Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, bu kapsamda Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan ile bir araya geldi. Arıkan’ın yanı sıra Siyasi İşler Başkanı Mesut Doğan, Dış İlişkiler Başkanı Mustafa Kaya, Kadın Kolları Başkanı Nurgül Beytiye Ekinci ve Meclis Grup Başkanvekili Bülent Kaya tarafından kapıda karşılandı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Toplantı sonrası yapılan ortak basın toplantısında Tuncer Bakırhan; Türkiye'nin de Kuzey Doğu Suriye yönetimiyle görüşmesi gerektiğini söyledi.
Bakırhan şöyle konuştu:
Çözüm ve barış meselesindeki hem fikir olmalarından kaynaklı artık meclisin de yasal düzenlemeler için önüne bir yol haritası koyması gerektiğini belirtmek istiyoruz. Bu kadar ilgi var bir toplumsal mutabakat var peki iktidar neyi bekliyor diye soruluyor. Biz de sizin aracılığınızla bu soruları tekrar etmiş olalım ve şunu söyleyelim: Bu sürecin güvenilir bir şekilde yürümesi için en başında Sayın Öcalan'ın müzakere yapma koşulları şartları öncelikle oluşturulmalıdır. Sayın Öcalan'ın yapmış olduğu çağrı Suriye'de yapılan mutabakatın da önünü açtı, Kuzeydoğu Suriye yönetimiyle geçici Şara hükümetini bir araya getirdi. Sayın Cumhurbaşkanı da aslında bu konuda çok önemli şeyler söyledi kazanan Suriye halkı olacak dedi. Biz de bunu önemsiyoruz, buna katılıyoruz. Bu vesileyle de Türkiye'de iktidara aracılığınızla şu çağrıyı yapmak istiyoruz: Kuzeydoğu
Suriye yönetimiyle sizin de temasa geçme zamanınız, direkt Kuzeydoğu Suriye yönetimiyle görüşebilirsiniz, konuşabilirsiniz, ne istediklerini anlayabilirsiniz. Nasıl Suriye'de diyalog bir mutabakatla sonuçlandıysa Türkiye'deki bu çözüm tartışmalarının da bir mutabakata ve bir demokratik yasal adımların atılmasına vesile olmasını umuyoruz.
Erbakan'ı andı
Çatısı altında bulunduğumuz Saadet Partisi'nin aslında kurucu lideri Sayın Erbakan'ı burada anmamak olmaz. Türkiye'de çok önemli ilklere imza attı. Türkiye'nin en zor döneminde hem de darbenin etkisinin sürdüğü dönemlerde, kimsenin Kürt demediği dönemlerde rahmetli Erbakan'ın Kürt meselesine kafa yorması, çözüm arayışı içerisine girmesi çok kıymetlidir. O geleneğin temsilcisi olan Saadet Partisi'nin de bugün yapmış olduğumuz görüşmelerde rahmetli Erbakan'ın meseleye yaklaşımıyla aynı yerde durmaları bizi çok sevindirdi.
Arıkan'dan iktidara şeffaflık uyarısı
Sadet Partisi Mahmut Arıkan da olağanüstü dönemler yaşandığını ve siyasi partilerin bir araya gelmelerinin çok kıymetli olduğuna dikkat çekerek şu vurguları yaptı:
Kürt meselesiyle alakalı Saadet Partisi'nin 56 yıllık bir geçmişi var. 56 yıl boyunca Saadet Partisi, milli görüş hareketi nerede durduysa bugün de aynı yerde durduğumuz tekraren ifade etmek isterim. Suriye'deki iç savaşın 14 yılına giriyoruz, acı hadiselerin yaşandığını, özellikle birkaç gün önce yaşanan katliam karşısındaki üzüntümüzü de ben tekraren ifade etmekte fayda görüyorum.
Türkiye'de eğer bir demokratikleşme olacaksa, Türkiye'de 50 yıla yakın zaman zarfında yaşanan hadiselerin çözümü gerçekten isteniyorsa bazı şeylerin hükümet tarafından da hayata geçirilmesi gerekiyor. Bunlardan bir tanesi birçok konu muallaklığını muhafaza ediyor. Özellikle iktidar kanadının bu konudaki süreci şeffaf yönetme ile alakalı çekingen durması, süreçle alakalı kamuoyunu siyasi partileri bilgilendirme noktasında çekingen durması bizleri de kaygılandıran durumlardan biri olduğunu ifade etmek isterim.
Diğer husus ne yapılırsa yapılsın insan onurunun, yaşam hakkının muhafaza edilerek kararlar alınması, sürecin yönetilmesinin de önemli olduğunu ifade etmek isterim. Yine Türkiye'de bir demokratikleşme olacaksa, düşünce özgürlüğünün önündeki engellerin de kaldırılması gerekiyor. Hala siyasi partilerin yetkililerin gözaltı süreçlerini yaşıyoruz, hakkında soruşturmaların açıldığını görebiliyoruz. Sivil toplum kuruluşlarımızın, gazetecilerimizin, siyasilerimizin düşüncelerini rahat ifade edebilecekleri ortamlarda bu hükümet tarafından sağlanması gereken bir husus. Kayyum meselesi yine Saadet Partisi'nin kaygıyla takip ettiği hususlardan bir tanesi. Birçok belediyeye kayyum atandı, belediye başkanları görevden alınabilir gerçekten suçları varsa, cezaları da vardır. Eğer bir belediye başkanının geriye dönme imkanı ihtimali kalmadıysa o belediyeye kayyum atamak yerine orada bir seçim yapılması, seçimlerin tekrarlanmasının daha demokratik bir durum olduğunu da ifade etmek isterim.
Yine iktidar bu süreçle alakalı samimiyetini ortaya koyabilmesi için nefret dilinden de çıkması gerekiyor, biraz daha iktidar partisine yakışan, Sayın cumhurbaşkanının yapması gereken kucaklayıcı bir dili önemsemesi, ön plana çıkartmasını da önemli buluyorum. Bir diğer husus Amerika ve İsrail iki ülkenin bizim iç işlerimize de Suriye'deki son gelişmelerle alakalı da müdahil olmaması da hayati öneme sahip bir durum.
Son olarak da hassas bir dönem 50 yıla yakın konuşulan konuların çözümüne yaklaşıldığı bir dönem hem siyasilerin hem kanaat önderlerinin hem STK'ların açıklamalarına dikkat etmesi gerekir ve ihtilaflardan ziyade ittifakların konuşulması gereken bir döneme girdiğimizi ifade etmiş olayım.
Erdoğan'la görüşme
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, heyetin Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşmesine ilişkin soruya da şu yanıtı verdi:
Heyetimiz Sayın Erdoğan'la görüşecek, görüşmeli. Biz buradayken heyetimiz başvuru hazırlıklarını yapacak. Türkiye'nin 50 yıllık bir sorununu konuşuyoruz, içtiğimiz suya kadar etki eden bir sorunu konuşuyoruz. Bu sorun konuşulurken sayın cumhurbaşkanı da dahil olmalı, başka siyasi partiler de dahil olmalı.