IŞİD’den kurtarılan Telaferli Türkmen kadınları, toplumsal aşiret ve kültürel yapılarından dolayı uzun süredir sorunları dillendirilmiyor.
Türkmen aktivist Himan Remzi, 19 ila 23 yaş aralığında 22 Türkmen kıza yardım elinin uzatılmadığını belirterek, Haseke’deki Hol Kampı’nda da Irak vatandaşı 200 Türkmen kadının bulunduğunu söyledi.
Musul’un batısından 70 kilometre uzaklıktaki Telafer ilçesi'nde IŞİD mensupları, 2014 yılından 2017 yılı sonuna kadar aralarında 130 çocuk ve 470 kadının da olduğu yaklaşık bin 300 Türkmen’i kaçırdı.
Büyük çoğunluğunun Arap ve Şii Türkmenlerin yaşadığı ilçe 2017 yılında Irak güvenlik güçleri tarafından kontrol edildi.
Irak İnsan Hakları Komisyonu verilerine göre, şimdiye kadar bölgeden 22’si çocuk 119’u kadın toplam 141 kişi IŞİD’den kurtarıldı.
Resmi olmayan verilere göre de 23’ü kadın, 23’ü çocuk olmak üzere toplam 46 Telaferli IŞİD’den kurtarıldı.
Bölgedeki Türkmenlerin aşiret ve kültür yapılarından dolayı kaçırılan kadın ve çocuklara dair uzun süre sessiz kalındı, isimleri dahi dillendirilmedi.
Telafer’de aşiret ve kültürel yapı baskın
Türkmenleri Kurtarma Ofisi Başkan Yardımcısı Amir Muli, bölgedeki aşiretlenme yapısından dolayı Irak merkezi hükümetinin ve uluslararası kuruluşların elinde yeterli bilgileri oluşturacak dosyanın bulunmadığını dile getirdi.
2017’de kurtarıldıktan sonra hayatlarına yönelik belirsizlik yaşadığını dile getiren Heyat K. (19) adlı Türkmen kız, akibetini bilmediği arkadaşlarının olduğunu ve dönmelerini umut ettiğini ifade etti.
Kaçırıldığında 16 yaşında olan Türkmen kız, gerçek adının bilinmesini istemediği için kendisine Heyat denilmesini istedi.
Heyat, “Dönmek ve kalmak arasında çok ikilemede kalıyorsunuz. Sonuçta doğduğunuz bölgedeki geleneksel yapıyı biliyorsunuz. Ailemin yanına dönmek ve teröristlerle olmayı sürdürme konusunda karar vermekte çok zorlandım. Döndükten sonra da bize karşı korkunç bakışlarla karşılaştık” dedi.
IŞİD’den kurtarılan Türkmen kızlar, Ezidi kadınlara oranla, basına konuşmaktan, kimlikleri açıklamaktan veya sorunlarını dile getirmekten çekiniyor ya da korkuyor.
Bölgedeki insan hakları aktivistleri ise geçen yılın ortasından itibaren söz konusu sorunun artık dillendirilmeye başlandığını belirtiyor.
Sistani’den kızlara destek
Adının açıklanmasını istemeyen Telaferli bir baba da, kayıplarının bulunması için Ezidiler ile iletişime geçtiklerini belirterek, “Bizim toplum çok kapalı bir toplum. Herşeye oldukça muhafazakarca yaklaşıyorlar. Bu yüzden yaşadıkları gerçeklerle yüzleşmeye hazır değillerdi. Ancak bu son yılda din adamları ve aktivistlerin beyanlarıyla toplumun da bu konudaki görüşü değişti” dedi.
Geçen yılın 14 Temmuz’unda Şii lider Ayetullah Ali Sistani’nin Temsilcisi Abdullah Kerbela, IŞİD’den kurtarılan Türkmen ve Şebek kızları kabulünde, “Bizler kutsal Kerbela’da sizleri karşılamaya hazırız. Sizleri en iyi şekilde ağırlamaya ve gerekli sağlık hizmetlerini de karşılamaya hazırız” ifadelerini kullanmıştı.
