Gazze'de kültürel soykırım: Savaş, tarihi ve hafızayı sistemli şekilde yok ediyor

"Tahribat arkeolojik alanlara, eski kütüphanelere, antik ve tarihi yapılara ve bunların kendine özgü mimari tarzlarına da uzandı"

En dikkat çekici kayıplar arasında yıkılan Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi, El-Ehli Baptist Hastanesi ve Ömer Camii vardı / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia

Gazze'nin Eski Şehir bölgesinde bulunan Büyük Ömer Camii'nin kütüphane kalıntıları üzerinde Enes adında genç bir Filistinli, yanmış ve yırtılmış bir romanın sayfalarını dikkatle çevirken şunları söylüyor:

Bu, Gazze Şeridi'ndeki en büyük kütüphaneden geriye kalan tek şey. Kütüphanenin içerisinde binlerce kitap, belge, eser ve burada yaşamış kadim halkların medeniyetleri yer alıyordu.

Enes’in gözleri, molozların ve üst üste yığılmış taşların arasından Gazze’nin en eski ve en büyük camisinin kalıntılarını tarıyor.

Tarihi taşları, eşsiz süslemeleri ve sanatkâr mimarisiyle geçmişte pek çok yabancı ziyaretçinin ilgisini çeken bu yapı artık sadece bir enkaz. Enes, bu kültürel mirasın yok oluşuna üzülerek bakıyor.


Kültürel yıkım, can kayıplarıyla yarışıyor

Enes, Filistin kültürünü ve mirasını seviyor ve Gazze'de yaşamış medeniyetlerin kadim tarihini takip etmeye tutkuyla bağlı.

"Kültürel alanlar sadece tarihi alanlar değil, aynı zamanda antik ve eski dünyaya açılan bir pencereydi" diyen Enes, sözlerine şunları ekliyor:

Gazze’nin kültür penceresi bombaların altında kapandı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Enes, ardından Gazze’nin tarihi dokusunun hâlâ korunabildiği diğer noktalara doğru ilerliyor.

Ancak bu savaş sadece can kayıplarına değil, aynı zamanda sanat, tarih ve kültürün sistemli bir şekilde yok edilmesine de neden oldu.

Filistin Kültür Bakanı Atıf Ebu Seyf, durumu, "Gazze'de yaşanan sadece bir insanlık dramı değil, aynı zamanda kültürel bir soykırımdır" sözleriyle özetledi.


Gazze'nin benzersiz konumu ve tarihi mirası

Gazze, jeopolitik konumuyla tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yaptı. Afrika kıtasının Asya’ya açılan kapısı olan bu kıyı kenti, elverişli iklimi ve verimli topraklarıyla Mısır, Yunan, Roma, Bizans, Kenan, Fenike gibi uygarlıkların yanı sıra Memlük, Abbasi ve Osmanlı gibi İslam devletlerinin de önemli bir merkeziydi.

Bu zengin tarih, Gazze’ye olağanüstü bir kültürel miras bıraktı: eşsiz taşlar, mimari yapılar, nadir el yazmaları ve arkeolojik eserler…

Ancak bugün bu kültür neredeyse tamamen yok edilmiş durumda.
 

Gazze Şeridi'ndeki kültürel kentsel soykırım / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia
Gazze Şeridi'ndeki kültürel kentsel soykırım / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia

 

Telafisi olmayan kayıplar

7 Ekim 2023’te başlayan savaşın ilk günlerinden itibaren, İsrail bombardımanları Filistin’in kültürel mirasına da büyük zarar verdi. Özellikle Eski Şehir bölgesi, en ağır tahribatı alan yerlerden biri oldu.

UNESCO verilerine göre, İsrail güçleri 146 tarihi eser, 114 cami ve aralarında önemli kütüphanelerin de bulunduğu yaklaşık 200 kültürel alanı yok etti.

Yıkımın simgelerinden biri, milattan sonra 5'inci yüzyıldan kalma Aziz Porphyrius Kilisesi’nin yıkılmasıydı.

Aynı şekilde Gazze’nin en eski hastanesi olan el-Ehli Baptist Hastanesi, 7'nci yüzyılda inşa edilen Büyük Ömer Camii, Paşa Sarayı Müzesi ve Kenan-Yunan dönemine ait eserler barındıran Mataf el-Funduk Müzesi bombalandı.

