Tunus'un devrik Devlet Başkanı Zeynel Abidin bin Ali'nin damadı Murad Trablusi'nin başkent Tunus'taki bir hastanede vefat etmesinin ardından Bin Ali yanlıları eski rejim kadrolarının affedilmesi çağrısını tekrar gündeme getirdi.
Daha önce de benzeri çağrılar yapılmış ancak Bin Ali'nin 23 yıllık diktatörlüğü döneminde yaşanan insan hakları ihalllerinin mağdurlarının itirazları sebebiyle gündemden düşmüştü.
Adalet Bakanlığı'na bağlı Ceza İnfaz ve Islah Kurumu Genel Müdürlüğü adına açıklamada bulunan Süfyan Mazgiş, 2012 yılından beri hapiste tutulan Trablusi'nin ani bir kalp krizi sonucunda öldüğünü duyurdu.
Mazgiş, Başsavcılığın Bin Ali'nin damadının sağlık durumunun kötüleşmesinden sonra vefat ettiğini doğrulamasına rağmen, ölümünün gerçek sebebini belirlemek için adli bir soruşturma başlatılmasına izin verdiğini belirtti.
Adalet Bakanlığı sözcüsü Mazgiş, Damat Trablusi'nin hapishanede kaldığı süre boyunca tıbbi takibinin düzenli ve dakik bir şekilde yapıldığını, fakat özellikle 2007 yılında geçirdiği cerrahi bir operasyona ek olarak hapishaneye girmeden önce bazı kronik hastalıklardan muzdarip olduğunu belirtti.
Tunus Başsavcılığı, Bin Ali ailesi ve diğer damatları gibi Trablusi hakkında da bir birçok yolsuzluk suçlamasında bulunmuştu.
Başkent Tunus'taki bir mahkeme 2012 yılında damat Trablusi'nin işlediği, finansal makbuzları imzalamak için şiddet kullanma, güç ve şiddete aracılık etme, tehdit altındaki bir kişiyi haksız bir borç belgesi imzalamaya zorlamak gibi suçlardan dolayı 20 yıl hapsine hükmetmişti.
Devrik rejim kadrolarının affı ve Bin Ali taraftarlarıyla uzlaşmanın önündeki engelleri aşma yönündeki en son girişim, Nahda Hareketi'nin lideri Raşid el-Gannuşi tarafından geçtiğimiz Mart ayında geldi.
Gannuşi Anayasa Partisi'nin temsilcilerine ve devrim sonrasında İslami hareketin iktidara katılımını engelleyen ve İslami hareketle iktidar paylaşımını reddeden solcu hareketin temsilcilerine “kapsamlı bir ulusal mutabakat ve Tunus halkının birliğini sağlamak için” çağrı yaptı. Ancak bu çağrı siyasi çevreler tarafından hiçbir karşılık bulmadı.
Bundan sonra Gannuşi, geriye kalan siyasi partileri Tunuslular arasında kapsamlı bir uzlaşı girişimine davet etmeden önce, dağılmış olan Anayasal Demokratik Toplum Partisi'nin Genel Sekreteri Muhammed el-Garyani'yle görüştü. Aynı bağlamda, merhum Başkan el-Beci Kaid es-Sibsi 2017 yılında kapsamlı bir uzlaşma girişimi başlatmış, yolsuzluk operasyonlarındaki ilgili idareyle sağlanan mutabakatla sonuçlanmıştı.
Ancak, Anayasa organı olan Hakikat ve Onur Kurulu'nun hak ihlallerinin tanınması, her türlü istismara maruz kalanlardan özür dilenmesi yönündeki hesap verebilirlik ve uzlaşma temelli girişimlerine rağmen siyasi dosya askıda kalmıştı.
2011 Devriminden sonra birbirini takip eden hükümetlerin, yargı boyutunun siyasi boyutuyla örtüştüğü bu dosyayla ilgili icraatları, Bin Ali ailesinin ve damatlarının el konulan mülklerini satmaya devam etmek oldu.
Bu bağlamda, Maliye Bakanı Gazi eş-Şevaşi, içinde bulunduğumuz Nisan ayında, bir hükümet komisyonu olan El Konulan Mallar Komisyonu'nun devrik lider Zeynel Abidin bin Ali ve ailesinin rejiminin simgelerinden olan 15 farklı mülkün devredilmesinin kararlaştırıldığını doğruladı. Söz konusu mülkler, daireler, araziler, saraylar, büyük şirketler ve medya kurumlarından meydana geliyor. El konulan medya kuruluşlarının başında Şems FM, iki gazete yayınlayan Dar Assabah medya şirketi geliyor.
Maliye Bakanı, el konulan tüm mülklerin devlet hazinesine ek kaynak sağlanması amacıyla satılacağını söyledi.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Şarku'l Avsat