Emre Egeç, 25 Eylül 2007'de geçirdiği trafik kazasının ardından, el parmaklarında uyuşukluk ve şişme şikayetiyle hastaneye gitti.
Hastanede doktorun talimatıyla görevli hemşirenin yaptığı iğnenin ardından Egeç, sol bacağında uyuşma ve his kaybı yaşadı, yürüyemez hale geldi.
Yapılan tedavilerden sonuç alamayan Egeç’e, 29 Aralık 2010'da, Kasımpaşa Asker Hastanesi'nce askerliğe elverişli olmadığına dair rapor verildi.
Sakarya Valiliği'nce başlatılan ön incelemede hazırlanan bilirkişi raporunda, Emrah Ergeç’te tespit edilen sinir hasarının, muhtemelen yapılan enjeksiyonla ilgili olduğu kanaati belirtildi.
Egeç, bu duruma düşmesinde doktorların kusuru olduğu gerekçesiyle Sakarya 1. İdare Mahkemesi’nde, Sağlık Bakanlığı aleyhine maddi, manevi tazminat davası açtı.
Mahkeme, idarenin kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetti. Egeç bu kez AYM’ye hak ihlali başvurusu yaptı.
Başvuruyu kabul eden AYM, Egeç’in maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğine karar vererek, yargılamanın yeniden yapılmasına hükmetti. Yüksek Mahkeme kararının gerekçesinde şöyle denildi:
“Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerektiği... devlet, bireylerin yaşam hakkı ile maddi ve manevi varlıklarını koruma hakkı kapsamında ister kamu isterse özel sağlık kuruluşları tarafından yerine getirilsin, sağlık hizmetlerini hastaların yaşamları ile maddi ve manevi varlıklarının korunmasına yönelik gerekli tedbirlerin alınabilmesini sağlayacak şekilde düzenlemek zorundadır"