Çok bariz gelecek belki ama, bir filmin Oscar adayı olması onu otomatik olarak iyi bir film yapmaz.
Aslında, yıllar içinde Akademi’nin gözünden kaçan ödülledirmeye değer çok sayıda film oldu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Elbette belli filmlerin Oscar seçmenlerinin seçeceği filmler olmadıkları için aday gösterilmediklerini düşünmek kolay, ama tarihte kimi sürprizler de yok değil.
Örneğin, neredeyse her yeni süper kahraman filmi teknik ya da makyaj kategorileri sayesinde adaylık elde ederken, sıradan animasyon filmleri de çoğunlukla belirli bir yıl az sayıda seçenek olmasından dolayı adaylığa layık görülüyor.
Bu şu demek; eleştirmenler DC’nin Suicide Squad: Gerçek Kötüler (Suicide Squad) gibi filmlerini yerden yere vurduğu halde Akademi’nin radarına girebilir (ki kazandı bile). Karanlığın Gölgesinde (Don’t Look Now) ve The King of Comedy gibi klasiklerin değerlendirmeye bile alınmadığını düşündüğünüzde bu tam bir saçmalık.
Üstelik bunlar tek değil, yazının devamında hiçbir dalda Oscar’a aday gösterilmemiş en şaşırtıcı 47 film yer alıyor.
1. Amerikan Sapığı (Amerikan Psycho - 2000)
Mary Harron'ın Bret Easton Ellis'in romanından uyarladığı ve psikopat Patrick Bateman karakterini Vice dizisi yıldızı, daha sonra Oscar ödülü kazanan Christian Bale'in oynadığı film tek bir dalda bile aday göstermedi.
2. Gün Doğmadan (Before Sunrise - 1995)
Richard Linklater'ın Before… üçlemesinin son iki filmi senaryo dalında aday gösterilirken, dünyayı müstakbel evli çift Jesse (Ethan Hawke) ve Celine (Julie Delpy) ile tanıştıran film acımasızca gözardı edilmişti.
3. Ölüm Korkusu (The Big Heat - 1953)
Fritz Lang, Akademi tarafından gözardı edilmiş bir dizi film çekmişti; Glenn Ford, Lee Marvin ve Gloria Grahame'in başrolünde yer aldığı bu film noir da onlardan biriydi.
4. Büyük Lebowski (The Big Lebowski - 1998)
Akademi'nin Coen kardeşlere gösterdiği cömertlik, İhtiyarlara Yer Yok (No Country for Old Man) En İyi Film dalında tarihin gördüğü en çekişmeli yarışta Kan Dökülecek'i (There Will Be Blood) geride bıraktığında doruğa ulaşmıştı. Jeff Bridges'in The Dude karakterini canlandırdığı bu her repliğinden alıntı yapılabilecek kimlik karmaşası komedisinin hiçbir ödüle aday gösterilmemiş olması halen şaşırtıcıdır.
5. Blow Out (1981)
Brian De Palma filmlerini pek de ödül kazanma umuduyla yapmıyor ama Michelangelo Antonioni'nin Blow Up'ından yola çıkan bu siyasi gerilim aday olacağı tüm Oscarları sonuna kadar hak ediyordu.
6. Serseri Aşıklar (Breathless - 1960)
Serseri Aşıklar'ın adaylık alamaması Oscarlar'ın güvenilir olamayacağının kanıtıdır. Dünyada en çok incelenen filmlerden biri olmasına rağmen, Jean Luc-Godard'ın bu Fransız başyapıtı tam tamına sıfır adet Akademi Ödülüne sahip.
7. Bringing Up Baby (1938)
Akademi pek çok dikkate değer absürd komediyi ödüllendirdiyse de, Howard Hawks'ın yönettiği, Cary Grant ve - en çok ödül kazanan rekorunu halen elinde tutan - Katherina Hepburn'un başrolünü paylaştığı bu başyapıt onlardan biri olamadı.
8. Karanlığın Gölgesi (Don't Look Now - 1973)
Venedik'te çekilen bu gerilimin yönetmeni Nicolas Roeg, Oscar tarihinin en haksız yere gözardı edilmiş yönetmenlerinden biri.
9. Karanlık Yolculuk (Donnie Darko - 2004)
Jake Gyllenhaal'dan bir yıldız yaratan Richard Kelly'nin bu akıl bükücü bilim kurgusu 2004'te ilk gösterime girdiğinde bir festival favorisi oldu. Pek çok kişi filmin senaryo dalında aday olmasını bekliyordu.
10. İyi, Kötü ve Çirkin (The Good, the Bad and the Ugly - 1966)
Western filmler 1990'lı yıllara kadar Akademi'den bir hayır görmedi. İroniktir ki, Sergio Leone'nin pek çok kişinin türünün zirvesi olarak gördüğü bu filminde başrol oynadıktan sonra kariyeri parlayan Clint Eastwood'un yönettiği Unforgiven filmi sayesinde bu tabu da yıkılmış oldu.
11. Protesto (La haine - 1995)
Mathieu Kassovitz'in bu siyah-beyaz dram filmi - İngilizce'ye Hate (Nefret) olarak tercüme edildi - üç genç arkadaş ve onların Paris'in banliyölerinde verdikleri yaşam mücadelesini konu alıyor.
12. Halloween - 1978
Akademi korku filmlerinin adaylıklarını pek köpürtmüyor olabilir ama John Carpenter'in etkileyici filmi Halloween'in eksikliğinin gözalıcı bir yok sayma olduğunu gösteren geçmiş örnekler de yok değil (bkz: The Exorcist ve Kuzuların Sessizliği).
13. Harold ve Maude (Harold and Maude - 1971)
Bu sıradışı romantik drama, muhtemelen Oscar adaylığı bulunmadığı için gösterime girdiği dönemde tam bir eleştiri ve ticari fiyasko örneği oldu. Yine de bugün sıkı izleyici kitlesi sayesinde sinemaseverlerin ilgisini çekmeye devam ediyor.
14. Büyük Hesaplaşma (Heat - 1995)
Robert de Niro ve Al Pacino'nın sinema ortaklığı olan, Michael Mann'in bu polisiye draması kağıt üzerinde en güçlü adaydı fakat hiçbir Oscar adaylığı kazanamadı.
15. His Girl Friday (1940)
Howard Hawks'ın Cary Grant'in başrol oynadığı ve bir tek Oscar ödülüne dahi acımasızca aday gösterilmemiş bir diğer absürd komedisi.
16. Insomnia - 2002
Christopher Nolan'ın muhteşem ve mütevazı draması - Batman Begins'den yıllar önce yapılan - Insomnia beklentileri karşılayamadıysa da, filmde yeterince güçlü performanslar (Al Pacino, Robin Williams, Hillary Swank) oyunculuk ödüllerine adaylıkları garantilemişti. Ne yazık ki film hiçbir ödülde aday olmadı.
17. Local Hero (1983)
Bill Forsyth'un sevilen komedi-dram filmi, çalıştığı petrol şirketinin rafineri inşa etmek istediği İskoç köyünü satın almak için gönderilen Amerikalı bir adamın başından geçen talihsizlikleri konu alıyor. Forsyth, Bafta'da En İyi Yönetmen ödülünü kazandı ancak film Akademi'den böyle bir ilgi görmedi.
18. Bir Şehir Katilini Arıyor (M - 1931)
Filmin ismindeki “M” Fritz Lang'ın seri katil avını anlatan bu Alman dramasında “masterpiece" (şaheser) anlamına geliyor diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz, Akademi hiç öyle düşünmüyor.
19. Bir İdam Mahkumu Kaçtı (A Man Escaped - 1956)
Robert Bresson’un André Devigny’in anılarından uyarladığı, Fransız Direniş üyesinin II. Dünya Savaşı sırasında Almanlara esir düştüğü süreçte yaşadıklarını gösteren film, Bresson’un kendisinin de yıllar önce tutsak edildiğini düşündüğümüzde daha da büyüleyici hale geliyor.
20. Margaret (2011)
Kenneth Lonergan, Manchester by the Sea ile Oscar kazanarak kariyerine devam etmiş olabilir ancak Margaret - Anna Paquin'in yakıcı bir performans sergilediği bu üç saatten uzun süren dram filmi - tek bir Oscar'a bile aday olmayı başaramadı.
21. Aşk Zamanı (In the Mood for Love - 2000)
Wong Kar-wai, mevcut eşlerinin birbirleriyle ilişki yaşadıklarından şüphelenirken birbirine aşık olan bir kadın ve bir erkeğin (Tony Leung ve Maggie Cheung) hikayesini anlattığı bu övgü toplayan Hong Kong yapımı dram filmiyle romantik sinemanın standartlarını belirlemişti.
22. The King of Comedy - 1982
Oscar kazanması onlarca yılını almış olabilir ancak Akademi, Martin Scorsese filmlerini aday göstermede nadiren ayak diretmişti - özellikle Robert De Niro'nun başrol oynadıklarını. The King of Comedy bu anlamda bir istisnaydı.
23. Uzun Veda (The Long Goodbye - 1973)
Robert Altman'ın bu muazzam gerilim filminin yıldızı Elliott Gould, yönetmenin bu en eğlenceli filmlerinden birinde Raymond Chandler'ın özel dedektifi Philip Marlowe'u canlandırıyor. Yönetmen, 2006'ya geldiğimizde Onur Ödülü'nün sahibi olacaktı.
24. The Man With Two Brains (1983)
Pek çok kez sunuculuğunu üstlenmiş olsa da, Steve Martin hiçbir zaman Oscar'a aday gösterilmedi. Takdiri hak ettiği filmlerden biri Carl Reiner'in 1983 tarihli bilim kurgu komedisi The Man with Two Brains'di.
25. Aşk ve Ölüm (A Matter of Life and Death - 1946)
Akademi Film Arşivi, 1999'da A Matter of Life and Death'i muhafaza etmiş olabilir ancak seçmenler 1946'da gösterime girdiği sırada Powell & Pressburger'in bu fantezi-romantik filminin hakkını verememişti.
26. Mean Streets (1973)
Yönetmenin ilk çıkış filmi sayılmasa da Mean Streets, Martin Scorsese'nin tam anlamıyla ilk karakteristik filmidir. Yönetmen 2007'de The Departed ile gecikmiş bir Oscar kazanacaktı ancak ilk adaylığı için 1975'e kadar beklemesi gerekecekti (Alice Doesn’t Live Here Anymore).
27. Melankoli (Melancholia - 2011)
Karanlıkta Dans (Dancer in the Dark) epey yaklaşmış olsa da (En İyi Orijinal Şarkı adaylığı almıştı), Lars von Trier'in hiçbir filmi En İyi Film'e aday gösterilmedi. Yönetmen, Melankoli'yle ödülün kıyısından döndü.
28. Miller's Crossing (1990)
Bir Coen kardeşler favorisi olarak saygı görmesine rağmen ki Gabriel Byrne ve Albert Finney'in kayda değer performanslarından bahsetmiyoruz bile, Miller's Crossing, Coen kardeşlerin tek bir Oscar adaylığı alamayan nadir filmlerinden biridir.
29. Bir Zamanlar Amerika'da (Once Upon a Time in America - 1984)
Her ne kadar bir başyapıt olmasa da, Sergio Leone'nin - Robert De Niro ve Joe Pesci'nin başrollerini paylaştığı - bu destansı gangster filminin hiç Oscar adaylığı almadığını düşünmek şaşırtıcı (filmin Amerika gösterimi için gösterim süresini kısaltmaya çalışırken Warner Bros'un bestecinin adını yanlışlıkla açılış jeneriğinden çıkarması üzerine filmin müziği yarışmadan düşürülmüştü).
30. Paterson (2016)
Eleştirmenler Jim Jarmusch'un Paterson filmini ödül değerlendirmesinde en güçlü aday olarak görüyordu - epey başarılı performansıyla Adam Driver sayesinde özellikle de En İyi Erkek Oyuncu kategorisinde - ama işler beklendiği gibi gitmedi.
31. Zafer Yolları (Paths of Glory - 1957)
4 kez aday gösterilmesine rağmen Stanley Kubrick hiç En İyi Yönetmen ödülünü kazanamadı. Hiçbir kategoride Oscar'a aday olamayan filmlerinden biri de savaş karşıtı siyah beyaz filmi Paths of Glory’ydi.
32. Ölümün Sesi (Play Misty for Me - 1971)
Clint Eastwood, Unforgiven, Million Dollar Baby ve Mystic River sayesinde Oscar'ın gözdesi gibi bir şey olmuş olabilir ama ilk yönetmenlik çalışması Akademi tarafından göz ardı edilmişti.
