Türkiye'de kadınlara yönelik şiddet sürüyor.
Kadın Cinayetlerini Durduracağı Platformu'nun açıklamasına göre Türkiye'de 36 kadın ekim ayı içinde erkek şiddetinin kurbanı oldu.
Kasım'da da vaziyet değişmiş değil.
Son örneklerden biri 17 yaşında erkek arkadaşı tarafından öldürülen Güleda Cankel.
Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi'nde fotoğrafçılık okuyan Cankel, 18 Kasım günü eski sevgilisi Zafer Pehlivan tarafından önce boğuldu sonda bıçaklanarak öldürüldü.
Isparta'ya Muğla'dan gelen Zafer Pehlivan'ın Güleda Cankel'in kaldığı aparta gittiği, burada ikilinin pazar gecesi sabaha kadar tartıştığı belirtiliyor.
Cankel'e şiddet uygulandığı ifade ediliyor.
Saldırgan Zafer Pehlivan, polise verdiği ifadede Güleda'nın kendisinden ayrılmak istediğini bu sebeple genç kadının hayatına son verdiğini söylüyor.
Cinayetin ardından Instagram hesabından "Ömrü kısa, sevgisi sonsuz kelebeğim" yazan saldırgan gözaltına alındıktan sonra sulh ceza hakimliği tarafı tutuklandı.
Valilik soruşturma başlattı
Güleda Cankel'in öldürülmesi sonrası Isparta Valiliği kamu görevlileri hakkındaki ihmal iddiaları üzerine idari soruşturma başlattı.
İhbarın ardından polis ve sağlık ekibinin olay yerine geciktiği ile ilgili iddialar basına yansımıştı.
Ama asıl dikkat çeken ise Güleda'nın hayatına son verdiği belirtilen Zafer Pehlivan'ın 17 Kasım günü saat 18.00'de Cankel'in yanına gittiği ve ihbara rağmen olay yerine gelen polis ve sağlık ekibinin ortada şikayet olmadığı gerekçesiyle olay yerinden ayrıldığı, cinayetin de bundan sonra işlendiği iddiası.
Saldırgan Pehlivan, ifadesinde bunun ile ilgili şunları söylüyor:
Onu hastaneye götürdüler. Hastaneye gittim, sonra Güleda’yla beni karakola götürdüler. Güleda şikâyetçi olmadı. Onu evine götürdüler. Beni de bıraktılar. Aparta gittim. Nasıl olduğunu sordum. Kötü olduğunu söyleyince hastaneye götürdüm. Daha sonra eve döndük, uyumuşuz. Saat 10.00 gibi kalktık. Güleda bana, ‘Sen nasıl erkeksin? Beni dövdün’ dedi.
Güleda'nın üç kez kaçmak istediği ancak kapı kilitli olduğu için kaçamadığı, dışarı kaçmayı başardığı sırada saldırgan tarafından yakalanıp saat 11 gibi öldürüldüğü öne sürülüyor.
Başsavcılık'tan Güleda açıklaması
Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı, 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Güleda Cankel’i öldüren eski erkek arkadaşının tutuklandığını ve soruşturmanın sürdüğünü açıkladı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Bazı yazılı ve görsel basında yer alan haberlere istinaden kamuoyunu bilgilendirme zarureti hasıl olmuştur. Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Fotoğrafçılık 1. sınıf öğrencisi G.C.’nin 18/11/2019 tarihinde Fatih Mahallesi'nde bir apartta kalmakta iken eski erkek arkadaşı Z.P. tarafından bıçaklanarak öldürülmesi sonucu soruşturma başlatılmış, şüpheli Z.P. yapılan sorgusu sonucunda 19/11/2019 tarihinde tutuklanmıştır.
Sanatçı Haluk Levent: Sevgilinizden en ufak bir şiddet eğilimi gördüğünüzde uzaklaşın!
Güleda Cankel'in katledilmesi Türkiye'de sosyal medyada da en çok konuşulan konuların başında geldi.
Twitter'dan cinayete tepki gösterenlerden biri de sanatçı Haluk Levent.
El bebek büyüt
— Haluk Levent (@haluklevent) 19 Kasım 2019
Yeme yedir.
Tek umudun kızının okuması mutlu olması olsun.
Sonra bir katil gelsin onu bıçakla kessin!
Ana yüreği dayanır mı?
Kızlar!
Haluk abinizin tavsiyesi!
Sevgilinizde en ufak bir şiddet eğilimi gördüğünüzde uzaklaşın kaçın! Lanet okuyun sevgiye.#guledacankel pic.twitter.com/myVVDY4TT4
Levent, genç kadının ayrılmak istediği erkek arkadaşı tarafından katledilmesiyle ilgili, "Kızlar. Haluk abinizin tavsiyesi. Sevgilinizde en ufak bir şiddet eğilimi gördüğünüzde uzaklaşın kaçın. Lanet okuyun sevgiye” mesajını paylaştı:
El bebek büyüt, yeme yedir. Tek umudun kızının okuması, mutlu olması olsun. Sonra bir katil gelsin onu bıçakla kessin! Ana yüreği dayanır mı? Kızlar. Haluk abinizin tavsiyesi. Sevgilinizde en ufak bir şiddet eğilimi gördüğünüzde uzaklaşın kaçın! Lanet okuyun sevgiye”
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun yaptığı açıklamada kadına yönelik şiddet kınandı, dava sürecinde ailenin yanında olunacağı belirtildi.
#GüledaCankel'in babası Mustafa Cankel'e başsağlığı dileklerimizi ve yanında olduğumuzu ilettik.
— Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (@KadinCinayeti) 19 Kasım 2019
"Başka Güleda'ların olmasını istemiyorum. Biraz konuşulup unutulmasın, adalet sağlansın" diyen Mustafa Cankel asla yalnız değil.
Güleda'yı unutturmayacağız!#güledaiçinsusma pic.twitter.com/yfQAd2GZ9U
Şiddet yine en yakından geldi
Türkiye'de sadece geçen yıl 440 kadın erkekler tarafından öldürüldü.
Her gün ortalama beş kadının erkekler tarafından öldürüldüğü Türkiye'de kadın cinayetleri 2002-2009 arası yüzde bin 400 arttı.
Mor Çatı'nın 2018 faaliyet raporu, şiddet uygulayanların yüzde 91'inin kadınların yakını olan, tanıdıkları erkekler olduğunu söylüyor.
Kadınların yüzde 61'i eşlerinin ya da eski eşlerinin şiddetine maruz kaldığını belirtiyor.
Güleda Cankel'in de eski sevgilisinin şiddeti sonucu hayatını kaybettiği ortaya çıktı.
Türkiye'de sistem cinayetlerde kişinin ağırlaştırılmış müebbet ve ağır ceza almasına imkân tanıyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ama bunun için tasarlanmış olması, canavarca ve eziyet çekerek olması gerekiyor.
Kadın hakları konusundaki çalışmalarıyla bilinen İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Nazan Moroğlu, kadına yönelik şiddetle mücadele için 1998 yılından beri 4320 sayılı özel bir kanun olduğunu söylüyor.
Söz konusu kanun 2012'de daha ayrıntılı düzenlenerek 6284 sayılı yeni yasa kabul edilmişti.
Hukuki açıdan yasalar şiddeti önlemek için yeterli ama uygulamada ciddi sıkıntılar yaşanıyor.
Moroğlu, kadın cinayetleri davalarında uygulanan cezai indirimlerin kadına yönelik şiddeti beslediği kanaatinde:
Hakimler, özellikle kamuya mal olmuş kadın avukatlar ve stk’lar tarafından yoğun bir şekilde takip edilen davalarda daha ender cezada iyi hal indirimi yapıyorlar. Ancak çok sayıda olayda biliyoruz ki kadın cinayetlerinde haksız tahrik, iyi hal indirimi uyguluyorlar. O zaman da cezaların caydırıcığı etkisi kalmıyor. Yapanın yanına kâr kalınca, şiddet uygulayanlar daha da cesaretleniyor. Evet, erkek şiddetini besleyen nedenlerin başında bu geliyor diyebilirim.
Avukat Aydeniz Alisbah ise kadınlara yönelik ayrımcılığın kaldırılması ile ilgili ilk adımın 1985'te atıldığını anımsatıp devletin kadına yönelik şiddet ile mücadelede bir politikasının olmadığını vurguluyor.
© The Independentturkish