DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, SDG ve Suriye Geçici Hükümeti arasında imzalanan sekiz maddelik anlaşmanın Türkiye’deki Kürt sorununa ilişkin yürütülen sürece “kesinlikle pozitif yansıyacağını” söyleyerek, “Çünkü Suriye'de Kürt sorununun çözülmesi Türkiye'yi yakından etkileyecek. Türkiye'deki Kürt sorunu demokratik çözümüne pozitif katkı yapacaktır. Yine benzer şekilde Türkiye'nin kendi Kürt sorunu demokratik barışçıl yollarla çözmesi Suriye'deki Kürt sorununun çözülmesine ve Suriye'nin demokrasisinin inşasına pozitif katkı yapacaktır" diye konuştu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Koçyiğit, 8 Aralık 2024’te Suriye’deki Baas rejiminin yıkılıp yönetimin el değiştirdiğini ve herkesin yeni yönetimin barışı sağlayıp sağlamayacağını merak ettiğini söyledi.
Suriye’de 6 Mart'tan beri Alevilere dönük saldırıların geçmiş pratiklerin devam edeceğine dair önemli işaretler içerdiğine değinen Kılıç Koçyiğit, "Özellikle Tartus ve Lazkiye'de sivil, masum insanların, kadınların, çocukların, yaşlıların evlerinden çıkarılması, kurşuna dizilmesi, işkence edilmesi ve üstelik aslında bütün bu görüntülerin servis edilerek Suriye halklarına korku salınmaya çalışıldığını hep beraber izledik. Ne yazık ki dünyanın gözü önünde bu katliamlar oluyor” diye konuştu.
6 bin Alevi kendi yaşam alanını terk etti
Suriye İnsan Hakları Gözlem Evi'nin ilk 24 saate ilişkin verisinin 148 Alevi yurttaşın katledildiğine yönelik olduğunu ifade eden Kılıç Koçyiğit, 6 Mart'tan itibaren çatışmalar sonucunda ölen Alevi sayısının 3 bini geçtiğini belirtti. Kılıç Koçyiğit, "Yine 6 bin Alevi’nin kendi yaşam alanlarını terk ederek Lübnan'a sığındıkları, yine birçok Alevi’nin can korkusu nedeniyle Rusya'nın üslerine sığındıklarına dair çok sayıda bilgi var" dedi.
“Türkiye'de aslında birçok Alevi katliamına tanıklık etmiş bir coğrafyada yaşıyoruz” diyen Kılıç Koçyiğit, “Bu acıyı paylaşıyoruz. Asla kabul etmiyoruz. Bugün Suriye Geçici Yönetiminin en baştan bu katliamı engellemekle sorumlu olduğunu Suriye'de yaşayan her bir yurttaşın can ve mal güvenliğinden sorumlu olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. Bu anlamıyla bu meselede hızla sorumluların yakalanması, adil bir yargılama yapılması ve cezalarını çekmesi yönündeki çağrımızı da yenilemek istiyoruz" diye konuştu.
Kılıç Koçyiğit, Türkiye'de bazı medya çevrelerinin Alevilere dönük saldırının “Esad destekçileri” diye meşrulaştırmaya çalışıldığını belirterek “Bunu neredeyse görünmez kılmaya çalışmasını kabul etmediğimizi ifade etmek gerekir. Özellikle AKP Sözcüsü Ömer Çelik'in meseleyi terörle mücadeleye, Dışişleri Bakanlığı'nın da meseleyi bir dışarıdan provokasyona indirgemiş olması orada yaşanan katliamı görmezden gelmesi asla kabul edilebilir değildir” diye konuştu.
“Katliamı görmezden gelmenin hiç kimseye bir faydası yok”
AK Parti hükümetinin Alevilere dönük saldırıları görmezden geldiğine dikkati çeken Kılıç Koçyiğit, "Ya teröre bağladı ya dış güçler provokasyonuna bağladı. Ama günün sonunda gördünüz Suriye Geçici Yönetimi Başkanı, Cumhurbaşkanı Ahmet El Şara da katliamı kabul etti ve buna dair komisyon kuracaklarını ve soruşturacaklarını ifade etti. Demek ki katliamı görmezden gelmenin hiç kimseye faydası yok. Bunu görmezden gelmek başka halkların katliamının önünü açmak demek” dedi.
Kılıç Koçyiğit, Alevilere yapılan saldırıların SMO Çeteleri eliyle yapıldığına dair iddiaların olduğunu belirterek, "Türkiye SMO'yu mu aklamaya çalışıyor? Türkiye SMO çetelerinin bu konudaki rollerini mi gizlemeye çalışıyor? Sorusunu da kamuoyuna da sormak istiyoruz" dedi.
“Anlaşma yeni bir dönemin kapısını aralayacak kadar güçlü bir adımdır”
Suriye Demokratik Güçleri Lideri Mazlum Abdi ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet eş-Şara arasında dün Şam'da bir anlaşma imzalandığına değinen Kılıç Koçyiğit, "Bu anlaşma sadece Kürtler ile Şam yönetimi arasındaki bir anlaşma gibi görünmekle beraber aslında Suriye'de yaşayan bütün halkların bütün inançların Suriye yönetimine katılması ve haklarının anayasal garantiye alınması açısından çok önemli bir başlangıçtır. Suriye demokrasisi açısından önemli bir adımdır. Yeni bir dönemin kapısını aralayacak kadar güçlü bir adımdır. Tabii ki her şey değildir. Henüz yolun başında olduklarını bizler de biliyoruz” diye konuştu.
“Sayın Bahçeli'nin de böyle bir katliama yol verebileceğini düşünmek istemiyoruz”
Kılıç Koçyiğit, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yazılı açıklamasına ilişkin bir soru üzerine, "Bizim hiçbir katliama sessiz kalmamız mümkün değildir. Bu bir ezberin sonucu değildir. Bu ilkesel tutumun, insanlığın, vicdanın, hukukun gereği bir tutumun yansımasıdır. Biz geçmişte Filistin-İsrail savaşında nasıl Filistin'e yönelik katliamı kınadıysak, nasıl Filistin halkına yapılan mezalimi kınadıysak, Arap Alevileri yönelik katliam var ki bunu bütün dünyanın birçok ülkesi ve birçok kurumu kınadı. Bölge ülkelerinin birçok kınadı. Kaldı ki Suriye Geçici Yönetiminin Cumhurbaşkanı bizzat bunu kabul etti ve komisyon görevlendireceğini süreci soruşturacağını ifade etti. Sayın Bahçeli'nin de böyle bir katliama yol verebileceğini ya da böyle bir katliamı onaylayan bir yerden bu yaklaşım göstereceğini de açıkçası düşünmek istemiyoruz. Çünkü göz göre göre canlı yayınlarda kamera kayıtlarında sivil, masum kadınlar, çocuklar katlediliyor" ifadesini kullandı. Kılıç Koçyiğit, şunları kaydetti:
YPG'yle ilgili tartışmaların artık büyük oranda en azından gündemimizden çıkacağını düşünüyorum. Suriye'nin sorunu Suriye'deki Kürt sorununun kendisi Suriyelilerin sorunudur. Bizim buradan bir başka ülkenin iç işlerine karışmamız, bir başka ülkenin süreçlerine müdahil olmamız söz konusu değildir. Ama şunu söyleyelim, demokratik Suriye güçleri açısından ya da Suriye'deki Kürtler açısından önemli bir belirleme var. Kendileri çokça ifade ettiler ve bütün pratikleri ifadelerini destekliyor. Şunu söylediler, 'Biz Türkiye'ye düşman değiliz. Biz Türkiye'ye hasmane tutum beslemiyoruz. Biz Türkiye'ye karşı silahlanmadık. Türkiye halkları bizim kardeşimizdir' ifadelerinin kıymetli olduğunu ifade ediyorum. Dün imzalanan anlaşma metninin kendisi artık karşımızda sadece Kuzey Doğu Suriye değil, bütünlükte bir Suriye Cumhuriyeti'nin açığa çıkaracağının işaretlerini veriyor. Bu anlamıyla yeni bir dönem başladığını ve bu yeni dönemin kendisinin Türkiye'deki bazı tartışmaları en azından dışlayacağını, bu tartışmaların gereksizliğini ortaya koyacağını düşünüyorum.
SDG ve Suriye Geçici Hükümeti arasında imzalanan sekiz maddelik anlaşmanın Türkiye’deki Kürt sorununa ilişkin yürütülen sürece “kesinlikle pozitif yansıyacağını” söyleyen Kılıç Koçyiğit, şöyle konuştu:
Çünkü Suriye'de Kürt sorununun çözülmesi Türkiye'yi yakından etkileyecek. Türkiye'deki Kürt sorunu demokratik çözümüne pozitif katkı yapacaktır. Yine benzer şekilde Türkiye'nin kendi Kürt sorunu demokratik barışçıl yollarla çözmesi Suriye'deki Kürt sorununun çözülmesine ve Suriye'nin demokrasisinin inşasına pozitif katkı yapacaktır. O anlamıyla belki evet çok iç içe geçmiş meseleler değil ama birbirini yakından ilgilendiren meseleler olduğunu biliyoruz. Çok uzun süredir bölgedeki Kürtlerin, Suriye Demokratik Güçleri'nin tehdit olarak algılaması meselesi ekarte edilmiş olacak. Artık tehdit olan bir Kürt meselesi, tehdit olan Suriye'deki Kürtler meselesi değil. Suriye'nin sistemine entegre olmuş, Suriye'nin demokrasisinin parçası olmuş, Suriye yönetiminin parçası olmuş, demokratik Suriye'nin parçası olarak Türkiye'deki güvenlik riskini ortadan kaldırmış bir Suriye gerçeğiyle karşı karşıyayız. Türkiye'nin çokça konuştuğu güvenlik risklerinin ortadan kalkmasının başlangıcı olduğunu ifade etmek istiyorum. O anlamıyla olumludur. Bu sürecin Türkiye'deki süreci de çok olumlu pozitif yönde katkı sunacağına dair temennimizi, beklentimizi de ifade etmek istiyorum.
ANKA