DSÖ'nün Avrupa Bölge Ofisine bağlı yürütülen, "Okul Çağındaki Çocukların Sağlık Davranışları" adlı çalışma kapsamında 2021-2022'de yapılan anketin sonuçlarının yer aldığı rapor yayımlandı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Raporda, aralarında Kanada, Danimarka, İngiltere, Almanya, Kazakistan, Kırgızistan dahil, Avrupa ve Asya'dan 44 ülkeden 11,13 ve 15 yaşlarındaki yaklaşık 280 bin çocuğun sosyal medyada ve dijital oyunlarda davranışları incelendi.
Kovid-19 sonrası 2022'de, katılımcıların yüzde 11'inin sosyal medyada "problemli" davranışlar sergilediği tespit edildi. Buna göre, aynı kategoride 2018'de kaydedilen yüzde 7'lik oranda yüzde 4 artış kaydedildi.
Raporda, kalan katılımcıların yüzde 32'si "yoğun kullanıcı", yüzde 44'ü "aktif kullanıcı" ve yüzde 12'si "aktif olmayan kullanıcı" olarak sınıflandırıldı.
Problemli sosyal medya kullanımının 13 yaşındaki çocuklarda yaygın görüldüğü kaydedilen raporda, katılımcıların yüzde 34'ünün her gün dijital oyunlar oynadığı tespit edildi.
Raporda, katılımcı çocukların yüzde 22'sinin günde en az 4 saat oyun oynadığı ifade edilirken erkeklerin, kızlara göre daha uzun süre ve daha sık oyun oynadığı ortaya konuldu.
Erkekler için günlük dijital oyun oynama süresinin 13 yaşında en yüksek seviyede olduğu belirtilen raporda, kızlar için bu seviyenin en yüksek olduğu yaş 11 olarak kayıtlara geçti.
Raporda, katılımcıların yüzde 20'sinin oyun oynamayanlar, yüzde 68'inin "problemli olmayan oyuncular", yüzde 12'sinin "problemli olma riskinde olanlar" şeklinde kategorilere ayrıldığı aktarıldı.
Sosyal medya ve dijital oyunların gençlere faydalı olabileceği ifade edilen raporda, bu teknolojilerden faydalanan fakat problemli davranışlar sergileyen çocukların sayısının arttığı belirtildi.
Raporda, ülkelerin, gençler için dijital teknolojiye erişimi düzenleyen tedbirleri gözden geçirmesine ihtiyaç duyulduğu ve "sağlıklı çevrim içi davranışların teşvik edilmesi" gerektiği ifade edildi.
Sosyal medya ve dijital oyunlarda yaş kısıtlamasının önemine dikkati çekilen raporda, ebeveynlerin ve kanun yapıcı makamların, problemli davranışları tespit edebilecek farkındalığı olması gerektiği vurgulandı.
AA