İYİ Parti'nin Kanal İstanbul Projesi'nin yapımının durdurulmasına ilişkin verdiği grup önerisi TBMM Genel Kurulu'nda reddedildi. İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, "Bu projeyle tam 136 milyon metrekare tarım alanı yok oluyor, 83 milyon metrekare yaşam alanı ortadan kalkıyor. Şunu bilin ki Türkiye'nin geleceğine ihanet ediyorsunuz. İçinde insan, doğa, tarih, kültür, İstanbul'un dokusu yok. Bu projede yer almayı düşünen özel firmalara da buradan çağrı yapıyorum; Bu millet sizi affetmez. Bu projede yer almak bu kente, bu ülkeye yapılabilecek en büyük ihanettir" dedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İYİ Parti'nin Kanal İstanbul Projesi'nin yapımının durdurulması, su kaynaklarının korunması ve yaşanabilecek daha büyük ölçekli bir depreme karşı alınacak önlemlerin tespit edilmesi amacıyla TBMM Genel Kurulu'nda verdiği araştırma önerisi, AK Parti ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
Önerinin gerekçesini açıklayan İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, şöyle konuştu:
"Bu projeyle İstanbul'un önemli su kaynaklarından biri olan Sazlıdere Barajı tamamen yok oluyor. Yapılması planlanan beton kanal, 25 metre derinlikte, 250 metre genişlikte ve 40-45 kilometre uzunlukta. Bu projeyle tam 136 milyon metrekare tarım alanı yok oluyor, 83 milyon metrekare yaşam alanı ortadan kalkıyor. Ben bu işin zararlarını daha fazla anlatmayı da gerekli bulmuyorum çünkü hiçbirinizin anlayacağı yok, öyle gözüküyor ama şunu bilin ki Türkiye'nin geleceğine ihanet ediyorsunuz. İçinde insan, doğa, tarih, kültür, İstanbul'un dokusu yok. Kim memnun biliyor musunuz bu projelerden? Gidin Arap ülkelerine, açın televizyonları, günlerdir, saatlerdir nasıl reklamlar yapılıyor, bakın. Bir rant projesidir bu. Bu bir rezalettir. 2011 yılında da bunun ne kadar büyük bir ihanet olduğunu İstanbul'a Sayın Devlet Bahçeli söylemişti. Ama artık yeter, projede rant peşinde olan her kim olursa olsun Türk milleti bunu tarihte affetmeyecektir. Buradan, bu projede yer almayı düşünen özel şirket temsilcilerine, yetkililerine, firmalarına da sesleniyorum: Her şey para değildir. Bu projede yer almayı düşünen özel firmalara da buradan çağrı yapıyorum; bu millet sizi affetmez. Bu projede yer almak bu kente, bu ülkeye yapılabilecek en büyük ihanettir."
"Zenginler Kanal İstanbul'u altın bir fırsat olarak görüyor"
Kanal İstanbul projesinin ekolojik dengeye vereceği zarara dikkat çeken DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Dilan Kunt Ayan, Meclis Genel Kurulu'nda şunları söyledi:
"Daha iki yıl önce yaşadığımız 6 Şubat depreminin kötü anısı dün gibi aklımızda. Yapılmayan denetimler, yaşanan ihmaller, deprem zamanı bürokrasiye takılan müdahalelerin çok geç başlaması bir doğal afeti yıkıma dönüştürdü. On binlerce insan canını kaybetti, işini kaybetti, evladını kaybetti. Dilerdik ki dün gibi aklımızda olan bu felaketten dersler çıkarılsın, aynı yanlış adımlar bir kez daha atılmasın fakat görüyoruz ki deprem riskinin çok yüksek olduğu İstanbul'da aynı durum tekrardan devam ediyor. Hiçbir önlem almamakla birlikte inatla, ısrarla bu projeyi geçirmek istiyorlar. İlimden uzak, hukuktan uzak, vicdandan, ekolojiden uzak projelerle zorla, inatla hayatta tutmak istiyorsunuz. Gayrimenkul, rant ve ekokırım projesi olarak hayata geçirmeye başladınız. Ağaçlar, kuşlar, balıklar eskisi gibi buralarda yaşayamayacak, sadece onlar değil, biz insanların bile yaşamını etkileyecek; anlatamadık, anlamak istemediniz. Çünkü neden? Kanal İstanbul'u şu günlerde hepimiz seyrediyoruz, Arap televizyonlarında boy boy reklamlarını görüyoruz, kanal etrafında yapılan, yapılacak olan lüks konutları, iş yerlerini reklam TV'lerinde görüyoruz. Bu bölgelerde sürekli taşınmaz satışı kimlere yapılıyor? Suriyelilere, Ürdünlülere, Katarlılara bu iş insanlarının parsel parsel sattığını görüyoruz bu iddialarla birlikte. Bakın, Bakan çıkıp açıklama yapıyor, 'Bu, doğru değil' diyor, buna inanmak istiyoruz fakat maalesef ki İstanbul'da emlak piyasası tamamen Arap iş insanlarının elinde olmuş. Mesela, 2020'de İstanbul'da 'Altın Fırsat Gayrimenkul' adıyla kurulan bir şirket bunun bir örneği, zenginler Kanal İstanbul'u tıpkı şirketin ismi gibi altın bir fırsat olarak görüyor. Tabii, ağacın, suyun kuruması, kurdun, kuşun yok olması zengin için bir altın fırsat."
"İstanbul'u depreme dirençli hâle getirmek mi, ranta açmak mı?"
CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı da Türkiye'nin Kanal İstanbul gibi bir önceliği olamayacağını belirterek şöyle konuştu:
"Kanal İstanbul'a ayırdığınız kaynağı depreme hazırlığa ayırmak zorundasınız. Kanal İstanbul, resmi rakamlara göre 20 milyar dolarlık bir proje. Devletin depremde yıkılan bir eve doğal afet sigortası ödeyeceği para 2025 yılında 1 milyon 700 bin lira yani bugünkü kurla 44 bin 471 dolar. Yani arsayı devlet verse bu parayla 450 bin konut yapılır. 450 bin konut mu, Kanal İstanbul mu? İstanbul'u depreme dirençli hâle getirmek mi, ranta açmak mı? Dünkü depremin gösterdiği gerçeklerden ikincisi ise, bugün burada da dile getirildi, iletişim altyapısı. GSM operatörleri her depremde olduğu gibi kapsama alanı dışına çıkmıştır bu depremde, aradığımız kişilere bir türlü ulaşılamamıştır. Dünyada 10G test edilirken, Çin'de Huawei ve China Unicom saniyede 9,8 gigabaytlık veri aktarımı yaparken biz depremde annemize, çocuklarımıza ulaşamıyoruz. Niye? Çünkü siz fiber optik altyapısı ve 5G altyapısı için gereken parayı Kanal İstanbul'da çarçur etmenin peşindesiniz. Yetmiyor, bir de çıkıp depremden sonra yerel yönetimleri suçluyorsunuz. GSM operatörlerini CHP'li büyükşehir belediye başkanları yönetmiyor."
ANKA