Ürdünlü annelerden doğan yüz binlerce çocuk, babaları yabancı olduğu gerekçesiyle Ürdün vatandaşlığından mahrum kalıyor. Ürdün anayasasının tüm Ürdünlülerin hak ve görevlerde eşit olduğunu iddia etmesine rağmen, yürürlükteki yasalar, uyruğun yalnızca erkekler üzerinden çocuklara aktarılmasına izin veriyor. Uluslararası insan hakları hukuku ise Ürdün'ü kadına karşı ayrımcılık yapmamaya zorluyor.
Ürdün hükümeti; demografik, siyasi ve ekonomik kaygılara rağmen, yaklaşık 400 bin Ürdün vatandaşını tam vatandaşlık hakkından men ediyor. Bu nedenle uluslararası örgütler, Ürdün’ün vatandaşlık hukukunu ayrımcı olarak niteliyor.
Ayrıcalıklar ve kolaylıklar
Başka uyruklu erkeklerle evlenen Ürdünlü kadınlara ve çocuklarına çeşitli ayrıcalıklar ve kolaylıklar tanıdığını belirten Ürdün İçişleri Bakanlığı, 2014’ten beri bu çocuklara vatandaşlık vermiyor. Bu ayrıcalıklar; eğitim, sağlık, ikametgah, çalışma, mülkiyet ve ehliyet edinme haklarını içeriyor. İçişleri Bakanı Selame Hammad, şuan yürürlükteki yasalara göre bu ayrıcalıkların yatırım yapma ve devlet üniversitelerine katılım haklarını da içerdiğini vurguluyor.
Bu ayrıcalıkları küçümseyenleri kınayan Bakan Hammad, devletin yüksek ulusal çıkarlarına binayen, bu durumdaki kimselere Ürdün vatandaşlığının belli şartlar ve yasalar altında verildiğini ifade ediyor. Ürdün makamları, 2018 yılında, ayrıcalık ve kolaylıklardan faydalanmalarını sağlamak için bu durumdaki 72 binden fazla çocuğa kimlik kartı çıkartmış; ancak başvuranların yüzde 80’i bu şanstan mahrum kalmıştı.
Kimlik kartı elde eden bu şanslı kişiler bile bugün durumlarında somut bir iyileşme olmadığından şikayetçi. Bu kişilerin ifade ettiğine göre Ürdün hükümeti; çalışma, sağlık ve eğitimi haklarını, hatta ve hatta banka hesabı açma, telefon hattı ya da ehliyet alma haklarını kısıtlamaya devam ediyor.
Ürdün vatandaşlığı verilmesi hakkında endişeler
İnsan hakları örgütleri gözlemcileri ve aktivistlerine göre, söz konusu ulusal çıkarlar, Filistinli babaların çocuklarının Ürdün vatandaşlığına alınmasından korkulduğunun adeta bir ifadesi. Zirâ Ürdün, en geniş Filistinli mülteci topluluklardan birine ev sahipliği yapıyor. Ancak Ürdün hükümeti ise, Ürdünlü kadınların çocuklarına vatandaşlık vermenin Filistin devleti kurma çabalarını baltalayabileceğini, mültecilerin geri dönüş hakkını tehdit edebileceğini ve Ürdün'ün demografik dengesini değiştirebileceğini savunuyor.
Ürdün kadın örgütlerinin verilerine göre, başka vatandaşlıklardaki kişilerle evli olan yaklaşık 80 bin Ürdünlü kadın bulunuyor. Bunlardan 60 bini Filistinlilerle evliyken geri kalanı ise Irak, Suriye, Mısır ve diğer milletlerden kişilerle evli. Hükümetin söz konusu tutumunu destekleyenler arasında ise Ürdün Kadın İşleri eski Bakanı Nadya el-Alul da bulunuyor.
Kast sistemi
Bu kimselerin vatandaşlık almasını savunan eski milletvekili Dr. Mustafa el-Hamarne ise hükümetin alt tabaka bir Ürdün sınıfı oluşturduğunu düşünüyor. Aynı zamanda Ürdün'deki yasal kısıtlamaların bu ailelerin gelirlerini sınırlayıp onları yoksulluğa mahkum edeceğini belirtiyor. Ürdün üniversitelerinde okuyan bu kesimden öğrencilerin sayısının ise yalnızca 150 olduğunu ifade ediyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Ürdün Devleti’nin yabancı erkeklerle evlenen Ürdünlü kadınların çocuklarına vatandaşlık vermeme gerekçelerinin yabancı kadınlarla evlenen Ürdünlü erkekler için geçerli olmadığına değiniyor. Aynı zamanda bu yabancı kadınların yalnızca üç sene sonra Ürdün vatandaşlığı aldığını belirtiyor.
Toplumun kenarında
HRW, hukuki ve hayati engellerle karşı karşıya kalan bu çocukların Ürdün toplumunun bir kenarında yaşamak zorunda kaldığını ifade ediyor.
HRW’nin açıklamalarına göre, Ürdün vatandaşı olmayan dört çocuklu Sümeyra, bu konuda şu ifadeleri kullanıyor:
“Ben Ürdünlüyüm. Benden istediği her şeyi ülkeme veriyorum; yatırım yapıyorum, çalışıyorum, yasalara uyuyorum, vergilerimi ödüyorum, diğer vatandaşların yaptığı her şeyi yapıyorum. Yani Ürdünlü erkeklerden bir farkım yok. Peki devlet neden bana hakkımı vermemekte ısrar ediyor?"
Suriyeli bir erkekle evli olan İman ise, küçük oğlunu Suriyeli bir kızla evlendirmek için İdlib’e götürdüğünde hükümetin kararı sebebiyle Ürdün’e geri dönemediklerini söylüyor. Üstelik bu kadınlar, kimlik kartına başvurmak istediklerinde birçok şartla karşı karşıya kalıyor. Dolayısıyla Ürdün hükümeti, Ürdünlü kadınların yaşamını kolaylaştırmak yerine onların karşısına birçok engel çıkarıyor.
“Çünkü Ürdünlü değil”
Gençler ise evlilik konusunda ciddi engellerle karşı karşıya kalıyor. Ürdünlü aileler ise kızlarının yabancı bir erkekle evlenmeleri konusunda tereddüt ediyor.
Mısırlı bir erkekle evli olan 51 yaşındaki Haniye ise içinde bulunduğu durumu şöyle anlatıyor:
“İhtiyacım olduğunda oğlum bana kan veremez. Çünkü Ürdünlü değil”
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Elif Turan