Koronavirüsün pandemi ilan edilişinin beşinci yılında ekonomik etkileri sürüyor

Salgın sonrası eşitsizlik arttı, uzaktan çalışma, dijital ödemeler ve seyahat alışkanlıklarındaki değişiklikler ise kalıcı hâle geldi

Fotoğraf: AP (Arşiv)

Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) Kovid-19 koronavirüs salgınını küresel salgın olarak ilan etmesinin üzerinden beş yıl geçmesine rağmen salgının küresel ekonomi üzerindeki etkileri hâlâ hissedilmeye devam ediyor.

Koronavirüs salgını ve salgının kontrol altına alınması için atılan adımlar, devlet borçlarının tarihi seviyelere ulaşmasına, iş gücü piyasalarında daralmaya ve tüketici davranışlarında değişikliklere neden oldu. Eşitsizlik arttı, uzaktan çalışma, dijital ödemeler ve seyahat alışkanlıklarındaki değişiklikler ise kalıcı hâle geldi.

İlk şokun geçmesine rağmen koronavirüsün etkileri küresel ekonomiyi ve piyasaları şekillendirmeye devam ediyor.

Bu etkilerden bazıları şöyle:

Borç, enflasyon ve faiz oranları

Ülkeler refah seviyelerini ve geçim kaynaklarını korumak için borçlanmaya başladıkça, dünya genelinde kamu borcu 2020'den bu yana yüzde 12 puan arttı. Özellikle gelişmekte olan piyasalarda daha keskin artışlar yaşandı.

Küresel salgın, enflasyonun artmasına yol açarak 2024'teki ABD başkanlık seçimlerinde önemli bir endişe kaynağı hâline geldi. Sosyal tecrit dönemi sonrası artan harcamalar, hükümetlerin teşvik paketleri ve iş gücü ile ham madde sıkıntıları nedeniyle enflasyon, 2022'de birçok ülkede zirveye çıktı.

Fiyatlardaki artışı dengelemek amacıyla merkez bankaları faiz oranlarını yükseltse de bu artışların boyutu ülkeden ülkeye büyük farklılıklar gösterdi.

Bir ülkenin ihraç ettiği devlet tahvillerini geri ödeme kabiliyetini yansıtan kredi notları, ekonomilerin durma noktasına gelmesi ve hükümetlerin kamu maliyesindeki açıkları kapatmak için yüksek miktarda borçlanmasıyla düşüşe geçti.

Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'in verilerine göre, küresel ortalama kredi notu, küresel salgının başladığı zamana kıyasla çeyrek kademe daha düşük seviyede kalmaya devam ediyor. Bu durum, pandemi, enflasyon ve daha sıkı mali koşulların neden olduğu finansal zorlukları yansıtıyor.

Daha az varlıklı gelişmekte olan piyasa ülkeleri için bu fark yaklaşık yarım not daha düşük seviyelerde kalıyor.

Kredi notlarındaki düşüş, genellikle uluslararası sermaye piyasalarında borçlanma maliyetlerinin yükselmesine yol açıyor.

Çalışma hayatı ve seyahatte değişiklikler

Dünya Bankası verilerine göre, koronavirüs salgını milyonlarca kişinin işini kaybetmesine yol açarken, özellikle yoksul aileler ve kadınlar bundan en ağır etkilenen gruplar oldu.

Salgın döneminde uygulanan sokağa çıkma yasakları hafifledikçe iş gücü piyasasının ivme kazandığı görüldü fakat perakende teslimat sektöründeki büyüme nedeniyle bu ivmenin daha çok hizmet ve lojistik sektörlerine kaydığı görüldü.

Çoğunlukla kadınların çalıştıkları konaklama ve gıda sektörlerinin salgından ağır etkilenmesi ve kadınların okullar kapatıldığı için evde olan çocuklarla ilgilenmeleri nedeniyle 2020 yılında kadınların iş gücüne katılımı düşmüştü. Fakat verilere göre, cinsiyetler arasındaki istihdam farkında hafif düşüş kaydedildi.

Küresel salgının ardından seyahat ve eğlence alışkanlıkları da değişti. İnsanlar her ne kadar 2019'da yaptıkları kadar seyahat etseler ve dışarıda yemek yeseler de evden çalışanların sayısının artması Londra gibi büyük kentlerde ulaşımın rahatlamasını sağladı.

Londra'da metro ve otobüsler ile yapılan yolculuklar, salgın öncesi dönemeye kıyasla günde yaklaşık bir milyon azalmış durumda.

Küresel salgından en ağır etkilenen sektörlerden biri olan havacılık sektörü, IATA'ya göre endüstri genelinde 2020'de 175 milyar dolar zarar etti.

Aşılama kampanyaları sonucunda seyahat kısıtlamalarının kalkmasıyla tekrar uçaklar kullanılmaya başlandı. IATA, 2025'de havacılık sektörünün 36.6 milyar dolar net kâr edeceğini ve 5.2 milyar yolcu ile rekor seviyede yolcuya ulaşacağını öngörüyor.

Öte yandan birçok yerde enflasyonun 2019'daki seviyelerin oldukça üzerinde olması nedeniyle seyahat edenler yüksek otel fiyatları ile karşı karşıya kaldılar.

Lighthouse Platform verilerine göre Avustralya, Tonga ve Fiji gibi ülkelerin yer aldığı Okyanusya kıtasında, 2023'ün ilk yarısında 2019'un aynı dönemine kıyasla en büyük fiyat artışı kaydedildi. Okyanusya'yı, Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Avrupa izledi.

Ufak dalgalanmalara rağmen, otel fiyatlarının salgın öncesi seviyelere dönmesi olası görünmüyor.

Küresel salgınla hayatımıza giren uzaktan çalışma ve esnek çalışma modelleri sonucunda birçok ülkede ofisler de rekor seviyede boş kalmış durumda. ABD'de merkezi iş bölgeleri hâlâ oldukça boş.

Dı̇jı̇tal dünyaya geçiş

Dünya genelindeki karantina ve kapanmalar sırasında evde kalan tüketiciler, çevrim içi alışveriş yapmaktan başka seçenek bulamadılar ve bu durum, 2020'den itibaren çevrim içi alışverişte bir artışa yol açtı. Bu artış zamanla istikrara kavuştu.

Analistler, Avrupa'da çevrim içi satışların yükselmesinin, perakendecilerin hem internet üzerinden hem de fiziksel mağaza satışlarını artırmak için fiziksel mağazalara yatırım yapmasıyla paralel gittiğini belirttiler.

Pazar araştırma şirketi Euromonitor'a göre, metrekare cinsinden ölçülen satış alanı 2022'den 2023'e kadar yüzde 1 artarken, bu artışın 2028 yılına kadar yüzde 2.7'ye ulaşması bekleniyor.

Küresel salgın sırasında dijital ve gıda dağıtım şirketlerinin hisseleri, aşı üreten ilaç şirketlerinin hisseleriyle birlikte en büyük kazançları sağladı.

Salgın döneminde sert yükselen hisselerin bazıları beş yıl sonra cazibesini büyük ölçüde kaybetmişken, dijital dönüşümle ortaya çıkan yeni pazarlar sayesinde diğerleri kalıcı kazanımlar elde etti.

Bazı spekülasyon balonlarının patlaması ve kripto para borsası FTX'in çökmesiyle sektör sarsılsa da, yatırımcıların piyasadaki oynaklığa dair riski azaltmak için yeni yatırım fırsatlarına yönelmeleriyle bitcoinin değeri Aralık 2019'dan bu yana yüzde 1,233 yükseldi.

Evde kalan ve daha fazla nakit paraya sahip insanlar, yatırımlarını artırmaya başladılar. Aralık 2020'de ABD borsalarındaki işlemlerinin yaklaşık yüzde 27'si bireysel yatırımcılardan geldi. Hisse senedi aracı kurumu TD Ameritrade, 26 milyar dolarlık bir anlaşma ile Charles Schwab tarafından satın alınmadan önce en büyük payı aldı.

2021'deki perakende ticaret patlaması sırasında popülerlik kazanan bir diğer platform ise sosyal medya ve çevrim içi topluluklar tarafından popüler hâle getirilen, genellikle spekülatif ve dalgalı fiyat hareketleri gösteren hisselere (meme) yatırımcıların para yatırmak için tercih ettikleri Robinhood oldu.

 

Independent Türkçe, Reuters

DAHA FAZLA HABER OKU