Kahramanmaraş, bundan 41 yıl önce 19 Aralık 1978 günü başlayıp 26 Aralık tarihine kadar süren Türkiye tarihinin en utanç verici olaylarına sahne oldu.
“Güneş Ne Zaman Doğacak” adlı daha çok milliyetçi kesimin izlediği filmin gösteriminin yapılacağı Çiçek Sineması’na patlayıcı madde atılmasının ardından sağcı grupların protestolarıyla başlayan olaylar kısa sürede çığırından çıkarak kent genelinde Alevileri ve solcuları hedef alan saldırılara dönüştü.
Şehir dışından gelen grupların da eklenlenmesi ile olaylar kadın ve çocukları da hedef alan katliama dönüştü.
Güvenlik güçlerinin yeterli düzeyde müdahale etmediği olaylar 26 Aralık’ta durulmaya başladığında çoğunluğu Alevi veya sol görüşlü kişilerden oluşan 111 kişi öldürülmüş, yüzlerce insan yaralanmıştı.
Alevi nüfus kenti terk etmek zorunda kaldı
Çoğunlukla Alevilere ait 200’ün üzerinde ev yakıldı, 100’e yakın işyeri tahrip edildi.
Yıllarca süren davalar sonunda 22 kişi idam, 7 kişi müebbet hapis, 321 kişi de 1–24 yıl arasında ceza almıştı.
Yaşanan olaylar sonunda o döneme kadar kent genelinde ciddi nüfusa sahip olan Alevilerin çoğunluğu kenti terk etmişti.
Genç bir öğretmen olarak olaylara tanık oldu
Her yıl farklı etkinliklerle anılan Maraş Katliamı’nın yaşayan canlı tanıklarından biri de HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen.
Olayların yaşandığı dönemde 21 yaşında genç bir öğretmen olarak arkadaşlarıyla birlikte Alevilerin yoğun olarak yaşadığı Yörükselim Mahallesi’ni savunmaya çalışan Özen, Meclis Genel Kurulu’nda dün Maraş Katliamı’na dair bir konuşma yaptı.
Özen, olaylarda ölen Alevilerin mezar yerlerinin dahi bilinmediğini hatırlatarak, “Çözüm, bu olaylarla yüzleşmek ve o katilleri lanetlemek, suçluların ortaya çıkmasını sağlamaktır” dedi.
“Maraş katliamı ne ilkti ne son olacak”
Olayların başladığı günden 41 yıl sonra bugün artık Meclis’te bir milletvekili olan Zeynel Özen ile Maraş Katliamı’na dair konuştuk. Özen ciddi bir eleştiri ile başladı konuşmasına.
Maraş Katliamı ne ilkti ne son olacak katliamla yüzleşme gerçekleşmedikçe. Katliama neden olan dinamikler halen bekliyor ve halen diri. Toplumsal linç organizasyonu halen diri duruyor. Halen Maraş’ın anmasına bile tahammül edilemiyor. Yüzleşme gerçekleşmedikçe bir çok katliamın alt yapısı oluşmuş olacak.
“Katliam maalesef başarılı oldu”
Maraş önemli ölçüde Alevisizleştirildi. En fazla mağdur olan Aleviler'di ama asıl hedef o bölgede solun yükselişine engel olan bir katliam oldu. Öldürülenlerin çoğu Alevi olmakla birlikte 10-15 civarında solcu Sünni arkadaşımız da öldü. Örneğin olaylar sırasında ilk öldürülen arkadaşımız Mehmet Yüzbaşıoğlu, Sünniydi. Katliam sonucu bizim 'Yeşil Hat' dediğimiz Malatya’dan başlayıp Hatay Kırıkhan’a uzanan bölgede solun yükselişi tamamen durdu. Sermaye Maraş’tan Gaziantep’e kaydı. O gün öldürülen Sünni solcu arkadaşlarımızın aileleri bugün sağcılaştı. Kent merkezinde kalan az sayıdaki Alevi ise hiçbir refklesi olmayan, anmasına gidemeyen bir topluluğa döndü.
“Sıradan insanların nasıl canavarlaştırıldığı araştırılmalı”
Katliam girişimleri için dinamiklerin halen canlı olduğunu iddia edip, linç ve katliam anlayışının sarsılması için Maraş’taki hatalarla yüzleşilmesine çalıştıklarını belirten Özen'in bir önerisi var:
Sıradan, masum insanların nasıl bir an da canavarlaştığı ve komşusunu bile öldürebildiğini sorgulamak ve bunu araştırarak işe başlanabilir.
“30 küsür insanın cenazesi halen bilinmiyor”
Özen buna karşın herhangi bir özeleştiri yapılmadığı gibi halen anmalara bile engel olunduğunu iddia ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
30 küsür insanın nereye gömüldüğü belli değil. Toplu halde gömüldükleri için yerleri açıklanmıyor. Belki bu toplu mezarlara daha fazla insan gömüldü. Maraş Katliamı Aleviler açısından tarihin en trajik, halen etkisini sürdüren katliamıdır.
“Katliama karışanlar olaylar yaşanmamış gibi davranıyor”
Sonraki süreçlerde dava tutanaklarındaki isimlere bakarak Maraş Katliamı’na katılanların bir kısmına ulaştıklarını, onlarla konuşmaya ve olayları aydınlatmaya çalıştıklarını belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
O an hiç yaşanmamış gibi davranıyorlardı. Bazısı da ‘Biz kullanıldık’ diyerek pası başka yerlere atmaya, kendilerini temize çekmeye çalışıyor. Maraş Katliamı sanki hiç yaşanmamış, hatırlatılmaması gereken bir olay gibi davranılıyor. Ancak böyle olaylarla yüzleşilmedikçe, eleştirisi yapılmadıkça tekrarı her zaman mümkündür. Bu nedenle biz olayların yıldönümüzde Meclis’te bir kez daha basın toplantısı ile yaşanan acıları hatırlatılarak, yüzleşmeyi, aydınlatılmasını talep edeceğiz.
© The Independentturkish