Çağdaş sanattan ırak, geleneksel, aynılaşan bir dejavu: ArtAnkara

Vahap Aydoğan Independent Türkçe için yazdı

Sanat etkinlikleri adı altında, son zamanların finansörleri, girişimcileri, koleksiyonerleri ve fon yöneticileri, sanatsal yaratımın politik yanını boşaltarak sanatı dar bir çerçeveye sıkıştırmış ve metalaştırmış durumdalar.

Kapital sistem ise, şimdilik sanatı bir alışveriş konseptine dönüştürerek formatlamayı başardı.

Daha ideal bir politik perspektife alternatif olarak, sanatın toplumsal ve ekolojik alanını speküle ederek algıları törpülemeye, sanata ve sanatçıya spekülatif bir ortam yaratarak maalesef sanatı tekelleştirdiler.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Manipüle edilen yaratım gücü, kapitalizmin kişisel başarı hırsını sanatçıya tattırarak sanatçıyı bu alanın içine çekmeye çalıştı.

Bu kazanım alanı ise kişiler arası başarı yarışında ön basamaklara çıkmayı, yok etmeyi, en iyisi ve ideal olmayı başarıda ölçüt olarak sadece kendisini görmeyi şart koştu.

Sonuç olarak, sanatçı kendisini bu alanın en iyisi olma idealinin peşinden koşarken kendi gerçekliğinden çoktan uzaklaşmış oldu.

Kapitalizm ise sanatı ve sanatçıyı metalaştırma yolunda devrim bayrağını dalgalandırmaktan geri kalmadı.

Böylece holdingler ve iş insanları, kendi yarattıkları sanatçıları fonlayarak sanatın seyrini çok farklı noktalara taşımayı da başarmış oldular.
 

 

En çok satanın sanatta değer akçe olarak görüldüğü, vahşi kapitalizmin çağdaş sanatla ilgisi olmayan ama çağdaş sanat adı altında sanatsal faaliyetleri ne kadar hırpaladığı gözlerden kaçmamakla beraber, bu ortamı bir pazar, bir panayır alanına çeviren organizasyonlara da zemin hazırladılar, hazırlamaya da devam ediyorlar.

Gelgelelim konumuza. 2015 yılından bu yana düzenlenen ve her yıl sanatseverleri, koleksiyoncuları, kurumları ve galerileri bir araya getiren ArtAnkara, 150 katılımcı, bin 500'e yakın sanatçının eserlerini sanatseverlerle buluşturmaya devam ediyorlar.
 

 

ArtAnkara'ya!

En başında şerh düşerek başlayayım.

Fuarda uluslararası çağdaş sanat adına az da olsa sanat eserlerinin olduğunu, geleneksel ve modern sanata emek veren tüm sanatçıların büyük bir özveriyle fuarda yer aldıklarını belirtmek isterim.

Özellikle sanatçıların ve galerilerin finansal durumlarını göz önüne aldığımızda, emeklerinin finansal açıdan karşılık bulmadığına şahit oldum.
 

 

ArtAnkara'nın çağdaş ve uluslararası bir fuar olma iddiasını ortaya koyduğu konseptin birbiriyle çelişmesi, en çok göze çarpan unsurların başında geliyor.

Başkentin en büyük çağdaş sanat fuarı olan ArtAnkara, özgün sanat eserleriyle, uluslararası düzeyde sanatçıların katılımlarıyla evrensel sanatın buluşma noktası olarak görmek ve sanat alanındaki aktörlerin fikir alışverişi yapabildiği bir platform olacağını umuyordum.

Ama izlenimlerim ve beklentim arasında bir uçurum olduğunu söylersem, çok da abartmış olmam diye düşünüyorum.
 

 

Kapıdan içeriye girdiğiniz an, çağdaş kavramıyla envai çeşit çalışmanın (modern, geleneksel, el sanatları) birbiriyle harmanlanmış olması, çağdaş sanat fuarı mantığıyla çeliştiğini yüksek bir sesle duyabiliyorsunuz.

Hangi sanat eserinin ne kadar çağdaş olduğu ya da olmadığı konusu tartışıla dursun, binlerce çalışmayı daha önce sosyal mecralardan gördüğümüz modern sanat izlerinin dahi terk edildiği ve çağdaş sanatın dışında kalan binlerce eserin arasında adeta kayboluyorsunuz…
 

 

Stand duvarlarının hınca hınç doldurulmasından, binlerce eseri art arda görmek bir noktadan sonra izleyiciyi alandan uzaklaştırıyor ve doğal olarak binlerce esere fokuslanmak bir noktadan sonra izleyiciyi de bir hayli yoruyor.

Sizi şaşırtacak, ilginizi çekecek, daha önce görmediğiniz, sizde heyecan uyandıracak herhangi bir çalışmaya denk gelmemek, aslında en büyük hayal kırıklığıdır.

Metrekare başına kira bedelini ödeyen her galeri ya da bağımsız sanatçının katıldığı bir fuarın, nasıl uluslararası çağdaş sanat formuna evrildiği ise tartışma konusu olmaya devam edecektir.

Fuarda görmediğim geleneksel ebru ve hat sanatı dışında, neredeyse her sanat dalının varlık gösterdiği bir konsepte çağdaş sanat fuarı denmesi de büyük bir tutarsızlık.
 

 

Organizasyonun eserler üzerinde seçici davranmaması, en büyük sorun ve tartışma konusu olmaya devam ediyor.

Özü itibarıyla fuar mantığıyla çelişen bir konsept aslında ArtAnkara…
 

9
Erçin Gül

 

Çağdaş sanat fuarlarının tarihine bakarsak, bir yapı bakımından fuarların nasıl olgunlaştığı kriter kabul edilir.

Ama 11'inci yılına giren fuarın halen amacını ve vizyonunu bir önceki fuarın izlerini taşıyarak kendisini tekrarlıyorsa, orada bir olgunlaşma beklemekte çok yersiz olacaktır.

Maliyet, emek ve vizyon bir potada değerlendirildiğinde, arz talep ilişkisi açısından kısır bir döngü olduğunu da düşünmüyor değilim.

Adeta gelişmeyen, aynılaşan bir dejavu yaşıyorsunuz.
 

10
Bergüzar Kartal

 

Bu yüzden ArtAnkara gibi "uluslararası" bir organizasyonda yabancı koleksiyonerleri ve medya mensuplarını alanda göremiyoruz. Ayrıca yurtdışından gözlerin çevrildiği bir fuar olma özelliğine çok uzak kalıyor.

Bir çağdaş sanat fuarının mekanından, sanatçısına, galerilerinden eserlerine, koleksiyonerinden sanatseverine kadar pek çok paydaşı vardır.

Bu paydaşların başkent gibi bir kentte fuar mantığını gözden geçirmesi gerektiğine düşünenlerdenim.
 

11
Müberra Karamanoğlu

 

İlk 3 gün fuar alanında yoğun bir izleyici kitlesi yoktu.

Giriş çıkışlar inanılmaz sıkı tutuluyor, sanatçıların dahi giriş çıkış yaparken kartlar okutulmadan çıkamamaları güzel birer ayrıntıydı.

Yerleştirme olarak göz yoran labirent duvarların yorucu olması ve yiyecek içeceklerin masalarda bırakılması eleştirilerin odak noktasıydı.
 

12
Pelin Aktan

 

Türkiye'nin her yerinden fuara katılımın olması, okulların ve akademinin de organizasyonun bir parçası haline gelmesi fuarın ruhuna aykırı olsa da güzel nüanslar arasındaydı.

Sanatçıların eser yaratım süreçlerini yerinde dinlemek, yaşamlarında sanatın nasıl rol oynadığına tanık olmak, hikayesi olan eserleri yerinde görmek güzel birer fırsat izleyici için.
 

Ez cümle, 11'inci yılını deviren bir uluslararası çağdaş sanat fuarının olgunlaşması, ismiyle, vizyonuyla ve içeriğiyle artık olgunlaşıp tutarlı bir şekilde yol alması gerektiğini düşünüyorum.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU