Dolmabahçe'de yabancı medya temsilcileri ile bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Barış Pınarı Harekatı ve ABD ile varılan anlaşmaya ilişkin bilgi verdi. Erdoğan, Trump'ın medyada yer alan mektubuna da tepki gösterdi, "Vakti saati geldiğinde bu konuyla ilgili olarak gereken yapılacak" dedi.
Erdoğan, "Nezaketle bağdaşmayan mektubu unutmamız mümkün değil" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı "Yeni anayasa çalışmaları tamamlanıp Suriye'nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliği sağlandığında, her yer bu ülkenin meşru hükümetinin yönetimine geçecektir. Yeterki PYD /PKK/ YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerine müsamaha gösterilmesin. Terör örgütleri tamamen kazınıp atılmadan da Suriye arzu ettiği huzura, güvenliğe ve esenliğe kavuşamaz" dedi.
Erdoğan, Suriye iç savaşı başlamadan önce Esad ile olan ilişkisine de değindi:
Suriye'deki hadiseler başlamadan önce iyi ilişkilerimiz vardı. Beşer Esed ile ailecek görüşecek kadar yakınlığa sahiptik. Ülkesinde insan hakları ve adaletin geliştirilmesi konusunda pek çok tavsiyede bulunduk. Kürt nüfus için adımlar atmasının önemli olduğunu söyledik. Tavsiyelermize uymak yerine halkın üzerindeki baskıyı artırdı. Suriye halkı Esed'e karşı direnirken Irak'taki DEAŞ belası bu ülkeye de sıçradı. Ardından PKK, PYD ve YPG terör örgütü bindi. Suriyeli 6 milyon kişi ülke dışına gitmişti. Bunu 4 milyonu ülkemize gelmiştir.
"Süreç Türkiye’nin riyasetinde yürütülecek"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cuma namazının ardından Dolmabahçe Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi'nden çıkışında ise basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Barış Pınarı ve ABD ile varılan anlaşma konusunda değerlendirmeler yapan Erdoğan, sürecin yoğun telefon diplomasisi ile geçtiğini, ABD Başkanı Trump, Rusya Devlet Başkanı Putin ve çeşitli Avrupa ülkeleri ile görüşmeler yaptıklarını aktardı. Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
Yoğunlaşan görüşmelerimizi ise dün gerçekleştirdik. Dünkü görüşmelerimiz de aslında bir gün öncesi Sayın Trump ile yaptığım telefon görüşmesinden sonra, 'yani bir heyeti buraya gönderebilirseniz ve heyetler arası bir görüşmeyle bunu çok daha iyi bir yere taşıyabiliriz' dedik. Kendileri de sağ olsun Sayın Pence'nin başkanlığında, Dışişleri Bakanı Pompeo ve diğer arkadaşlarla buraya bir gün öncesi ve bir gün sonrası olmak üzere heyetler gönderdiler ve bu heyetler benim de belirlediğim heyetlerle ön görüşmeleri yaptılar. Dün de adeta işin final görüşmelerini önce ikili olarak Sayın Pence ile ben yaptım, daha sonra dar kapsamlı bir heyetler arası görüşmeyi gerçekleştirdik.
Putin'le görüşme de sürecin bir unsuru
Bu heyetler arası görüşmenin neticesinde de belirlenen 13 maddelik ortak bildiriyi hep birlikte dünya kamuoyuna açıkladıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
Şu andan itibaren 120 saatlik bir süreç işliyor. Bu 120 saatlik süreç içerisinde bu malum terör örgütü YPG'nin bu bölgeyi, yani özellikle de güvenli bölge olarak belirlediğimiz bölgeyi terk etmesi söz konusu. Bunun da zaten Sayın Trump'ın da ifade ettiği gibi 20 mil, bir rivayete göre 22 mil ama biz 32 kilometre olarak zaten bunu ifade etmiştik. Bunun yanında uzunluk itibarıyla da 444 kilometrelik bir uzunluk ki bu en batıdan en doğuya böyle bir durum var.
Şu anda dünkü görüşmelerimizde bu 120 saat içerisinde buraların boşaltılacağı konusunda mutabık kaldık. Bu süreci de ağırlıklı olarak Türkiye'nin riyasetinde ve birlikte bir dayanışma içerisinde yapma sözlerini de aldık.
Ama sürekli irtibat halinde olacağız, heyetlerimizin görüşmeleri devam edecek ve bu 120 saati de başarıyla bitirebilirsek ki biliyorsunuz salı günü de günü birlik Sayın Putin ile ayrıca bir görüşmem olacak. Tabii ben Sayın Putin ile yapılacak görüşmeyi de adeta yine bu sürecin bir ayrı unsuru olarak kabul ediyorum. Bu görüşmelerle birlikte bölgeye de barışı, Barış Pınarı'yla inşallah getirmiş oluruz diyoruz.
Çekilme başladı
Erdoğan, sahadan gelen ilk bilgilerinin sorulması üzerine şu yanıtı verdi:
Şu anda tabii bu konuda sabah Milli Savunma Bakanımla da görüştüm. Çekilmenin başladığını kendileri de ifade ettiler. Bizim yine anlaşmamızın bir özelliği de şu, bizim şu anda oradaki güvenlik güçlerimiz alanı terk etmeyecek. Bizimkiler yine orada kalmaya devam edecekler ki gerçekten bu terör örgütü alanı terk ediyor mu etmiyor mu bunları göreceğiz.
Güvenli alanın 32 kilometre derinlik ve 444 kilometre uzunluğa sahip olacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Resulayn bölgesinde çatışmaların devam ettiği iddiaları için ise "Siz nereden alıyorsunuz haberi bilmiyorum ama Milli Savunma Bakanımdan aldığım haberle, böyle bir çatışma söz konusu değil. Bunların hepsi spekülasyondur, dezenformasyondur. Lütfen bu dezenformasyonlara da kulak asmayalım. Şu anda attığımız adımı güçlendirelim" ifadelerini kullandı.
Süleyman Şah taşınmayacak
Erdoğan gazetecilerin ‘Süleyman Şah Türbesi'nin eski yerine götürülmesi düşünülüyor mu’ sorusuna ise şu yanıtı verdi:
Böyle bir şey söz konusu değil. Zaten eski yeri de yine bir taşımaydı. Bunun adı nakli kuburdur. Ama bu nakli kubur gerçekçi midir? Hayır olmamıştır, şeklidir. Burada da yapılan yine o olmuştur.
Independent Türkçe, AA