Sinvar'ın ölümünden sonra ne olacak?

Fotoğraf: AFP

İsrail’in Gazze'deki korkunç savaşın başlangıcından bu yana ilk hedefi olan Yahya Sinvar'a ulaşmasıyla birlikte Hamas defterinde, hatta Gazze defterinde, hatta Filistin defterinde, hatta yaralı Ortadoğu'daki savaş ve barış defterlerinde belirleyici bir bölümün perdesi aralanmış oldu.

Yıllardır Gazze Şeridi ve Filistin'de Hamas'a liderlik yapan bu adam, hem düşman hem de dost tarafından şahinlerin şahini olarak görülüyordu.

Usame bin Ladin gibi direnişin kutsallığı bahanesiyle silah taşıyan herkesi destekleyen Hamas ya da askeri çözüm destekçileri tarafından da böyle görülüyordu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Hamas'ın organik bir parçası olan Yahya İbrahim Sinvar, 1962'de doğmuş ve gençliğinde Müslüman Kardeşler'e katılmış biri olarak cihatçı bir vizyona sahipti.

Sinvar, askeri çözümün destekçisiydi. Hamas'ın siyasi bürosuyla, yani Halid Meşal ve diğer isimlerle Sinvar'ın ilişkisi, kendi grubu ile onlar arasındaki bir koordinasyon şeklindeydi.

Öyle ki Yahya Sinvar, siyasi büroyla İzzeddin el-Kassam Tugayları arasındaki koordinasyonu sağlıyordu.

Hamas kendi gücünün zirvesine, Sinvar, Mecd güvenlik aygıtını kurup yönettikten sonra ulaştı.

Buna benzer olarak, Arap dünyasında ve Arap dünyası dışındaki diğer siyasi deneyimlerde partilere bağlı güvenlik aygıtlarını elinde tutanları hatırlayabiliriz.

Örneğin Saddam Hüseyin, Irak Baas Partisi'nin Hanin aygıtının başındaydı.
 


Sinvar'ın Gazze halkına ve hatta tüm Filistin'e yönelik bu yıkıcı savaşın müzakerelerini yürüten kişi olduğu söyleniyordu.

Savaş ve barış kararını veren de sadece kendisiydi.

Meşal ve diğerleri ise siyasi çözümden yanaydı. Ama Sinvar bunu reddetti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise 7 Ekim 2023 işgalinin faili Sinvar'ın cezalandırılması gerektiğini söyleyerek bahaneler üretiyordu.

Sinvar'ın öldürülmesi her iki taraf için de yani Meşal ve yoldaşları ile Netanyahu ve savaş grubu için de, bahanenin sonu anlamına mı geliyor?!.

İsrail bugün Gazze'de korkunç bir kayıp ve yıkım hasadından sonra bir numaralı düşmanını öldürmekle övünebilir. Bu gerçekten de büyük bir başarıdır. Ama sonra ne olacak?

İsrail bu askeri kazancı siyaset bankasında nasıl değerlendirecek?

Yüzlerce Sinvar ve Nasrallah öldürülse bile bu savaşın bir sonu var mı?

Sonunda, tüm bu buharlar ve sıcak akımlar için bir siyasi ufuk ve bir çıkış olmalı.

Yoksa tekrar patlayacaklar.

Herkes için gerçekçilik, rasyonalite ve yarını düşünme zamanı gelmedi mi?

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU