'Nafaka süresi sınırlandırılırsa artık kadınlar, boşanma davası açamaz'

Adalet Bakanı Gül’ün süresiz nafakayı eleştiren sözlerini hukukçular değerlendirdi. Avukat Eroğlu, değişiklik isteyenlerin “5 yıl sınırı” ya da “fon kurulması” önerisi getirdiklerini belirterek, “Bu kadınları boşanma davası açamaz hale getirecek” dedi

Fotoğraf: Nafaka tartışması gündemdeki yerini koruyor / Fotoğraf: AA

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, geçtiğimiz günlerde Ankara Hakimevi’nde gazetecilere yaptığı değerlendirmede son yıllarda artan “Nafaka süreli mi olmalı yoksa süresiz mi?” tartışmasına değindi.

Gül, “Ömür boyu nafaka hususu bir taraf için gerçekten eziyet. Bununla ilgili çalışmalar yapıldı, öneriler de getirildi. Birçok alternatif olabilir" diyerek olası bir değişikliğin işaretini verdi.

Belli çevreler, boşanma halinde nafaka süresinin sınırlandırılmasını isterken, kadın hakları savunucuları bunun kadınların mağduriyetini arttıracağını öne sürmekte.

Independent Türkçe, taraflara Bakan Gül’ün açıklamasını ve olması halinde nasıl bir düzenleme istediklerini sordu.

şükraneroğlu.jpg
Şükran Eroğlu / Fotoğraf: ilericikadinlardernegi.com

 

“Birçok kadın korkudan nafakadan vazgeçiyor”

İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Şükran Eroğlu, nafakanın süreli hale getirilmesi önerisine karşı olduklarını söyleydi.

Medeni Kanunu’nun 175. ve 176.’ıncı maddesinin her türlü düzenlemeyi yaptığını kaydeden Eroğlu, “İncelediğimiz adli kayıtlara baktığımızda birçok kadının baştan nafaka istediği halde sonradan vazgeçiyor. Çünkü erkekler çocukları almakla tehdit ettiklerinden kadınlar yüksek oranda nafaka talep etmiyorlar” diye konuştu.

“Nafaka oranları düşük”

Eroğlu, bağlanan nafaka oranlarının genel olarak 500 lirayı geçmediğini çoğunlukla da 200-300 lira olduğunu belirterek, “İnsanlar artistlerin ödediği yüksek nafakalara takılıyor. Onlar anlaşmalı boşanma. Anlaşmalı boşanmalarda hakim dosyaya müdahale etmiyor. Taraflar ödenecek rakamda kendileri anlaşıyor” dedi.

“Yoksulluk nafakasında zaten sınırlama var”

Nafakanın süresiz olması gerektiğini belirtip, bunun Yargıtay’ın sosyal devlet ilkesi kapsamında içtihatlarına girmiş bir düzenleme olduğunu kaydeden Eroğlu, sözlerini şöyle devam ettirdi:

Çünkü kadınlar daha yoksul. 20’sinde evlenip o vakte kadar eşi yüzünden çalışmamış bir kadın 35-40’unda boşandığında birde çocuklarına bakarken ne iş yapacak.  Kanun zaten yoksulluk nafakasında sınırlandırma getirmiş. Kadın başkasıyla evlenirse, ölürse veya asgari ücretin üzerinde bir işe girerse yoksulluk nafakası kalkıyor. Yine erkek işsiz kalmışsa maddi açıdan çok zor duruma düşmüşse mahkemeye müracat ederek nafaka oranını düşürüyor. Hakime zaten bu konuda takdir yetkisi verilmiş.

“Kadın her türlü baskıya katlanmak zorunda kalır”

Avrupa’da boşanma durumunda kadına çok ciddi haklar tanındığını belirten Eroğlu, şu iddiada bulundu:

Bizde öyle bir şey yok. Bir de nafaka sınırlandırılırsa kadınlar artık ne olursa olsun boşanma davası açamazlar. Her türlü baskıya katlanmak zorunda kalır, evden dışarı çıkamazlar. Aslında biraz da amaçlanan bu. Kadınları hallerinden şikayet edemez hale getirmek. Aileyi koruyacağız, boşanmaları önleyeceğiz diye kadın yok sayılıyor.

cengiz yeni.jpg
Cengiz Hortoğlu / Fotoğraf: Indepenpendent Türkçe

 

Hortoğlu’ndan ‘Nafaka Fonu’ önerisi

Avukat Cengiz Hortoğlu ise yeni mağduriyetler yaratmadan yoksulluk nafakasında değişiklik yapılabileceğini belirterek önerilerini şöyle sıraladı:

Nafakanın alt ve üst sınırı net olarak belirlenmeli.  Bu süre belirlenirken dava sırasında ödenmesine karar verilen tedbir nafakası da dikkate alınmalı!

Nafakanın toplu olarak ödenebilmesi olanağı sağlanmalı.

Yoksulluk nafakası süresi belirlendikten sonra, bu süreç içerisinde kadının kendi başarı öyküsünü yazabilmesi için meslek edinme, mikro kredi ve ücretsiz kreş desteği gibi tüm kolaylıklar sağlanmalı.

Kadın, belirlenen nafaka süresine rağmen kendi başarı hikayesini yazacak duruma gelemezse, ihtiyacı olan nafakayı almaya devam edebileceği bir nafaka fonu kurulmalı.

Her nafaka borcu ödenmediğinde şikayet üzerine uygulanan tazyik hapsi kalkmalı! (Zaten parası olmayan bir insanı hapse atmanın kimseye yararı olmaz.)

Nafaka sisteminin daha sağlıklı yürümesi için nafaka takip sistemi kurulmalı. Nafaka için tarafların iletişim kurma zorunluluğu ortadan kaldırılmalı.

“Böyle bir düzenleme her iki tarafa da soluk aldırır”

Hortoğlu, yapılacak düzenleme ile ilk eşle olan bağların boşanmayla birlikte sona ermiş olacağı, böylece bağların devam etmesinden kaynaklanan sorunların da ortadan kalkacağını söyleyerek sözlerini şöyle tamamladı:

Her insanın geçmişinden kurtulup yeni bir hayat kurma hakkı hayata geçecektir. Bu düzenleme ile birlikte ikinci eşler de rahat bir nefes alacak ve eşinin geçmişte yaşadığı olayların etkilerinden ve sonuçlarından korunmuş olacaklardır. 

canan güllü.jpg
Canan Güllü / Fotoğraf: Twitter

 

Güllü: Bunun tartışılması bile yanlış

Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü de nafakanın süreli hale getirilmesi önerisinin bile yanlış olduğunu iddia ederek, gerekçesini şöyle açıkladı:

Bunun tartışılması için önce devletin kadın istihdamını, kadına şiddeti, kreş sorununu çözmüş olması gerekir ki ardından bu sorun tartışılsın. 50 lira 100 lira nafaka bağlanan kadınlar var. Acun’un ayrıldığı eşine ödediği nafaka kimsenin kafasını karıştırmasın. En son bir vakada bağlanan nafaka oranı 50 lira. Asgari ücretle bile geçinilemeyen bir ülkede kadınlara son derece düşük nafakalarla geçinmeleri birde bunun sürelendirilmesi isteniyor.

“Kocanın yaptığı hatayı devlet çekemez”

Güllü, belli çevrelerce dile getirilen nafakayı belli bir süre sonra devlet ödesin önerisine de şiddetle karşı çıktı:

Kocanın yaptığı bir hatayı ben de çekemem devlette çekemez. Buna birey ve vatandaş olarak izin veremem.  Devlet bir imkan sağlayacaksa önce kadın istihdamını güçlendirmelidir.

ilknur yeni.jpg
İlknur Birsel / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Birsel: “Nafaka maksimum beş yıl olmalıdır”

Boşanmış İnsanlar Platformu Sözcüsü İlknur Birsel ise nafakanın süresiz olmasının nikahsız yaşamaya ve kayıt dışı çalışmaya neden olduğunu iddia etti. Birsel, asla nafaka kaldırılsın demediklerini belirterek şu öneride bulundu:

Nafaka maksimum  beş yıl olmalıdır. Geniş kitleleri düşündüğümüzde evlilik süresi, yaş, sağlık, çocuk olup olmadığı, evlilik sayısı, çocuk sayısı gibi kriterlere göre hakim üst sınırı geçmeyek şekilde karar vermelidir. Bu süre zarfında kadın çalışmaya teşvik edilmeli, istihdam konusu önemsenmelidir. İleri yaşta boşanmalarda sosyal devlet devreye girmelidir. Kişilerin arasındaki maddi bağı uzun süre koparmamak, husumete neden olacağı gibi, Aile olmayı engelleyici durumdur. Nitekim erkek mağduriyeti olarak gündeme getirilen konunun kadın mağdurları çoktur. Mağdur eşleri, anneleri zulüm altında yaşamaktadır. Uzun süreli nafaka 2.evlilikler için de yıkım tehlikesi oluşturmaktadır.

mehtapbiçerdönmez.jpg
Mehtap Biçer / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Yurtdışında boşanan kadına kira, para yardımı yapılıyor"

Avukat Mehtap Biçer,  kimi batı ülkelerinde boşanan kadına  ihtiyaç olması durumunda kira ve yardımı yapıldığını ayrıca kadına iş sağlanarak, çocuklarının eğitim giderlerinin karşılandığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: 

Özellikle süresiz nafaka tartışılırken  bu ülkenin gereçeğini görmezden gelmek yanlış olur, boşanan kadınların nedere ise %50 si hayatı boyunca çalışmamış, iş bulma imkanı bulunmamakta,  meslek sahibi değil , çalışma şansları yok kısacası  . Bu nedenle  boşanan kadınlara kira , sosyal yardım , iş imkanı  sağlık sigortasından ücretsiz yararlanma imkanı sağlanmadan süresiz nafkayı tartışmak , boşanan ve hiç çalışma imkanı olmayan  , geliri bulunmayan kadınları ateşe atacaktır. Öncelikle boşanan kadınlara yönelik çalışmaları halinde, işverence SGK prim indirimi , kira yardımı,sağlık yardımı , cocukların eğitim masraflarına destek gibi konuları çözmeden çıkarılacak kanun yalnızca erkekleri rahatlatacaktır.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU