TBMM'nin açılışının 105. yıldönümü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Meclis'te düzenlenen resepsiyonla kutlandı. Resepsiyona katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, DEM Parti Grup Başvekilleri Sezai Temelli ve Gülistan Koçyiğit ile yarın saat 10.30'da Adalet Bakanlığı'nda görüşeceklerini bildirdi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında TBMM'de verilen resepsiyonda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"Herhangi bir aksama olmadan duruşmalar devam edecek"

İstanbul'da bugün gerçekleşen depremler sonrasında cezaevleri ve adliyelerin sağlamlık durumuna ilişkin bilgi veren Bakan Tunç, "Yaklaşık 24 tane cezaevimiz var. 5 tane denetimli serbestlik müdürlüğü binamız var. 20 tane ayrı adliye binamız var. Bunlarda da herhangi bir hasar söz konusu değil. Cezaevlerinde de çok şükür bir sıkıntı yok. Hükümlü ve tutukluların yakınlarıyla görüşmesi ile ilgili herhangi bir problem söz konusu değil. Yarın duruşmalar devam edecek; herhangi bir aksama söz konusu olmadan. Çünkü yargıda süreler işler, dolayısıyla süreli işlerin aksamaması açısından da süreklilik esas" diye konuştu.

"DEM Parti heyeti ile yarın saat 10.30'da görüşeceğiz"

DEM Parti heyeti ile yarın saat 10.30'da Adalet Bakanlığı'nda bir görüşme gerçekleştireceklerini söyleyen Bakan Tunç, şunları kaydetti:

“DEM Parti Grup Başkan Vekilleri Sezai Temelli ve Gülistan Koçyiğit ile birlikte yarın Adalet Bakanlığı'nda bir görüşme gerçekleştireceğiz. Yarın saat 10.30'da görüşme olacak. Bu görüşmede onları tabii ki dinleyeceğiz. Özellikle kamuya açıkladıkları bazı hususlar var. Adalet Bakanlığı'nda hangi konuları gündeme getireceksiniz?' diye sorduklarında söyledikleri hususlar var. Hasta tutuklularla, hükümlülerle ilgili taleplerinin olduğunu ifade ediyorlar. Yine, cezaevlerindeki ceza süresini doldurmuş ama Cezaevi Gözlem Kurulları nedeniyle koşullu salıvermeden yararlanamayan birtakım hükümlülerle ilgili taleplerinin olduğunu ifade ediyorlar. Yarın geldiklerinde tüm bunları dinleyeceğiz, değerlendireceğiz. Yarınki görüşme sonrasında da kendileri görüşmenin neticesinde kamuoyunu bilgilendireceklerdir. Hedefimiz terörsüz bir Türkiye.

"Terör örgütü kendini feshettiğinde, ülkemiz için yeni bir dönemin kapıları aralanmış olacak"

İmralı'nın terör örgütüne yönelik çağrısını hep beraber gördük. Terör örgütüne yönelik silah bırakma çağrısı ve terörün feshedilmesi, PKK'nın feshedilmesi, tüm silahlı grupların silahlarını bırakması yönündeki çağrının yerine getirilmesi lazım. Çağrının yerine getirilmesi durumunda, terör örgütü kendini feshettiğinde, ülkemiz için yeni bir dönemin kapıları aralanmış olacak. Bu, ülkemizin geleceği açısından çok önemli. Bu noktada da herkesin üzerine düşeni yaptığı, kurumlarımızın, devletimizin, siyasi partilerimizin büyük bir çoğunluğunun ve toplumun genel bir kabulü var."

"Çok kısa süre içerisinde inşallah güzel gelişmeler olur"

Bakan Tunç, PKK'nın fesihi için MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 4 Mayıs tarihini işaret etmesi hatırlatılması sonrasında ise şu değerlendirmede bulundu:

"Pazartesi günü Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantımızın ardından, Parti Sözcümüz Ömer Çelik bir açıklama yapmıştı. Çok gecikmeksizin, inşallah bu gerçekleşir diye umut ediyoruz. Tabii ki bu çağrının muhatabı terör örgütü. Terör örgütünün toplanması, ne zaman toplanacağı ve bu çağrıya uyarak fesih kararını alacağı tamamen devletin muhatabı olmadığı bir durum. En kısa süre içerisinde bunun gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Sayın Ömer Çelik de bunu ifade etti; çok kısa süre içerisinde güzel gelişmeler olacak, dedi. Biz de aynısını tekrar ediyoruz: Çok kısa süre içerisinde inşallah güzel gelişmeler olur. Ne kadar erken terör örgütü fesih edilirse, ne kadar erken silah bırakılırsa, ülkemizin huzurlu geleceği de o kadar erken başlamış olur. Hepimizin isteği, bir an önce bu çağrıya cevap verilmiş olması" 

 "Gündemimizde af söz konusu değil"

Bakan Tunç, "sürecin" sonunda bir genel affın olup olmayacağına dair soruya ise şu yanıtı verdi:

"Gündemimizde af söz konusu değil. Burada özellikle kamuya yansıyan bazı ifadeler, açıklamalar oluyor. İnfaz kanunu ile ilgili olarak, bizim ceza adaletiyle ilgili daha geniş çerçevede bir hazırlığımız var. Meclisimize arz edeceğimiz, ceza adaletiyle ilgili 40 maddelik bir yargı paketimiz var. Yargı paketinde hasta tutuklular ve hasta hükümlüler bakımından da özel infaz usulleri var. Kanunumuzda bu özel infaz usulleri, belli suçların altındakilere uygulanıyor. Konutta infaz, geceleyin infaz, hafta sonu infaz gibi infaz kanunumuzda bazı kolaylıklar var. Kasten işlenmiş suçlarda 1 yılın altında, taksirle işlenen suçlarda 3 yılın altında gibi; yaşlı hükümlüler bakımından ise 70 yaşın üzerindeyse ve cezası 3 yılın altındaysa gibi bir takım kademelendirmeler var.

"Hasta tutuklular, ağır hastalar bakımından suç ayrımı yok"

Burada özellikle yatarı olmayan suçlar bakımından, infaz kanunumuzda uygulama kabiliyeti yok. Uygulama kabiliyetini getirecek şekilde bir taslağımız var. Burada terör suçları ve cinsel suçlar bakımından hariç tutulmuştu. Özellikle yaşlılar ve çocuk hükümlüler bakımından. Ancak hasta tutuklular, ağır hastalar bakımından suç ayrımı yok. Ağır hastalarda ceza 5 yılın altındaysa, konutta infaz mümkün. Tabii bu, Adli Tıp raporuyla mümkün. Bunun belki yukarıya çekilmesi düşünülebilir. Hasta tutuklular bakımından, ağır hastalar için bir durum söz konusu. Doğum yapan kadınlar ve hasta tutuklular bakımından, ağır hastalar. Bu Adli Tıp raporları ile belli olacak, bunlar bakımından bir suç ayrımı söz konusu değil. Bunlar, önümüzdeki birkaç gün içerisinde Meclis grubumuza gönderildiğinde, kamuoyu ile ve siyasi partilerle de görüşülebilir. Meclis grubumuz kamuoyu ile paylaşır, bunlar Meclis'te tartışılır. Bunların hangi suçları kapsayacağı, hangi miktarda cezalar bakımından geçerli olacağı, tüm bunlar Meclis'te değerlendirilecek.

"Meclis'teki yasal düzenlemeler ortaya çıktıktan sonra, kaç kişinin yararlanacağı o zaman ortaya çıkar"

Bu düzenlemeler özellikle ağır hastalar, doğum yapan kadınlar ve belli yaşın üzerindeki hükümlüler içindir. Bunlardaki kademelendirmeler kişi sayısına göre değil; evrensel hukuku da takip ederek, insani durumu da gözeterek burada hakkaniyetle, ceza adaletine uygun bir düzenleme yapılıp yapılmadığı önemlidir. Burada bir kişi ya da kaç kişinin faydalanacağı çok önemli değil. Önemli olan, düzenlemenin ceza adaletine uygun olup olmadığıdır. Kamuoyunda 'bin kişi yararlanacak' gibi açıklamalara da itibar etmemek gerekiyor. Bu Meclis'teki yasal düzenlemeler ortaya çıktıktan sonra, kaç kişinin yararlanacağı o zaman ortaya çıkar."

Bakan Tunç, 14 yaşında öldürülen Ahmet Minguzzi'nin davasına ilişkin ise şunları kaydetti:

"Yargılamalar başladı. Burada birden fazla suça sürüklenen çocuk olduğu için, örgüt kapsamında değerlendirilebilir. Kanunumuz böyle zaten. Eğer suça sürüklenen çocuk sayısı 3 ise, örgüt kapsamında ağırlaştırılmış sebep olabiliyor. Mahkeme değerlendirecek. Burada özellikle şu söz konusu: Bizim ceza sistemimizde, hemen hemen dünyada da böyle. 12 yaşın altında ceza sorumluluğu yok. 12-14 yaş arası çocuklar için belli bir indirim var. Suç işlemişse eğer, 15-18 arası için üçte bir indirim oluyor. Burada, 15 yaşıyla 18 yaş arasındaki aralıkta; 15 yaşındaki çocuk ile 17’yi bitirmek üzere olan çocuk arasında fiziksel olarak da, duygusal olarak da biraz farklılık var. Bazı ülkeler bu aralığı 16-18 olarak kabul ediyor, 17-18 kabul edenler de var. Bu nedenle belki bir kanuni değişiklik düşünülebilir mi? Özellikle 'suça sürüklenen çocuk' diyoruz biz bunlara, 'suçlu çocuk' demiyoruz. Çocuklarımızın suça sürüklenmesini istemeyiz. Ama hunharca suç işliyorsa, 18 yaşın altında da olsa, elbette ceza kanunumuza göre ona da yaptırım var. Burada caydırıcılığı önlemek bakımından, belki Ceza Kanunumuzda genel hükümler kısmında bir yeniden değerlendirme olabilir."

ANKA