33. Rezervuar Köpekleri (Reservoir Dogs - 1992)
Rezervuar Köpekleri, Quentin Tarantino'nun en iyi filmi olmasa da, yine de yönetmenin ilk çıkış yaptığı bu filmin en azından senaryo dalında değerlendirilmemesi şaşırtıcı.
34. The Rider - 2018
Oscarlar'da görmezden gelinen 2018 filmleri arasında Chloé Zhao'nun - gerçek bir rodeo kovboyu ve ailesinin hikayesini anlattığı - bu dram filmi en büyük haksızlığa uğrayan yapım olarak damga vurdu.
35. Çöl Aslanı (The Searchers - 1956)
İç Savaş gazisi Ethan Edwards rolü John Wayne'in en iyi rolü olarak görülebilir ancak Akademi aynı fikirde değildi: tek Oscar'ını 1970'de True Grit ile kazanacaktı.
36. Cinnet (The Shining - 1980)
Akademi tarafından tamamen göz ardı edilen bir diğer Kubrick filmi yönetmenin Stephen King uyarlaması The Shining. Bugün, en iyi eserlerinden biri olduğu kadar, tüm zamanların en beğenilen korku filmlerinden biri kabul ediliyor.
37. The Shop Around the Corner - 1953
Tüm zamanların en sevilen romantik komedilerinden biri olarak kabul edilmiş olabilir ancak hiç Oscar adaylığı alamadı.
38. Bitmeyen Yürüyüş (Still Walking - 2008)
Japon yönetmen Hirokazo Kore-eda'nın en büyük oğlunun ölümünü anan bir ailenin yaklaşık 24 saatlik portresi Akademi'nin dikkat çeken bir ihmaliydi.
39. Hızlı Yaşayanlar (Swingers - 1996)
Disney kendisinin müdavimi olmadan önce Jon Favreau (Iron Man, The Jungle Book ve 19 Temmuz 2019'da gösterime giren canlı aksiyon Lion King) 1990'larda swing müzik furyasının canlandığı dönemde Hollywood, California'da yaşayan bekar, işsiz oyuncuların hayatlarını konu alan bu bağımsız filmi yazmıştı.
40. This Is England - 2006
Shane Meadows'ın bu ergenliğe geçiş draması ödül yarışına dahil olsaydı 2007 Oscar töreni çok çok daha iyi geçerdi.
41. Üç Kral (Three Kings - 1999)
Akademi, Silver Linings Playbook ve Amerikan Hustle'ı aday göstermeye değer buldu ama David O Russel'ın bu güne kadar hala en iyi filmlerinden biri olan Three Kings'i aday göstermedi.
42. Tokyo Hikayesi (Tokyo Story - 1953)
Japon sinemacı Yasujirō Ozu'nun başyapıtı olarak kabul edilen Tokyo Story, 2012'de Sight & Sound'da tüm zamanların en iyi filmi seçildi.
43. Bitmeyen Balayı (Touch of Evil - 1958)
Orson Welles'in bu klasik noir filmi, gösterime girdiği günlerde şimdi olduğu kadar sevilmemişti.
44. Tyrannosaur (2011)
Olivia Colman 2019'daki Oscar töreninde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü almış olabilir ancak Paddy Considine'nin can alıcı dram filmi Tyrannosaur'daki rolüyle herhangi bir ödüle aday gösterilmemesi (ya da Bafta'ya) ödül tarihinin en büyük ihmallerinden biridir.
45. Sonsuz Çöl (Walkabout - 1971)
Nicolas Roeg'in bir şekilde hiçbir Oscar adaylığı alamamış muazzam filmlerinden bir diğeri.
46. Hiçbir Zaman Burada Degildin (You Were Never Really Here - 2018)
Hadi diyelim ki kötü zamanlama ancak Lynne Ramsay'ın - Joaquin Phoenix'in başrol oynadığı - You Were Never Really Here ödüllendirmeye değer, heyecan verici bir çalışma.
47. Zodiac - 2007
Üç yıl sonra David Fincher, The Social Network ile The King's Speech'in yönetmeni Tom Hooper'la kıyasıya bir rekabete girecekti. Doğrusu bir seri katil draması olan Zodiac, her anlamda en az Facebook draması kadar iyiydi.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/arts-entertainment/films/features
Independent Türkçe için çeviren: Sena Çenkoğlu
© The Independent