Birleşmiş Milletler (BM) Irak Delegasyonu, 3 Ağustos 2019’da ilk kez Türkmen kadınların, IŞİD tarafından kaçırıldıklarını ve bu kadınların örgüt mensuplarının cinsel istismarına maruz kaldığını açıkladı.
4 yılın ardından ilk kez geçen yılın 17 Ağustos’un da kaçırılan Türkmen kızlarına yönelik hazırlanan dosya resmi olarak Kerkük’te, Türkmen vekiller tarafından kamuoyuyla paylaşıldı.
Söz konusu açıklamada, Türkmen kızlarının IŞİD tarafından cinsel tacize uğradıkları ve köle olarak kullanıldıkları ancak sahip oldukları muhafazakar kültürün döneminde söz konusu suçların açıklanmasına müsamaha göstermediğine dikkat çekilmişti.
“Tecavüz sonucu hamile kalıp düşük yapan ya da kendi isteğiyle kürtaj olan kadınlar var”
Telafer’de bulunan 13 STK’nın hiçbiri IŞİD mağduru kadınların tekrar hayata endegre edilmesine yönelik herhangi bir girişimde bulunmadı.
Soruna ilişkin Independent Türkçe’ye konuşan Türkmen aktivist Himan Remzi, ellerindeki verilerine göre yaşları 19 ila 23 yaş aralığında 22 Türkmen kızın IŞİD’den kurtarıldığını söyledi.
Bu kızlardan çoğunun IŞİD’liler tarafından bir ayda 15 kez “alınıp satıldığını” dile getiren Himan Remzi, sözlerine şunları ekledi:
22 mağdur Türkmen kız arasında tecavüz sonucu hamile kalıp düşük yapan ya da kendi isteğiyle çocuğu aldıranlar var. Bu kızlar tecavüz sonucu doğacak çocukları istemeyenlerdir. Kızlar şu anda Telafer’de yaşamlarını sürdürüyor.
Irak Bakanlar Kurulu’na bağlı STK’lar Dairesi Başkanlığı’na IŞİD mağduru kızlara ilişkin ayrıntılı bilgilerin bulunduğu isim listesi sunduk. Yaklaşık bir yıldır bu konuda çalışmalarımızı hızlandırıp, ilgili kişi ve taraflarca da görüştük/görüşüyoruz.
İlk alınan karar da bu kızlara tazminat verilmesi idi. Ancak kızların bir kısmı tazminatlarını alırken, bir kısmı da idari sorunlardan dolayı halen alamadı.
Mağdur kızların ciddi psikolojik sorun yaşadığını ve gerekli tedavi olanaklarının sunulmadığına işaret eden Himan Remzi, “Kurtarılan 22 kızın hepsinin anne ve babası örgüt mensupları tarafından gözleri önünde katledildi” dedi.
Anne ve babaları gözlerinin önünde katledilen Türkmen kızların büyük bölümünün uzak akrabalarının yanın da şu anda yaşamlarını sürdürmeye çalıştıklarını aktaran Remzi, şöyle devam etti:
Tabii bu söylediklerim birinci derece yakınları olmayanlardır. Bu kızlar maddi ve manevi çok kötü şartlarda yaşıyor. Bu kızların yaşadığı bir diğer sorunda eğitimlerini şu anda sürdürememeleridir.
Kızlar arasında IŞİD tarafından kaçırılmadan önce ortaokul veya lisede öğrenci olanlar da var. Kızlar, 2017 yılında kurtarıldıktan sonra da hayatları gibi eğitimleri de altüst oldu ve şu anda bu kızlar üniversite de olmaları gerekirken eğitimlerinden de uzak kalmış durumdalar.
Bir diğer sorun da bu kızların kimlikleri yok. Yeniden kimlik çıkartmak için yüklü bir para lazım ve bunların gerekli imkanları da yok.
Kızlara farklı STK’lar nezdinde yardım edilmesi için de girişimlerde bulunduklarını kaydeden Himan Remzi, “Ne yazık ki bu kızlara gerekli yardım hiçbir şekilde yapılmıyor. Verilen destekler de çok zayıf” diye konuştu.
Hol Kampı’nda 200 Türkmen var
Resmi verilere göre Suriye’nin Haseke kentinde Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolünde bulunan Hol Kampı’nda 48 farklı ülkeden 67 bin 338 kişi bulunuyor.
Bunlardan 30 binden fazlası Irak vatandaşıdır. Kampta kalanların arasında IŞİD’e gönüllü katılan, örgüt tarafından kaçırılan veya IŞİD’li kocalarıyla gitmek zorunda kalan kadınlar da var.
Hol Kampı’nda da Irak vatandaşı 200 Türkmen kadının olduğunu belirten Himam Remzi, mevcut durumda Irak hükümetinin bu kadınları kabul etmek istemediğini ve söz konusu kişilerin de çıkmak isteseler dahi kampta elleri kollarını rahatça sallayarak çıkamadığını kaydetti:
Bu kadınlar benimle iletişime geçti. Bunların hiçbiri kendi isteğiyle IŞİD’e katılmayanlardır, hatta aralarında örgüt mensupları tarafından tecavüze uğrayanlar ve tecavüz sonucu çocuğu olan da var.
Ayrıca 13-15 yaş aralığından çocuklar var ve bu çocuklar da kaçırılan çocuklardır. Bu çocuklara örgüt tarafından askeri eğitimler verilmiş. Kaldı ki bu kamp dağılsa bile içinde bulunanların gidecek yerleri yok.
Türkmen aktivist, Irak’ta uzun süredir yaşanan protesto gösterileri nedeniyle siyasi ve idari anlamda istikrarsızlığın yaşanmasından dolayı kadınların akibetine ilişkin gerekli çabanın gösterilmediğini vurgulayarak, Telafer’in Irak’a bağlı olmasından dolayı da uluslararası STK’lardan Irak Kürdistan Bölgesi’ndeki (IKB) Ezidi kadınlarına yönelik projelerinden Türkmen kadınlarının yararlanamadığını söyledi.
“Türkiye, kızlara yardım elini uzatsın”
Sorunun çözümüne yönelik Türkmen vekillerinin de desteklemediğini kaydeden Remzi, “Ülkedeki Türkmen vekiller de bu konuda ciddi bir girişimde bulunmadığı gibi bize destekte vermiyorlar. Amacımız bu kızlara en azından Türkiye tarafından yardım eli uzatılmasıdır. Bu kızlar çok zor durumda” diye konuştu.
İngiltere’de geçen ay önce katıldığı bir seminerde de mağdurlar hakkında bilgi verdiklerini söyledi.
“Türkmenlere yönelik ayrıntılı bilgi yok”
Irak Kürdistan Bölgesi (IKB) Etnik ve Dini Oluşum İşleri’nden Sorumlu Bölge Bakanı Aydın Maruf ise, “IŞİD’in Irak’a saldırmasıyla Ezidi, Kakeyi, Türkmen ve Hristiyanların da aralarında bulunduğu tüm etnik gruplardan adam kaçırmalar ve vahşice saldırılar yaşandı" dedi.
Özellikle kadın ve kızlara yönelik kaçırmalar olduğuna dikkat çeken Maruf, “Bunlar arasında Türkmenler’e yönelik tam olarak elimizde bir sayı olmamakla beraber ayrıntılı bilgi de yok. 2015-2017 yılları arasında BM’nin Erbil’deki ofisleri ve Lahey’de yaşanan insanlık dramı dillendirildi ancak şimdiye ne kadarı kurtarıldı ne kadarı öldürüldüğüne dair bilgi yok” ifadelerini kullandı.
Kendisi de Türkmen olan Aydın Maruf, sözlerine şunları ekledi:
Sizin de yakında takip ettiğiniz gibi Telafer ve Musul bölgelerinde aşiret ve milis güçlerin yapısı hakim ve aileler de bu konuda ketunlar. Türkmen, Arap, Hristiyan,Şebek farketmeksizin tüm bölgede hakim bir yapıdan söz ediyoruz. Bu nedenle de net bir durum ortada yok ne yazık ki! Geçen yıla kadar da ebeveyinlerini kaybeden çok sayıda çocuk örgütten kurtarıldı. Bildiğiniz gibi Türkmenler’de aşiret yapısı önemlidir ve kızların kimliklerinin saklı tutulması söz konusu olabilir.Ancak genel anlamda hiçbir ailenin kendi çocuklarını reddettiğini düşünmüyorum.
Independent Türkçe
© The Independentturkish