10 yıl önce Türkiye’ye gelen Filistinli Ahmed Hacali'yi hiç kimse insan kaynakları alanında verdiği eğitimlerle tanımadı.
Ya da Suriyeli senarist eşinin yazdıkları, bir filmin ya da dizinin senaryosu olmadı…
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Onların hikâyesi, 28 Şubat gecesi sınır kapılarının açılmasıyla Edirne’ye akın eden, Yunanistan’ın kapıları açmamasıyla ara bölgede soğukta dört gecedir bekleyen binlerce senaryodan biri…
Ve bu hikâyenin Pazarkule Sınır Kapısı’nda yazılmış kısmını bize gösteren ise AFP fotomuhabiri Ozan Köse’ye ait bir fotoğraf karesi.
Türkiye’de mültecilere yönelik önyargının artması ve iş imkânlarının daralmasıyla özellikle son dört yılda zor zamanlar geçiren ve birkaç ay önce Yunanistan’a geçen eşinin yanına gitmek isteyen Ahmed Hacali, Köse’nin kadrajına yedi yıldır beraber yaşadıkları köpeği Sofi ve kedisi Şekip ile girdi.
Herkes gibi o da “umuda” yolculuğa “ailesiyle” çıkmıştı. Ancak bilmediği bir detay vardı. Kendisi geçebilse bile hayvanlarının akıbetinin çok kötü bitebileceği ihtimali…
Bu kötü ihtimali yepyeni bir hikâyeye dönüştüren ise İstanbul merkezli iki önemli kurum oldu: Hayvan severlere, sokak hayvanları ile ilgili aradıkları her türlü desteği sunan Kirikkuyruk.com ile yine sokak hayvanları yararına projeler üreten Karabaş Derneği.
Karabaş Derneği aynı zamanda yıllardır, yurt dışına hayvan sahiplendirmesi yapan bir kurum. Dolayısıyla bir hayvanın ülke değiştirmesi durumunda izlenecek prosedüre ve gereken evraka hâkimler.
Yasal olmayan yollarla başka bir ülkeye taşınan evcil hayvanlara ne olduğunu ise Karabaş Derneği Başkanı Tolga Akyıldız, şöyle açıklıyor:
Kişi bir şekilde sınırı geçse bile, eğer karşı tarafta yakalanırsa bir kampa yerleştirilebilir. Ancak hayvanların kuduz aşısı gibi evrakı olmadığında genelde uyutuyorlar, öldürüyorlar. Dolayısıyla Şekip ve Sofi’nin hiçbir şansı yoktu.
Ozan Köse’ye ait fotoğrafı görmeleriyle başlayan süreci Independent Türkçe’ye anlatan Akyıldız, öncelikle Kirikkuyruk.com’un yardımıyla Ahmed’in telefonuna ulaştıklarını söyledi.
Akyıldız’ın aktardıklarına göre telefonunun bataryası dayanmayan, WhatsApp imkânı olmayan Ahmed’e binbir güçlükle ulaşıldıktan sonraki süreç şöyle gelişti:
Kendisini aradık ve hayvanları geçiremeyeceğini, geçmeleri durumunda sonlarının kötü olabileceğini anlattım. Çok ağladı.
Biz ona ‘Siz hangi ülkeye gidiyorsanız gidin. Yerleşin. Biz, Karabaş Derneği olarak bu hayvanlara sponsor olalım. Tüm bakımlarını, barınmalarını sağlayalım. Sağlık sorunları varsa onları halledelim ve Avrupa’ya çıkabilmeleri için gerekli evrakı toplayalım. Maddi, manevi her türlü ihtiyacı biz karşılayalım’ dedik.
Çok üzüldü ama hayvanları düşündüğü için kabul etmek zorunda kaldı.
Bunun üzerine İstanbul’dan çıkan Akyıldız, Ahmed ile tampon bölgede buluştu.
Cumadan bu yana dışarıda olan binlerce insan gibi, Yunanistan tarafından atılan gaz bombalarına maruz kalan, güç bela yemek yiyen Sofi ve Şekip de perişan hâldeydi.
Hayvanları alan Akyıldız, tekrar İstanbul’a dönerken, gözyaşlarıyla ailesinden ayrılan Ahmed için, sınırda bekleme ve Yunanistan’daki eşiyle buluşup Hollanda’ya gidebilme hayali devam ediyor…
Independent Türkçe’ye konuşan Tolga Akyıldız, Sofi ve Şekip’in bugün tam muayaneden geçeceğini söyledi ve ekledi: Ahmed ve eşi, ‘Biz bu hayvanları alıyoruz’ diyene kadar, hayvanlar bizim kontrolümüzde…
© The Independentturkish
