Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Suriye Anayasa Komisyonu’nun kurulmasından memnuniyet duyduğunu söyledi. Şarku’l Avsat’a konuşan Lavrov, başta Suriye ve Ortadoğu sorunları olmak üzerek birçok konuya değindi.
'Ortaklarımızın bileğini bükmek, ilkelerimiz arasında yer almıyor'
Ülkesinin batıyı zayıflatmaya, Türkiye ve Ukrayna üzerinden Avrupa’ya nüfuz etmeye çalışmakla suçlandığını hatırlatan Lavrov şunları söyledi:
Bu durum gerçekleri yansıtmıyor. Biz böyle düşünmüyoruz. Ortaklarımızın bileğini bükmek, ilkelerimiz arasında yer almıyor. Biz onlara ‘ya bizimlesiniz ya da karşımızda’ şeklinde bir seçim sunuyoruz. İç işlerine müdahale etme girişimlerinden söz etmiyorum bile. İşte tam da burada bu gibi uygulamaları neredeyse normal davranışlar olarak gören Washington ve bazı Avrupa başkentleri ile aramızdaki temel fark ortaya çıkıyor.
Ülkesinin Irak’ın işgali, ‘Arap Baharı’ Ukrayna’daki askeri darbe ve Suriye olaylarındaki tutumunun sözlerini desteklediğini iddia eden Lavrov, ‘Bugün, Venezuela’nın egemenliğinin nasıl istikrarsızlaştırılmaya çalışıldığını görüyoruz’ sözleri ile ABD’yi eleştirdi. Lavrov ülkesinin tüm tarafların çıkarlarına dayalı adil ve eşit işbirliğine açık olduğunu ve öyle de kalacağını söyledi.
'Ortadoğu’daki krizlere çözüm arıyoruz'
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yapması beklenen Suudi Arabistan ziyareti hakkında da değerlendirmelerde bulundu. Ziyaretin İki ülke işbirliğini daha ileri taşıyacağını aktaran Lavrov, ‘Moskova ve Riyad, bugün uluslararası gündemde yer alan çeşitli hayati konularda ortak bir pozisyon sergiliyor. Birlikte, Suriye ve Yemen dahil olmak üzere Ortadoğu’daki krizlere diplomatik ve politik mekanizmalar yoluyla çözümler arıyoruz’ dedi.
Putin’in Suudi Arabistan’a yapacağı ziyaretin özel bir önem taşıdığına dikkati çeken Lavrov, “En üst düzeyde yapılacak olan bu görüşmenin, çok yönlü ortaklığımıza destek sağlayacağına, yeni bir seviyeye taşıyacağına ve iki halk arasındaki karşılıklı anlayışı destekleyeceğine eminim” diye konuştu.
Suudi Arabistan’ın terörle mücadelesini desteklediklerini söyleyen Lavrov şunları söyledi:
Radikalizm düşüncesinin verdiği zararın kapsamına ilişkin aynı tutumu sergiliyoruz. Ülkelerimiz, bu tehlikenin farkında ve bunu doğrudan tecrübe etmek zorunda kalıyorlar. Bu yüzden tutumlarımız aynı. Çünkü radikalizm yanlıları ‘ya bizimlesin ya da bize karşı’ şeklinde bir ayrıma gidemez veya bunu amaçlarına ulaşmak için kullanamazlar.
'İran Şam’ın isteği üzerine Suriye’de bulunuyor'
Körfez bölgesinde yaşanan gerginliğe, ABD’nin sorumsuz politikalarının neden olduğunu savunan Lavrov, Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan gerginliği azaltma önerisinin önemine vurgu yaptı. Lavrov, Suriye’deki durumu da şu sözlerle değerlendirdi:
Suriye topraklarındaki dış aktörlerin varlıklarının meşru olabilmesi için bu varlığın, ülkedeki meşru makamların çağrısına veya Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararına dayanması gerekir. İran, Suriye’de DEAŞ’ın ana unsurlarının yenilgiye uğratılmasının ardından görevi sona eren ABD’nin aksine Şam’ın isteği üzerine Suriye’de bulunuyor. ABD’nin Suriye topraklarındaki varlığını sürdürme amacı ile ilgili soru işaretleri mevcut. Washington’ın BMGK’nın 2254 sayılı kararını doğrudan ihlal ederek, Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanmasını engellediği yönünde güçlü bir his var.
Rusya’nın, Suriye ve muhalifler arasındaki anlaşmazlığın diyalog yoluyla, diplomatik bir siyasi çözüme ulaşmasını desteklediğini belirten Lavrov şu ifadeleri kullandı:
Terörist yapılara yönelik operasyonların ardından şimdi siyasi süreci hızlandırmaya yönelik adımlar atılmaya başlandı. Son zamanlarda, Soçi’deki Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nden çıkan karara dayanarak, Anayasa Komisyonu oluşturma sürecinin tamamlanmasıyla bu yönde önemli bir adım atılmış oldu. Astana Süreci garantör ülkelerinden biri olarak Rusya, Suriye hükümeti ve muhaliflerle yapılan aktif temaslar da dahil olmak üzere bu sonuca ulaşmak için çok çalıştı.
Cenevre’de başlatılan Anayasa Komisyonu çalışmaları, Suriye’deki siyasi sürecin tüm evrelerine destek sağlayacaktır. Önemli olan, Suriyelilerin müdahale veya dış baskı olmadan, ülkelerinin geleceğini belirlemeleridir. BMGK’nın 2254 sayılı kararına dayanan bu anayasa çalışması ‘Astana Üçlüsü’ tarafından desteklenecektir.
Öte yandan siyasi süreçteki ilerleme, uzun süredir gündemde olan Suriye’nin AL’ye geri dönmesinin gerektiğine dair dosyaya işaret ediyor. Bu konuda AL ülkelerinin çoğu, bölgede söz sahibi olan Suudi Arabistan’ın bu konudaki tutumunu izleyecektir.
Lavrov, İsrail’in Suriye’deki ‘İran hedeflerine’ yönelik bombardımanlarına ilişkin bir soruyu şöyle yanıtladı:
Durumu daha da dengesizleştirecek, gerginliğin artmasına ve hatta kontrolden çıkmasına neden olabilecek bu tür eylemlere karşı olumsuz bir tutum sergilemekten asla kaçınmadık. Suriye, bir takım planların uygulandığı veya bazı hesapların görüldüğü bir platforma dönüşmemeli. Tüm sorumlu güçlerin temel görevi, Suriye topraklarında barışı yeniden sağlamaya yardımcı olmak olmalı.
Şarku'l Avsat