kimsesizler mezarlığına gömüldüğünü tespit ettikten sonra sevdiği kızı görmek için aralıklarla mezarlığını ziyaret ediyor.
Adli Tıp Doktoru B .E. “Vakanın polis veya güvenlik güçlerine intikal edilmesinin ardından otopsi için kurumumuza getiriliyor. Gerekli tüm tetkik ve incelemeleri yaptıktan sonra morga kaldırıyoruz. Öncelikli amacımız elbette ki cesedin kimliğini ortaya çıkartacak incelemelerdir. Ancak çoğu zaman bu konuda ne yazık ki bir sonuca varamıyoruz” dedi.
Naaşlar 2 ayda sonra defnediliyor
Yasal olarak 2 ay morgda bekletilen cesedin bu süre içinde lokal basın-yayım kuruluşlarında ölüm ilanı veriliyor. Ancak bu ilanlar sonucunda da kurbanların kimlikleri tespit edilemiyor.
Kurbanların yakınları ortaya çıkmayınca da naaşlar 2 ayın sonunda kimsesizler mezarlığına defnediliyor.
Bölgedeki kadın ve insan hakları aktivistleri, resmi rakamların gerçeği yansıtmadığı ve çok sayıda kadının namus başta olmak üzere farklı gerekçelerle öldürüldüğü görüşündeler.
“Bu mezarlardan Erbil ve Duhok’ta da var”
Kürdistan Bölgesi Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları Örgütü Başkanı Remziye Zana, çok sayıda kadının nedeni tam olarak bilinmeden katledildiğini belirterek, “Öldürülen bu kadınlar herhangi bir kalıntı bile bırakılmıyor. Kadınlar başta namus ve aile içi şiddetten dolayı ya intihar ediyor ya öldürülüyor” dedi.
Durumun sadece Süleymaniye’deki ‘Kadınlar mezarlığı’ ya da ‘Kimsesizler mezarlığını’ kapsamadığını belirten Zana, Bu mezarlar Erbil ve Duhok’ta da var ve ne yazık ki benzer vakalar oralarda da yaşanıyor. Özellikle Kovid-19 ile birlikte bu vakalar arttı. Ayrıca bilindiği gibi Kovid-19’dan sonra sadece Irak ve Kürdistan Bölgesi’nde değil, dünyanın birçok yerinde kadına karşı şiddette artmış durumdadır. Düşünün günde 2-3 saat bir arada yaşamayı başamayanlar bir anda aynı evde günlerce kalmaya mecbur kaldı" ifadelerini kullandı.
Remziye Zana, kadınlara karşı şiddet yasalarının mevcut durumda yeterli olmadığına işaret ederek, bu konuda caydırıcı yasaların çıkarılması gerektiğini söyledi.
“Bu mezarlar insan hakları ihlalidir”
Kadınlara yönelik çalışmalarıyla bilinen “Jin Dergisi” editörü ve başyazarı Avan Caf, bölgede kadınların türlü sorunlarla karşı karşıya kaldığına dikkat çekerek, “Öldürüldükten sonra bu mezarlara gömülen çok sayıda kadın var. Süleymaniye’deki mezar, basına yansıdığı için daha çok biliniyor. Ancak Erbil’de de azınsanmayacak rakamların barındırıldığı mezar var. Bazı kurbanların cesetlerine dahi ulaşılamıyor” diye konuştu.
Kurbanların mezarlarının olmaması ya da mezar taşlarına isimlerinin yazılmamasının insan hakları açısında da ciddi bir ihlal olduğunu altını çizen Caf, sözlerine şunları ekledi:
Bu kadınlar yaşamlarında bir kez kurban oldukları gibi, öldükten sonra da ikinci bir kez kurban oluyorlar. Mezar taşlarına isimlerinin bile yazılması çok görülüyor. Aktivist ve kadın hakları savunucuları, defalarca bu kadınların kimlik bilgilerinin toplanacağı bir merkezin olması gerektiğini talep etmesine rağmen sonuç alınamadı. Başka bir konu da var, kurbanların kız kardeşleri ya da kuzenleri namus ve toplumsal baskı nedeniyle öldürülen yakınlarının mezarının yerini bilse dahi ziyaret edemiyor. Bu kadınların sayıları da tam bilinmiyor; çünkü çoğu vakada gerekli ilgili kuruluşların haberi olmada polis tarafından cesetler bulunup gerekli presedürlerden sonra kimsesizler mezarlığına defnediliyor.
Irak’ın güney ve orta kesiminde daha fazla vakanın görüldüğüne işaret eden Avan Caf, “Merkezi Bağdat yönetiminde kadınlara şiddete yönelik yasalar yok. Kürdistan Bölgesi’nde ise 2011 yılı 8'nci maddesi Kadınlara Karşı Şiddetle Mücadele kapsamında yasa çıktı. Bu yasa büyük ölçüde hayata geçiriliyor” ifadelerini kullandı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Resmi verilere göre, IKB’de 2018’de 48 cinayet, 73 intihar, 139 cinsel saldırı, 254 yakılma olayı yaşandı, 9 bin 421 dava açıldı.
Geçen yılın ilk 11 ayında 138 cinsel saldırı, 45 cinayet, 71 intihar, 238 yakma vakası yaşanırken, 8 bin 956 dava açıldı.
IKB’de geçen yıl 50 kadın öldürülürken, bu yıl Kovid-19 nedeniyle sayıların arttığını ancak kesin veri olmadığı belirtiliyor.
Kürdistan Bölgesi Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Ofisi Halkla İlişkiler Sorumlusu Rewend Sabır ise konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Acil yardım hattımıza hergün şikayetler artıyor. Geçmişte şiddete uğrayan kadınlar şikayet etmekten bile çekiniyordu. Amacımız şiddete uğrayan kadınların intihar yerine kadına yönelik şiddet kurumlarına şikayette bulunarak, haklarını yasal bir yolla geri almalarını sağlamaktır” dedi.
Sadece geçen yılın aralık ayında Erbil’de 2, Duhok’ta 2 ve Süleymaniye’de de 8 yanık vakasının yaşandığını belirten Rewend Sabir, aynı ayda kadına yönelik şiddet, istismar ve saldırı konularında 465 davanın açıldığı bilgisini verdi.
Süleymaniye Polis Müdürlüğü Sözcüsü Serkewt Ahmed ise, kadın ve kızların büyük bölümünün “namus” gerekçesiyle katledildiğini belirterek, “Örneğin; genç kızın ailesi kızlarının bir erkekle sevgili olduğunu öğreniyor, ya da sosyal medya hesabı Facebook üzerinden bazı olayların ortaya çıkmasının ardından aile içerisinde yaşanan tartışmalar ölümle sonuçlanıyor” diye konuştu.
Independent Türkçe
© The Independentturkish