"Tüm hayat, bu tek ve yegâne ibareye doğru harekettir: 'Ben seni seviyorum'. Ve geriye…"

Mayis Alizade Independent Türkçe için yazdı

 İrlanda asıllı Amerikalı romancı, deneme yazarı, senarist ve kısa öykü yazarı F. Scott Fitzgerald (1896-1940)

20'nci yüzyılın 80'li yıllarına kadar, Amerikan yazarlarının bir kısmı egolarını cesurca sergilerken (örneğin, Ernest Hemingway'in kendisini Dostoyevski, Tolstoy, Maupassant'a eşdeğer görmesi), diğer kısmı ise, selefleri ve çağdaşları arasında yerlerini bilmeyi tercih ettiler.

Francis Scott Fitzgerald, o "yerini bilenlerden biri" olarak kendisini Amerikan edebiyatının ikinci sırasının ilk koltuğunda görmüştü.

1947 yılının ilkbaharında Oxford Üniversitesi öğrencilerine verdiği edebiyat konferanslarında William Faulkner, çağdaşları arasında önemli yerlerden birini Fitzgerald'a verirken, 1955 yılında verdiği iki demeçte Amerikan edebiyatının ilk 5 sırasına koyduğu yazarlar arasında Fitzgerald'ın ismini göremiyoruz.

Bunun ana nedeni, yıllar geçtikçe Faulkner'ın, Thomas Wolfe'u daha iyi anlaması ve yazarlara verdiği değerin ana kriterinin "eserlerine sarf ettikleri zaman" olmasıdır.

Onun için hayatını 44 yaşında kaybetmiş (1896-1940) Scott Fitzgerald'ın ismi, 38 yaşında kaybetmiş Thomas Wolfe'un başında durduğu ilk beşliğe giremiyor.

Fitzgerald'ın Amerikan edebiyatındaki yerini değerlendiren Rus çevirmen ve edebiyat eleştirmeni Mihail Vasserman da bu noktayı isabetle yakalamıştır:

Faulkner ve Hemingway senfoni orkestrası için yazıyorlar, Fitzgerald ise oda müziği veya caz. Önemine göre cazı senfonik müziğe eşdeğer tutmuyorlar.


Edebiyata Faulkner ve Hemingway'den önce gelmiş Scott Fitzgerald'ın 26 Mart 1920'de yayımlanan Cennetin O Yanından isimli romanı başarı kazandırırken, yazar daha sonra Paris'e gitmiş ve orada Ernest Hemingway ile tanışmasından 4 yıl sonra Muhteşem Gatsby (1925) romanını yayımladı. Bu roman, Türkçeye defalarca çevrildi.

Ve Amerikan edebiyatının 1920-1970 kuşağına mensup yazarların bir kısmı gibi Scott Fitzgerald da kendi yaratıcılığı üzerinde Sherwood Anderson'un etkisini hep itiraf etmiştir (bir kısım günümüz eleştirmenlerinin de bu etkiyi kabul etmemesine rağmen).

Fitzgerald'ı Amerikan edebiyatının o dönem kuşağı yazarlarından (somut olarak Faulkner, Dos Passos v.d.) farklı noktaya götürmüş ve yaratıcılığını olumsuz etkilemiş esas gelişme, kendisinin "daha fazla para kazanma hırsıyla" Hollywood senaryoculuğuna soyunması ve yaşamının son üç yılını o işe adamasına rağmen istediğini alamamış olmasıdır.

Hem de yeni öykü ve romanlar kaleme almadan.

Gerçekten yazık olmuştur.

Scott Fitzgerald'ın yaşama ve yaratıcılığa ilişkin bazı deyimlerini Independent Türkçe okurlarıyla paylaşıyoruz.
 

F. Scott Fitzgerald

"Bana kahramanı gösterin, trajedi yazayım."

"Lütfen, insana karşı hayattayken dostluk sergileyelim, ölümünden sonra değil."

"Bu dünyada sevginin tüm çeşidi vardır, ancak aynı sevgi hiçbir vakit iki kere olmuyor."

"Bana sadece sözler gerekli değil. Bana vereceğin sadece buysa, o zaman çek git."

"Dehalık, aklında bulunanı hayata geçirme becerisidir."

"Yaşam zor değildir, zor olan mücadele ederek yaşamı kontrol altına almaktır."

"İnsanlar benim hoşuma gidiyor, onların beni beğenmeleri de hoşuma gidiyor. Ancak ben kalbimi içimde, Allah'ın yerleştirdiği yerde taşıyorum."

"Yakınlarımızı kaybetmek bizim yazgımızdır. Yoksa onların bizim için ne kadar önemli olduğunu nereden anlayacaktık?"

"Kendini sıradan biri sayan insana güvenilmez."

"Önce sen alkol alıyorsun, ardından alkollü içki alıyor, sonra ise alkol seni içiyor."

"Büyümek korkunç bir şeydir. Bir çocukluktan diğerine geçmek çok daha kolaydır."

"Adamlık, nezaket ve iyiliğe doğuştan meyilli olmaktan daha büyük meziyetler yoktur."

"Siyasetçi için en onurlu şey vicdanlı olmasıdır."

"Adamlık—korkmazlık demek, akıl, iyiyi ve kötüyü anlayabilmek, güç ve harekete geçme kabiliyeti; bu üç meziyeti kendinde birleştirmiş kişi kahramandır."

"18 yaşımızdaki bakışlarımız dünyayı seyrettiğimiz dağlar gibi; 45 yaşımızdaki bakışlarımız dünyadan saklandığımız mağaralar gibidir."

"Hepimizin akıllı olmak için çalışmamız gerekir."

"Başkasının yaşamında tuttuğu yere ilişkin hiçbir zaman kendinden emin konuşamazsın."

"Konuştuğun kişiye ilgiyle baktın mı, sonsuza kadar konuşabilir."

"21 yaşındayken karakterinde bulunan, özellikle muhtemelen yaşamının sonuna kadar kalacak."

"Kız, bunun sevgi olup olmadığını bilmiyordu ancak, tüm kalbiyle ve içinden hissettiği tek şey vardı: Dünyada en çok istediği şey, adamın cebine saklamak ve orada ebediyen, sakin ve güven içinde oturmak."

"Güzelliğin ve sevginin ebedi olmadığını ben biliyorum. Kederden kaçamazsın. Muhtemelen her bir büyük mutluluk bir kadar kederlidir. Güzellik, kızıl güllerin kokusudur; kızıl güller ise soluyorlar."

"Şu anda sen beni çok seviyorsun, değil mi?" kadın fısıldadı. "Beni hep böyle sevmen gibi bir talebim yok, ancak senden bu geceyi unutmamanı rica ediyorum. Kendi derin yerlerimin birinde ben her zaman şimdiki gibi olacağım."

"Nihayet, kadının sevgisi, ondan ötede acının ve ızdırabın başladığı sınıra ulaşmıştı."

"Her bir gerçek sevgi, yüzde doksan beş hırs ve artı kıskançlığın fısıldanmasıdır."

"Tüm hayat, bu tek ve yegâne ibareye doğru harekettir: ‘Ben seni seviyorum'. Ve geriye…"

"Hayatta ne tür sevgi olmuyor ki. Ancak aynı şekilde iki kere sevmek olmuyor."

"30 yaşımızda biz dostlarımızı dürtmek istiyoruz. 40 yaşımızda ise onların bizi sevgiden daha fazla kurtaramayacağını anlıyoruz."

"Sevecen olmak ne kadar da kolay, sevmek ne kadar da ağır bir şey."

"Sonbaharın ilk soğuğuyla hayat yeniden başlıyor."

"Her birimizin yaşamında her şeye muvaffak olduğumuz dönemler oluyor; o zaman sen kendine kahraman gibi gözüküyorsun."

"Genel olarak ben düşünmeden yaşıyorum, onun için hep neşeliyim."

"Hayatı en iyi şekilde, tek pencereden baktığında görebiliyorsun."

"Ancak şayet hayat sizin kapınızı çalmış ve siz açmışsanız, onunla birlikte birçok öngörülemeyen şey de içeri girebilir."

"Ben ise hayattan sadece tek dersin alınabileceğini düşünüyorum."

"-Ne dersmiş o?" "-Hayattan hiçbir ders almanın mümkün olmamasına ilişkin ders."

"Hayat değil, senin ona sunduğun mucizeye benzer şeyler önemli."

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU