Mehmet Metiner Yeni Şafak'ta yayınlanan yazısında "Türkiye Kürtleriyle beraber bölge Kürtlerini kazanmaya odaklı bir devlet aklı ve pratiği üzerine oturtulmazsa hem süreç akamete uğrar, hem sonrası için felaket olur" ifadesini kullandı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bahçeli’nin “DEM İmralı ile vakit geçirilmeden görüşsün” sözünün, dış konjonktürün vahametiyle de alakalı olduğunu belirten Metiner; şu vurguları yaptı:
DEM bugün-yarın Öcalan’la görüşecek. Şayet bu görüşme sağlanırsa Öcalan’la yapılan müzakereler olgunlaşmış demektir. Aksi takdirde DEM-Öcalan görüşmesinin faydasından çok zararı olur. Öcalan bu görüşmede silahları gömme-siyasette karar kılma çağrısında bulunursa bu hemen ertesi gün silahların bırakılacağı anlamına gelmez ama demokratik siyaset için yeni bir fırsat kapısı aralar... Kandil’i siyaseten yendiğinizde ve en önemlisi Kürtleri kazanan bir pratik ortaya koyduğunuzda silahların varlığı süreç içinde tehdit unsuru olmaktan ebediyen çıkar.
"Türkiye, başka bir yol olduğunu göstermeli!"
Metiner'in yazısını alıntılayan Orhan Miroğlu ise; PKK'nın çözüm masalarını devirirken, ona inananları ‘başka bir yola’ ikna edebildiği için son on yıl içinde siyasi gücünü DEM üzerinden Türkiye’de, askeri gücünü de ilerde bir ordu kuracak kadar Suriye’de arttırdı ve güçlendirdiğini belirterek şunları söyledi:
Türkiye’nin 10 yıl sonra, çözüm enerjisini İmralı’ya endekslemesi silahların bırakılması ve yeni bir dönemin başlaması, en azından taşların yerinden oynaması bakımından şüphesiz çok önemli, ama eksik. Türkiye, kendisine inanan hadi açık söyleyeyim milyonlarca Türkiyeci Kürd’e “başka bir yol olduğunu da göstermeli ki yeniden hayal kırıklıkları yaşanmasın ve sözünü ettiğim bu güven ve aidiyet zayıflamasın.
Sadece Öcalan'ı konuşturmanın eksik olduğuna dikkat çeken Miroğlu; "Öcalan PKK’yı ikna etsin destekleriz ve seviniriz, ama Meselemiz Kürtler’i Türkiye’ye ikna etmekse, Türkiye’ye inanan bu uğurda ağır bedeller ödeyen Türkiyeci Kürtler’i de bu süreçte görmezlikten gelemeyiz! Süreç mutsuz sonla bittiğinde ne olacak peki, bu da bir ihtimal değil mi?" diye sordu.
Miroğlu şöyle devam etti:
Öcalan faktörü önemli, ama Ortadoğu denen okyanusta kopan fırtına bana kalırsa bir çok bakımdan daha büyük! Türkiye sivil- demokratik ve Kürtler’i muhatap alan alternatifler üzerinde de çalışmalı, bu alternatifleri buzdolabına koyma bahasına bir çözüm, başarıya ulaşsa bile çok kırılgan, çok zayıf kalır!
Sevgili Mehmet, yazında ifade ettiğin bir çok konu çok önemli, içinde bulunduğumuz süreç şimdilik İmralı- DEM görüşmesi hedeflenerek yürüyor. Sonrasında ne olacağını hep beraber göreceğiz. PKK, çözüm masalarını devirirken, ona inananları ‘başka bir yola’ ikna edebildiği için son… https://t.co/I7MMS9P2Ia
— Orhan Miroğlu (@OrhanMiroglu) November 29, 2024
"Kürtler adına sadece DEM konuşuyor"
Miroğlu'nun açıklamalarına yanıt ve destek veren Mehmet Metiner ise bu kez sosyal medya hesabından şunları söyledi:
Kürtler adına DEM’in konuşuyor olmasının bir vebali de bizlerde. Çünkü bizler sesimizi birlemekten kaçınıyoruz. Oysa Kürtler adına konuşan ve ön alan bizler olmalıyız. Umarım bu eksikliğimizi bir an önce gideririz.
Metiner daha sonra, sadece bir çağrıyla 40 yıllık kanlı bir sorunun çözümlenemeyeceğini belirtti ve "Bir çağrıyla bir çözüm iklimi oluşabilir… Güven ve ikna temelli adımlarla çözüme yavaş yavaş gidilir… Öncelikle silahın bir tehdit unsuru olmaktan çıkması şart… Susturulması ilk adım… Ebediyen toprağa gömülmesi süreç içinde gerçekleşir" dedi ve şöyle devam etti:
“Öcalan çıkıp çağrıda bulunacak, silahlar gömülecek anında!” beklentisi gerçekçi değil… “Terörsüz Türkiye” gerçekleşirse demokratik siyaset güç kazanır… Silahlar evvelemirde tehdit unsuru olmaktan çıktıktan sonra zamanın bir önemi yok… Terörün beslendiği zemin ortadan kaldırılınca silah kendiliğinden tehdit unsuru olmaktan çıkar zaten… Çözüm için gerçekçi, sabırlı ve cesur olmak şart… Dilimizi değiştirerek başlayabiliriz… Birbirimizi anlayarak yol yürümeye başlayabiliriz… Siyasetin çözüm gücü olduğunu göstererek yeni bir mecra açarak başlayabiliriz… Ezberlerimizi bozarak başlayabiliriz… Bazen küçük adımlar büyük devrimlere kapı aralar… Yavaş yavaş… Güzel Kürtçe’mizle: Hedi hedi…
Dediklerine aynen katılıyorum sevgili Orhan!
— Mehmet Metiner (@MetinerBasin) November 29, 2024
O yüzden Kürtleri kazanımcı bir anlayışın acilen pratize edilmesi gerektiğine önemle vurguda bulunuyorum her seferinde.
İktidar medyası çok kötü bir sınav veriyor.
AK Parti’miz içinde Reis de olmazsa çıkıp konuşacak kimse yok.
Bu… https://t.co/s66c74U1rf
Independent Türkçe