UNESCO Dünya Mirası listesine alınan St. Hilarion Manastırı da bu süreçte yok edilen yapılar arasında.

Gazze Belediyesi’nin arşiv binasıyla birlikte binlerce ulusal belge, el yazması ve tarihî kaynak yok oldu.


Kültürel soykırım tanımı

Araştırmacılar bu yıkımı "kültürel kentsel soykırım" olarak tanımlıyor.

Amaç, bir toplumun tarihsel hafızasını silmek, kültürel köklerini yok etmek.

Güney Afrika’nın İsrail’e karşı Uluslararası Adalet Divanı’nda açtığı davada da bu kapsamda "kültürel soykırım" suçlamasına yer verildi.

Lahey Sözleşmesi’ne atıfla, kültürel mirasın korunması gerektiği vurgulandı.

Polonyalı hukukçu Raphael Lemkin’in formüle ettiği soykırım tanımına göre kültürel yıkım, savaş suçu kapsamına giriyor ve cezalandırılabilir.


Filistin tarihinin sonu

Filistin tarihi ve mirası profesörü İbrahim el-Mısri, "Kültürel ve tarihi yapıların tahribi, ulusal kimliğin doğrudan hedef alınması anlamına geliyor. Kültür, Filistin halkının kolektif ruhunu koruyan son duvardır. Bu duvar hedef alındığında toplum çöküşe daha fazla açık hale gelir" dedi.

Mısri, "İsrail'in Gazze'de tarihi eserleri ve kültürel mirası hedef alması ve yıkması, belirli bir bölgede belirli bir insan grubunun varlığına dair tüm kanıtların silinmesini içermektedir. Bu kültürel soykırım anlamına gelmektedir ve kütüphanelerin, kültür merkezlerinin yıkılması Filistin kimliğini yok etme girişimidir" diye ekliyor.
 

İsrail ordusu 146 tarihi eseri tahrip etti / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia
İsrail ordusu 146 tarihi eseri tahrip etti / Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia

 

Kültür Bakanı Atıf Ebu Seyf, "İsrail’in kasıtlı olarak kültürel kurumları hedef alması, yalnızca fiziksel değil, sembolik ve psikolojik bir saldırıdır" diyor ve ekliyor:

Gazze'deki sanat ve edebiyat dünyası büyük bir yara aldı. Bu, sadece yapıların değil, toplumsal hafızanın da yıkımıdır.


Bakan Seyf, "Sürekli devam eden bombardıman Gazze'deki sanat ve edebiyat camiasında yaralar bıraktı. Yaşanan şey, anıtların fiziksel olarak yok edilmesinin veya bireylerin öldürülmesinin çok ötesine geçen çok katmanlı bir eylem. Bu uygulamalar, yerel toplumun mirasını, kimliğini ve varlığını zayıflatan daha geniş kapsamlı yıkıcı süreçlerin çerçevesinde yer alıyor. Bunun Filistinliler üzerinde sembolik ve psikolojik yansımaları da bulunuyor" şeklinde konuştu.

Kültür Bakanı Atıf Ebu Seyf, son olarak şunları söyledi:

Gazze'deki kültürel alanların fiziki olarak tahrip edilmesi, Filistin tarihi anlatıları araştırmaları açısından tehlikeli sonuçlara yol açıyor. Gazzeliler, Gazze'nin kültürel gelişimini ve tarihini anlamamıza yardımcı olan asırlık el yazmalarını ve değerli kaynakları kaybettiler.


UNESCO, Gazze’deki mirası korumak için çaba gösterdi ancak savaşın yıkıcılığı buna izin vermedi.

Kurumun sözcüsü Julian Mercouri, "Bazı kütüphanelerin yeniden inşası için acil destek verdik ancak ihtiyaçlar çok daha büyük" dedi.

İsrail'e gelince, İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, kültürel alanların kasten hedef alındığı iddialarını reddetti ve "Bu bölgelerde saldırılar yapıldıysa, Hamas ve diğer örgütler bu alanları kullanıyordu. Biz sivillerle savaşmıyoruz" şeklinde konuştu.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Bu makale Independent Türkçe için Independent Arabia gazetesinden çevrilmiştir.

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU