10. yılına giren Suriye savaşının dönüm noktaları

Suriye'deki savaş 9 yılı geride bıraktı. Siyasi çözüm ufukta gözükmezken savaş ülkede yarım milyona yakın insanın ölümüne, nüfusunun yarısının evini terk etmesine ve ekonominin neredeyse tamamının çökmesine yol açtı

21. yüzyılın en büyük savaşlarından biri olan Suriye savaşında, Devlet Başkanı Beşar Esad iktidarını korudu ancak savaşta yarım milyona yakın insan öldü, ülke nüfusunun yarısıysa evini terk etmek zorunda kaldı  (AFP)

Çok sayıda bölgesel ve uluslararası oyuncunun dahil olduğu Suriye savaşında 9 yıl geride kaldı.

2012'den beri Suriye'de bir türlü sağlanamayan siyasi çözüm ufukta gözükmezken, milyonlarca mülteci yaratan, milyonlarcasını da evini terk etmeye zorlayan savaşta 380 bin ile 585 bin arasında kişinin öldüğü tahmin ediliyor.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne göre savaş nedeniyle 5 milyondan fazla Suriyeli mülteci konumuna düştü.

Halihazırda Suriye hükümeti ülkenin güneyindeki illeri, başkent Şam'ı, Akdeniz kıyısındaki Lazkiye ve Tartus'u ve ülkenin orta kesimindeki Humus'u tümüyle elinde tutuyor.

Orta kesimdeki Hama, kuzeydeki Halep ve doğudaki Deyr ez Zor illerinin merkezine de hükümet güçleri hakim. Bu bölgeler, ülkenin yaklaşık 70'ine tekabül ediyor.

Muhaliflerin hakimiyet alanıysa yüzde 10'un altında.

Muhalifler, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi, Halep kırsalındaki Fırat Kalkanı Harekatı bölgesi, Zeytin Dalı Harekatı sonucu Kürt güçlerin çekildiği Afrin ilçesi, Fırat Nehri'nin doğusunda yine Türkiye'nin düzenlediği Barış Pınarı Harekatı sonucu Tel Abyad ve Rasulayn ilçelerinde varlık gösteriyor.

IŞİD ise Humus çölü olarak bilinen, hükümet güçlerinin kuşatmasındaki küçük bölgede varlığını sürdürüyor.

Ülkede aralarında IŞİD, El Nusra gibi cihatçı örgütlerin devreye girmesiyle yoğunlaşan savaşa, ABD, Türkiye, Rusya, İran, İsrail’in de aralarında bulunduğu pek çok ülke müdahil oldu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kronoloji

15 Mart 2011’de Esad ailesinin 40 yıldır süren yönetimine karşı siyasi değişim talebiyle gösteriler başladı. Devlet Başkanı Beşar Esad protestoları bastırmaya çalışsa da eylemler yayılarak  ve şiddetlenerek devam etti.

Temmuz ayında Suriye ordusundan ayrılan Albay Riyad el Esad liderliğinde Türkiye’de Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) kuruldu. Batı ve Körfez ülkeleri desteğiyle ülkede silahlı ayaklanma başladı.

Muhalifler ülkenin ikinci büyük kenti Halep’le, üçüncü büyük kenti Humus’un geniş bir bölümü dahil önemli kazanımlar elde etmeye başladı.

2012’de Suriye hükümeti güçleri baskıyı şiddetlendirdi. Özellikle muhaliflerin kalesi Hama şehrinde kanlı ordu operasyonları yapıldı.

Temmuz ayında ÖSO başkent Şam’a saldırı başlattı. Hükümet başkentin kontrolünü elinde tutsa da muhalifler bazı mahalleleri ele geçirdi.

2013’te hükümet helikopter ve savaş uçaklarıyla hava saldırılarına başladı. Muhaliflere göre bu hava saldırılarında varil bombaları da sıklıkla kullanıyordu.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi  Şubat 2014’te Çin ve Rusya’nın da onayıyla kabul edilen 2139 no’lu kararıyla tüm taraflara insani yardıma izin vermeleri çağrısı yapacaktı. Çağrıda varil bombaları da dahil ayrım gözetmeksizin yapılan hava saldırılarına son verilmesi de yer alacaktı.

Yine 2013’te Lübnan Hizbullah’ı Suriye hükümet güçlerine savaşçı desteği gönderdiğini duyurdu. İran da Esad hükümetine desteğini güçlendirmeye başladı.

Ağustos 2013’te muhaliflerin kontrolünde bulunan Şam yakınlarındaki Guta’da iki kimyasal saldırı yapıldı.

Saldırılarda Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü’ne göre çocuklar dahil 355, ABD’ye göre 1429, ÖSO’ya göre 1729 kişi yaşamını yitirdi.

Suriye hükümeti suçlamayı reddedip saldırıdan muhalifleri sorumlu tutarken, dönemin ABD Başkanı Barack Obama son dakikada cezalandırıcı saldırıdan vazgeçti ve Moskova’yla Suriye’nin kimyasal cephanesinin yok edilmesinde anlaştı. Bu silahların yok edilmesi Ağustos 2014'e kadar devam etti. 

Haziran 2014’teyse bir anda ortaya çıkan cihatçı IŞİD (Irak ve Şam İslam Devleti) örgütü Suriye ve Irak’ta ele geçirdiği yerlerde "hilafet" ilan etti.

Eylül ayında ABD öncülüğündeki 70'ten fazla ülkeden oluşan koalisyonun üyeleri Suriye’de IŞİD’e karşı hava saldırılarına başladı.

Bu saldırılar 2013’ten beri Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgelerde özerk yönetimler oluşturan Kürt grupların elini güçlendirdi.

IŞİD’le mücadele amacıyla ABD’nin de desteğiyle Kürt, Arap, Süryani, Ermeni ve Türkmenlerden oluşan ortak operasyon gücü SDG (Suriye Demokratik Güçleri) kuruldu.

SDG, 2017’de örgütü "başkent" ilan ettiği Rakka’dan, 2019’da da son tutunduğu yer olan Irak sınırındaki Baghuz köyünden IŞID’i çıkarmayı başardı.
 


Savaşın gidişatını değiştiren olaysa Suriye hükümetinin müttefiki Rusya’nın Eylül 2015’te hava saldırılarına başlaması oldu.

Hükümet güçleri bir dizi güçlü saldırı kampanyasıyla 2016’da Halep, 2018’de de Doğu Guta dahil olmak üzere muhaliflerin elindeki önemli yerleri geri aldı.

24 Ağustos 2016'da TSK ve ÖSO, Fırat Kalkanı Harekatı'nı başlattı. ABD ve Rusya, Türkiye'nin Kürt güçlerine karşı değil, IŞID'e yönelik operasyonlarına destek verirken 29 Mart 2017'de biten harekat sonucu resmi rakamlara göre 71 Türk askeri hayatını kaybetti. 

Nisan 2017’deyse muhaliflerin elindeki İdlib’e bağlı Han Şeyhun kasabasına yapılan sarin gazı saldırısında 80’den fazla kişi öldürüldü.

Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) raporunda saldırıda sarin gazı kullanıldığını doğrulayarak hükümeti sorumlu tutan bir açıklama yaptı.

ABD, Türkiye, Fransa ve muhalifler saldırıdan Esad hükümetini sorumlu tutarken Suriye ve Rusya suçlamaları reddeti.

ABD karşılık olarak Han Şeyhun saldırısının düzenlendiği merkez olduğunu iddia ettiği Şayrat Hava Üssü’ne 60 adet Tomahawk füzesiyle saldırı düzenledi.

Nisan 2018’de Fransa ve Birleşik Krallık’ın da desteğiyle ABD, hükümeti Şam yakınlarında muhaliflerin kontrolü altındaki Duma’ya kimyasal saldırı düzenlemekle suçlayarak Suriye'ye bir dizi saldırı düzenledi.

ABD, Türkiye ve Fransa kimyasal saldırıdan Esad hükümetini sorumlu tutarken Rusya ve Suriye suçlamaları reddetti.

Ocak 2018'te Türkiye PKK, PYD-YPG ve IŞİD'e karşı yaklaşık 2 ay sürecek Zeytin Dalı Harekatı adını verdiği askeri operasyonu başlattığını duyurdu. Afrin'in kontrolü Türkiye destekli grupların kontrolüne geçerken resmi rakamlara göre 54 Türk askeri operasyonda yaşamını yitirdi.

Ekim 2019’da Türkiye, PKK ile bağını gerekçe göstererek terör örgütü olarak tanımladığı, ABD ve diğerlerininse IŞİD’e karşı müttefik olarak kabul ettiği SDG’nin sınır bölgesinden uzaklaştırılması amacıyla Barış Pınarı Harekatı’nı başlattı.

Operasyonla birlikte ABD güçlerini Türkiye ile Suriye sınırındaki alandan çekmeye başladı.

23 Kasım’da sonlanan Barış Pınarı Harekatı sonucu Türkiye sınırda 120 kilometre uzunluğundaki, 30 kilometre derinliğindeki alanı kontrol etmeye başladı.

27 Ekim 2019'da IŞİD lideri Ebubekir Bağdadi 'nin ABD'nin İdlib'de düzenlediği operasyonla öldürüldüğü açıklandı.

Aralık 2019’daysa Esad hükümeti Suriye’nin kuzeydoğusunda Türkiye’nin desteklediği muhaliflerin kontrolündeki son önemli alan İdlib’i almak için sert bir saldırı başlattı. İnsani krize yol açan saldırı 1 milyon'dan fazla insanın göç etmesine yol açtı.

Türkiye ve desteklediği muhalif gruplarla Suriye ordusu arasında şiddetli çatışmalar yaşanırken 27 Şubat’ta Türkiye, İdlib'de ateşkes gözlem misyonu yürüten 34 askerini kaybedince Suriye hükümetine karşı Bahar Kalkanı Harekatı'nı adını verdiği operasyonunu başlattı.

5 Mart’ta Türkiye ile Rusya arasında İdlib'de ateşkes konusunda mutabık kalındı. 

Rakamlarla savaş

Muhaliflere yakın Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne göre savaşta 380 bin ile 585 bin arasında kişi öldürüldü.

Gözlemevinin Ocak 2020 verilerine göre bunların 22 bini çocuk olmak üzere 115 binden fazla sivil oluşturuyor.

Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) göre ülkenin bazı bölgelerinde sakatlık oranı yüzde 30'a yükseldi. Bu dünya ortalamasının iki katı. 

Savaşta yaralananlarınsa en az yüzde 45'inin kalıcı sakatlığı oluştu.

ABD'li sivil toplum kuruluşu CARE'e göre Suriye krizi, II. Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük nüfusun yerinden edilmesine yol açtı.

Ülkenin savaş öncesi 23 milyon olan nüfusunun yarısından fazlası evini terk etmek zorunda kaldı.

Birleşmiş Milletler'e (BM) göre Şubat 2020 itibarıyla ülke dışındaki mültecilerin sayısı 5,5 milyon.

6 milyondan fazla kişiyse ülke içinde yer değiştirdi. Türkiye yaklaşık 3,6 milyon sığınmacıyla bu yükün önemli bir bölümünü üstleniyor.

Lübnan da 1,5 milyon Suriyeliye kapılarını açmış durumda. Yüzbinlerce Suriyeli Avrupa'ya göç ederken Irak, Mısır ve Ürdün milyonlarca Suriyeliyi barındırıyor.

9 yıl süren savaş ülkenin ekonomisini de çökertti.

BM Dünya Gıda Programı'na göre her 5 aileden 4'ü ihtiyacı olan gıdaya ulaşamıyor. BM'ye göre işsizlik, enerji kesintileri ve yakıt sıkıntıları nedeniyle yoksulluk sınırı altındaki Suriyelilerin oranı, savaş öncesi rakam olan yüzde 28'den yüzde 83'e yükseldi.

Suriyeli yetkililere göre petrol ve gaz sektörü 2011'den bu yana 74 milyar dolar zarar etti. BM ülkedeki ekonomik zararın toplamda yaklaşık 400 milyar dolar olduğunu belirtiyor.
 

Independent Türkçe, AFP, AA
Derleyen: Keremcan Karabatak

DAHA FAZLA HABER OKU