Ekrem İmamoğlu'ndan birlik çağrısı: Bu çarpık düzen bir an önce sona ersin

İmamoğlu, sanatçılara, iş insanlarına, bürokratlara, akademisyenlere ve "herkese" seslendiğini ifade ederek, "Birlikte ses verelim ki bu çarpık düzen, bu talan, bu yağma bir an önce sona ersin" dedi

Fotoğraf: AA

CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ve tutuklanarak görevden uzaklaştırılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, sosyal medya hesabı üzerinden sanatçılara, iş insanlarına, bürokratlara, akademisyenlere ve "herkese" seslenerek, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu olumsuz gidişata karşı birlikte mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı.

İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Ülkemin iş insanlarına, akademisyenlerine, medya mensuplarına, bürokratlarına, sanatçılarına, sivil toplum erbabına, demokratik ve müreffeh Türkiye sevdalılarına sesleniyorum:
Gelin hep beraber bu işi daha çabuk kılalım. Gelin, ülkenin ekonomisini rayına sokalım. Gelin, üniversitelerimizi, medyamızı özgürleştirelim. Gelin, sanatı, sivil toplumu itaate zorlanmaktan kurtaralım. Gelin, bu güzel ülkenin müreffeh, özgür ve demokratik olması için birlikte çalışalım. Gelin birlikte ses verelim."

İmamoğlu, ülkenin içinde bulunduğu durumu "19 Mart darbesi" olarak nitelendirerek, bu darbenin ülkenin ekonomisini daha kırılgan hale getirdiğini ve üniversitelerin, medyanın, sanat camiasının, bürokrasinin ve sivil toplumun giderek daha fazla baskı altına alındığını söyledi. İktidarın uygulamalarına karşı büyük bir tepki gösteren İmamoğlu, bu çarpık düzenin sona erdirilmesi için birleşilmesi gerektiğine dikkat çekti.

"19 Mart darbesi"ne tepki

İmamoğlu, 19 Mart'ta yaşanan gelişmeleri "darbe" olarak tanımlayarak, iktidarın muhalefeti ve özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni hedef aldığını belirtti. İstanbul'da yaşanan depreme hazırlık çalışmalarının hükümet tarafından görmezden gelindiğini, buna karşın İBB'nin engellenmeye çalışıldığını vurguladı. İmamoğlu, "İstanbul daha dört gün önce depremle sarsılmışken, Türkiye’nin kalbi bu aziz şehri depreme hazırlamakla meşgul olması gereken hükümet, İBB’yi çalışamaz hale getirmek için peşine düştü" dedi.

"19 Mart darbesini de bu karanlık günleri de savuşturacağız"

İmamoğlu, vatandaşların iktidara karşı olan tepkilerini ve sandıklara olan ilgilerini vurguladı. Bu durumun, iktidardan kurtulmanın sadece bir zaman meselesi olduğunu gösterdiğini ifade etti. "19 Mart darbesini de bu karanlık günleri de savuşturacağız. Allah’ın izniyle bu iktidarı göndereceğiz. Ama tez, ama geç. En geç ilk seçimde…" diyen İmamoğlu, halkın birleşerek bu düzeni değiştireceğini ve ülkenin daha demokratik ve özgür bir geleceğe kavuşacağını belirtti.

İmamoğlu, tüm bu sorunlara karşı çözüm bulabilmek için iş insanlarından, akademisyenlere, medya mensuplarından sanatçılara kadar geniş bir kesimin el birliğiyle hareket etmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’nin daha demokratik ve müreffeh bir geleceğe kavuşabilmesi için herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğine işaret etti.

İmamoğlu’nun çağrısı, tüm toplum kesimlerinin ortak bir hedef için birleşmesi gerektiği vurgusunu taşıyor. Son olarak, İmamoğlu, bu çarpık düzene karşı hep birlikte ses çıkarılması gerektiğini belirterek, halkı birlikte mücadele etmeye davet etti.

İmamoğlu'nun sosyal medya paylaşımı şöyle:

"Demokratik ve müreffeh Türkiye sevdalılarına sesleniyorum"

"Ekrem İmamoğlu’ndan iş dünyasına, akademi camiasına, medya ve sanat dünyasına, bürokrasi ve sivil toplum temsilcilerine çağrı!

Ülkemin İş İnsanlarına, Akademisyenlerine, Medya Mensuplarına, Bürokratlarına, Sanatçılarına, Sivil Toplum Erbabına,

19 Mart darbesiyle ülkemizin içine düşürüldüğü halin hepinizi üzdüğünü, endişelendirdiğini, yorduğunu biliyorum. Memleketimizin zaten parlak olmayan ekonomisi artık daha kırılgan, uzun süredir güvensiz olan yatırım ortamı artık daha riskli. 2016’dan beridir susturulmaya çalışılan üniversitelerimiz, hapisle, ağır para cezalarıyla tehdit edilen medya dünyamız artık daha az özgür.

Sarayın arka bahçesine çevirmek istediği bürokrasimiz daha çok gözetim altında. Sanat camiası ve sivil toplum dünyasından tam biat isteniyor.

Şundan eminim: 19 Mart darbesini savuşturmakta, bu iktidarı göndermekte geciktiğimiz her geçen gün daha kötüsü olacak. Dün sabah büyük bir üzüntüyle şahit olduğumuz gibi İBB bürokrasisinin, iktidarın tekerine çomak sokan isimleri, yakın çalışma arkadaşlarım, onların eşleri yine sabah karanlığında çocuklarının yanından, evlerinden alındılar.

İstanbul daha dört gün önce depremle sarsılmışken, Türkiye’nin kalbi bu aziz şehri depreme hazırlamakla meşgul olması gereken hükümet, İBB’yi çalışamaz hale getirmenin peşine düştü.

Sevgili Vatandaşlarım,

Bunlar iktidarda kaldıkça her şey daha kötü olacak. Ekonomi bugün dünden kırılgan. Yarın bugünden de kırılgan olacak. Yatırım ortamı iyileşmek bir tarafa, kimsenin serveti, dedesinden babasından devraldığı malı mülkü, kendi emeğiyle kurup büyüttüğü işi, şirketi hatta diploması güvende olmayacak.
Üniversiteler, medya bugün dünden daha az özgür. Yarın bugünden daha az özgür olacak. İktidar aleyhine kimse konuşmasın, kimse yazmasın istenecek. Konuşmak, yazmak isteyenler ya hapsedilecek ya da hapis veya ceza korkusuyla susturulacak. Üniversiteler beton binalardan, gazeteler ve televizyonlar iktidara yakın duranlardan ibaret olacak.

Bürokrasi yarın bugünden liyakatsiz olacak. Saraya daha fazla sadakat bürokraside tutunabilmenin tek ölçüsü olacak.
Sanat ve sivil toplum dünyası etrafındaki kuşatma daha da büyüyecek. İtaat etmeyen rahat etmeyecek.

Aziz milletim, Benim demokratik ve müreffeh Türkiye sevdalısı vatandaşlarım,
Bu söylediklerimden ne kadar eminsem şundan da o kadar eminim:
19 Mart darbesini de bu karanlık günleri de savuşturacağız. Allah’ın izniyle bu iktidarı göndereceğiz. Ama tez, ama geç. En geç ilk seçimde…

Milletin 19 Mart darbesine karşı ülkenin dört bir yanında verdiği tepki, vatandaşlarımın ülkelerinin, çocuklarının geleceğine sahip çıkmak için miting meydanlarını doldurması, 15,5 milyon seçmenin sandıklara koşarak cumhurbaşkanı adayına sahip çıkması, hepsi birden tek bir şeyi gösteriyor: Bu iktidardan kurtulmak artık sadece zaman meselesi.

Ülkenin ekonomisini ve yatırım ortamını yeniden düzeltmek, memleketin üniversitelerini, medyasını ve sanat dünyasını özgürleştirmek, bürokrasisini iktidara değil devlete sadık kılmak artık sadece zaman meselesi.

Türkiye’nin bugün içine düşürüldüğü karanlıktan çıkmasını çabuklaştırmak isteyenler,
İş İnsanları, Akademisyenler, Medya Mensupları, Bürokratlar, Sanatçılar, Sivil Toplum Erbabı,

Herkese sesleniyorum.
Hepimize iş düşüyor, sorumluluk hepimizin.
Gelin hep beraber bu işi daha çabuk kılalım.
Gelin bir an önce ülkenin ekonomisini rayına sokalım.
Gelin bir an önce herkesi malından, mülkünden emin kılalım.
Gelin bir an önce üniversitelerimizi, medyamızı özgürleştirelim.
Gelin bir an önce sanatı, sivil toplumu itaate zorlanmaktan kurtaralım.
Gelin bu güzel ülkenin müreffeh, özgür ve demokratik olması için birlikte çalışalım.
Gelin birlikte ses verelim.

Birlikte ses verelim ki sabahın kör karanlığında kimse polis baskınlarıyla çocuklarından ayrı düşürülmesin.

Birlikte ses verelim ki bütün devlet kurumları İstanbul’u depreme hazırlamakla meşgul olsun.
Birlikte ses verelim ki bu çarpık düzen, bu talan, bu yağma bir an önce sona ersin.

Ülke hepimizin, sorumluluk hepimizin."

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU