İslam Cumhuriyeti’nin İran halkına ve özgür dünyaya karşı sosyal medya kampanyası

Rejim, protestoların örgütlenmesini ve bilgilerin yayılmasını önlemek için interneti kapattı

(AFP)

Şu anda İran halkı, molla diktatörlüğüne karşı ülke çapındaki isyanın merkezinde duruyor. Gösterilerin tertibini ve dünyayla bilgi paylaşımını durdurmak isteyen rejim tüm internet iletişimini kesti. Bu sıkıntılı dönem boyunca kalbim ülkemin halkıyla birlikte olacak. Aşağıdaki makaleyi birkaç hafta önce üniversite için, yurttaşlarımın bilgiye erişimini teşvik eden bir proje olarak kaleme aldım. Rejimin halkı bu bilgilere erişimden alıkoyma eylemi, makalenin önemine vurgu yapıyor...  

Ülkem İran'daki 85 milyon insanın Facebook, YouTube, Twitter ve diğer popüler, küresel sosyal medya platformlarını kullanması engellense de bu siteler, İran'da hükümet yetkilileri arasındaki yüksek popülaritesini koruyor. İran halkının bilgiye ve iletişime erişimi engellenirken, rejim temsilcileri kendi ideolojilerinin tanıtmak, suçlarını aklamak ve özgür dünyaya saldırmak için Amerikan teknoloji platformlarında sık ve uzun soluklu sert eleştiriler paylaşıyor.  

Halkımızı kontrol altında tutmak için yasakladıkları sosyal medyaya bu bireylerin erişmesi, bizatihi sorunludur. En azından bu durumda propagandanın resmi hesaplardan gelmesi, okurların çoğu için, o tweet'in veya paylaşımın muhtemelen bütünüyle gerçek dışı olduğuna dair makul bir uyarı sağlar. Vatandaşlarından esirgediği özgürlüğün avantajlarını kullanmada İran rejimi yalnız değil; bu, dünyanın her yerindeki yozlaşmış rejimlerin tercih ettiği küresel bir olgu. Fakat İran rejimi ve hemcinsi diktatörlüklerin sürdürdüğü, daha meşum ve tespiti o kadar da kolay olmayan bir sosyal medya operasyonu var.

Uluslararası manşetler ve internet kullanıcılarının büyük kısmı, 2016 ABD seçimlerine Rus müdahalesi girişiminin bıraktığı kötü şöhret yüzünden, devlet destekli dezenformasyona veya "troll" kampanyalarına yabancı değil. Bu tarz trollerin ve kampanyaların varlığını, yalnızca devlet destekli aktörlerin faaliyet gösterdiği platformları işleten şirketler değil, pek çok kişi de biliyor. Ancak görünüşe göre bu tür kampanyaların genişliği, amacı ve sosyal medya şirketlerinin bunları nasıl ele alması gerektiği daha az biliniyor.

Gelecek İçin Enstitüsü'nün (The Institute for the Future) "Devlet Destekli Trollük" (State Sponsored Trolling) adlı raporunda, bu tür kampanyalar "hükümeti eleştirenlere uygulanan devlet destekli dijital kampanyalar çerçevesinde yine hükümetler tarafından tatbik edilen, eleştirenleri taciz etme ve susturma yönünde uzun süreli ve koordine çaba dahilinde dezenformasyona başvuran kampanyalar" diye tanımlanıyor. İran rejimiyse kendi kampanyasında özellikle verimli. Bu yaz Twitter kamuya yaptığı açıklamada, 1 terabayt verinin incelenmesi sonucunda "İran yönetimiyle ilişkili veya yönetim tarafından doğrudan desteklenen" binlerce hesap tespit ettiğini duyurdu. Bu rakam, benzer kampanyalar yürüten diğer rejimlerinkinden daha fazla.  

Twitter ve Facebook gibi sosyal medya şirketleri haklı olarak bu tür tehlikeli hesaplara ve kampanyalara karşı eyleme geçiyor. Şirketler genel olarak bu tarz kampanyaları tespit için kullandıkları yöntemlere dair yorum yapmasa da, veri biliminde yapılan araştırmalar ve makine öğrenmesi bize ip uçları sunuyor.

İlk adım genellikle devlet destekli şüpheli mesaj veya paylaşımların karakteristik özelliklerinin belirlenmesi oluyor. Twitter ve Facebook gibi sosyal medya şirketleri haklı olarak bu tür tehlikeli hesaplara ve kampanyalara karşı eyleme geçiyor.  Bu dijital ayak izi oluşturulduktan sonra mühendisler, devlet destekli kampanyaların çıktısı olmasından şüphelenilen paylaşımları daha iyi sınıflandırabilecek bir makine öğrenmesi modeli inşa ediyor. Son olarak, modelin bilgiyle ve evet/hayır girdileriyle beslenmesiyle birlikte yapay zeka, modelin sahte hesapları doğru biçimde tanımlama kabiliyetini artırabiliyor.

 

 

Dünyanın önde gelen sosyal medya şirketleri, devlet destekli bu tarz hesapları tespit ve analiz edebilecek çok daha karmaşık stratejiler ve süreçler geliştiren mühendis ordularına sahip. Bu odak noktası, araştırmalar ve ana platformların hesapları temellinde, Tahran'daki gibi rejimlerin yaydığı kamusal dezenformasyon kampanyaları üzerinde kalmayı sürdürüyor. Ancak gelişmekte olan ve belki daha da kaygı verici bir tehdit, dostane görünümlü veya gerçek insan taklidi yapan sahte hesaplardan geliyor.

Yakın tarihli bir rapor, bu yeni sahte hesapların artık doğrudan diğer kullanıcılarla iletişime geçtiğini belirtiyor. Facebook bu hesapları, "Birebir iletişim odaklı olmaları, kayda değer" diye açıklıyor.  Kendi sosyal medyam ve ülke içinde veya dışındaki İranlılarla yazışmalarım açısından bu, özellikle endişe konusu.

Bu tür kampanlara dair sayısız mağduriyet duydum. Mağdurlar, klavyenin arkasında kimin oturduğundan emin olmadıkları ve kimliği doğrulanmamış kimselerle sosyal platformlarda etkileşime geçme korkularından bahsediyor. Ne yazık ki, çoğunlukla karşıdaki kişinin rejim muhalifi İran vatandaşlarını tespit etmeye çalışan rejimin güvenlik servislerine üye olabileceğinden korkuyorlar. Muhalif aktivistler de sürekli hedef alınıyor ve sahte hesapların sayısının her gün daha da arttığı görülüyor.

Facebook, YouTube ve Twitter'ın, bu platformlara gizlice VPN'ler üzerinden erişebilenler ve yurt dışındaki muhalif aktivistler için, devlet destekli ve sayısı artan sahte hesapların doğrudan iletişime yönelik tehdidini tespit ve ıslah etme yönünde daha güçlü çaba göstermek zorunda. Potansiyel bir çözüm, BBC gibi devlet destekli hizmetlerin Youtube kanallarındakine benzer tanımlayıcıların eklenmesidir.

Bu tür bir tanımlayıcı, devlet destekli olduğundan şüphelenilen profillere de konabilir; böylece bu kullanıcılarla etkileşime geçen kullanıcılar, bahse konu kimsenin platformun güvenlik ekibince şüpheli görüldüğünü bilecektir. Bu elbette, yanlışlıkla devlet destekli hesap olarak tanımlananların normal statülerine geri döndürülmelerini sağlayacak sağlam ve hassas bir doğrulama süreci gerektirecektir. Ek olarak, kullanıcıların kötü niyetli veya şüpheli hesap bildiriminde bulunmasının ardından, şirketin gerekli önlemlerin alındığı yönünde teminat veren geri bildirim sağlaması, şikayetin dipsiz bir kuyuya atıldığı hissi yerine platforma güveni artıracaktır.

Ancak daha büyük bir sorun var: Her ne kadar makine öğrenimi ve yapay zeka yetenekleri İslam Cumhuriyeti ve diğer haydut rejimlerin bazı hesap ve kampanyalarının tanımlanmasına imkan verse de çabaların artırılması gerekiyor. Devlet destekli bu kampanyalar gittikçe daha da büyüyor ve insanları bir araya getirip onlara söz hakkı tanımayı amaçlayan platformlar, onları bölmek ve kontrol etmek için daha fazla kullanılıyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independentpersian.com

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

DAHA FAZLA HABER OKU