Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, yükseköğretim kanununda yapılan değişikliğin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabulüne ilişkin bir yazılı açıklama yayınladı.
Açıklamada, yapılan değişikliğin ülkenin kalitesine, hukuka, üniversitelere ve Türkiye’nin geleceğine karşı yapılmış bir yanlış olduğu vurgulandı.
Yükseköğretim sistemini büyük ölçekte etkileyecek bir teklifin, kamuoyu, eğitim camiası ve mecliste tartışılmadan kanunlaştığı ifade edilen açıklamada şunlar kaydedildi:
Dünyada 21. yüzyılın büyük dönüşümleri üniversitelerin geliştirdiği teknolojiler ve bilim ışığında harekete geçmiştir. Kovid-19 ile birlikte dijital çağa geçiş hızlanmış, dijitalleşme, biyoteknoloji, yapay zeka gibi inovasyona dayalı teknolojiler varoluşsal önem kazanmıştır. Bu gelişmelerden uzak kalmak, ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan Türkiye’nin gelişmiş ve müreffeh ülkeler arasında yer almasının mümkün olmaması demektir. Kanunla küresel gelişmeler ve 21. yüzyıl vizyonu göz ardı edilerek önemli bir fırsat kaçırılmıştır.
“Öğretim üyeleri devlet memuru statüsünde değildir”
Yeni düzenlemeyle birlikte öğretim elemanlarının disiplin sorumluluğuna ilişkin değişikliğin son derece sorunlu olduğu ileri sürülen açıklamada, “üniversiteleri amaçlarına aykırı bir biçimde adeta devlet dairesine dönüştürecek ve akademik özgürlükten uzak nitelikteki keyfi sonuçlar doğuracak bir düzenleme” denildi.
Açıklamada ayrıca, söz konusu düzenlemenin, Anayasa Mahkemesi’nin öğretim üyelerinin devlet memuru statüsünde olmadığı ve disiplin suçlarının da aynı olamayacağı kararına aykırı olduğu vurgulandı.
“Bu kanunla nokta atışı düzenleme yapılmıştır”
Düzenlenen kanundaki 13. maddenin, Şehir Üniversitesi’ni ve diğer vakıf üniversitelerini doğrudan etkileyeceği belirtilerek şunlar kaydedildi:
Düzenlemeye göre; 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun Ek 11’nci maddesinde yapılacak değişiklikle; geçici olarak faaliyeti durdurulan vakıf üniversitesi YÖK’ün kararıyla kapatılabilecektir. Söz konusu düzenleme ile nokta atışı yapılarak, vakıf üniversitesinin nasıl kapatılacağı, kurucu vakfa ne olacağı, sahip oldukları mülklere nasıl sahip çıkılacağı ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Ancak siyasi irade Şehir Üniversitesi'nin faaliyet iznini iptal edeceğini çok önceleri açıkça ortaya koymuş, siyasi hesaplaşmasına hukuku araçsallaştırarak kanun olarak meclise sunmuştur. Bu şekilde tüm vakıf üniversitelerini kontrolü altına almayı amaçlamaktadır. Açılan bu yol Şehir Üniversitesi dışında da birçok keyfi uygulamaya yasal meşruiyet sağlayacaktır.
Independent Türkçe