CHP Grup Başkanvekili ve Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, CHP İzmir İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenledi. Başarır, basın toplantısında, Sayıştay raporları, Cumhurbaşkanlığı harcamaları, ekonomik durum ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı hakkında siyasi yasak istenen davayla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Sözlerine İstanbul Ümraniye'de görev yaptığı sırada saldırıya uğrayarak yaşamını yitiren polis memurumuz Şeyda Yılmaz için başsağlığı dileyerek başlayan Başarır şunları söyledi:
Maalesef ki sokaklarımız halk arasındaki tabirle Teksas gibi. Üzülerek söylüyorum ki organize suçlar endeksinde Avrupa'da birinci sıradayız. Umut Vakfı’nın yapmış olduğu bir araştırmada son 10 yılda 35 bin tane silahlı olay gerçekleşmiş. Ve yine üzülerek söylüyoruz ki 2023 yılında 3 bin 773 silahlı olayda 2 bin 318 yurttaşımız hayatını kaybetmiş. Yani günde silahlı olaylarında 6 vatandaş vuruluyor. Şimdi İçişleri Bakanı kendisine şiddetle ilgili sorulan sorulara 'sus' diye cevap veriyor. Hayır, susmayacağız. Türkiye'nin her ilinde, her ilçesinde, mahallesinde çok vahim olaylar oluyor. İnternetten insanlar pompalı tüfek ya da silah çok kolay bir şekilde erişiyor ve satın alınıyor ve bununla mücadele etmeyen, buna seyirci kalan bir iktidar ve Bakan var. İstanbul'un göbeğinde bir kadın polis öldürülüyor bir suç makinesi tarafından. Eminim çok kolay bir şekilde o silahı elde etti. Bununla mücadele etmek zorunluluğumuz var.
"Gençlik ve Spor Bakanı ve Hulusi Akar sucuk partisi yapıyor"
Millet açken, bu para harcanırken peki bakanlar ne yapıyor? Gençlik ve Spor Bakanı ve Hulusi Akar sucuk partisi yapıyor. Ya yazıklar olsun. Bu ülkede 7-8 yıl önce doğan, bugün ilk öğrenime başlayan milyonlarca çocuk, daha sucukla tanışmadı. Sucuk nedir bilmiyor. Evlere giremedi. Bu beyefendiler utanmadan, sıkılmadan sucuk partisi yapıyor. Geliyorum Milli Eğitim Bakanı. Okullarda temizlik ve güvenlik görevlisi yok arkadaşlar. Veliler, yardım insanlar, çocuklar okulları temizliyor. Okullarda deterjan yok. Ama bu beyefendi utanmadan, sıkılmadan tarikatlarla, STK adı altında sözleşme imzalıyor. STK'larla sözleşme imzalama Sayın Bakan. Temizlik işçileriyle ve temizlik malzemeleri üreten firmalarla sözleşme yap, okullarda hastalık türemesin. Geliyorum Tarım Bakanına, çiftçiler perişan, ürünleri tarlada, beyefendi yalan söylüyor. Adalet Bakanı, Narin olayında, vahşetinde, cinayetinde olayı gizleyen milletvekilini koruyor. Geliyorum İçişleri Bakanına... Bugün bir polis öldürülüyor. Narin olayı sorulduğunda 'sus' diyor. Susmayacak bu ülke. Üzülerek söylüyorum ki Bakanların durumu bu.”
"Cumhuriyet tarihinde ilk kez okullarımızı temizleyemeyecek hale geldik"
Okullardaki temizlik ve hijyen sorununa da dikkat çeken Başarır, “Yeni öğretim yılına okullar maalesef ki hijyenden, temizlikten uzak bir şekilde başladı. Aileler bizi arıyor. Çocuklarımız maalesef ki salgın hastalıklarla karşı karşıyayız. Cumhuriyet tarihinde ilk kez okullarımızı temizleyemeyecek hale geldik. Çocuklarımızı koruyamayacak hale geldik. Öneri ne? Önümüzdeki sene 5 okula bir temizlik görevlisi. Ama saraya 13 tane uçak. Milyarlarca lira harcama. Fahrettin, limitsiz harcama. Çocuklara 5 okula bir temizlik görevlisi, bir güvenlik görevlisi. Yazıklar olsun. Yazıklar olsun. Yazıklar olsun” dedi.
"Sayıştay gizli, kapaklı sansürülü rapor veriyor"
Basın toplantısında Sayıştay raporlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Başarır şunları kaydetti:
En önemli konu Sayıştay raporları. Bu sıralar Sayıştay raporları Meclis’e gelir. Sayıştay ne yapar? Devletin, iktidarın, bakanlıkların, bürokrasinin, harcamalarının röntgenini çeker, Meclis’e verir. İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, İletişim Başkanlığı ne harcamış diye görülür. Ve Meclis ona göre 2025 bütçesini yapar. Tartışır, konuşur. Üzülerek söylüyorum ki günden güne Sayıştay'ın çektiği bu röntgen kararmakta. Mesela bakın 2020 yılında Ulaştırma Altyapı Bakanlığı 199 sayfa harcama raporunu Sayıştay düzenlerken bugün 48 sayfa düzenlemiş. Ama harcamalar artmış. Geliyorum Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 244 sayfa. Daha önce rapor düzenlemiş. Bugün 76 sayfa. 2020-2021'de Cumhurbaşkanının aldığı hediyeler, arabanın lastikleri, terzisi. Hediye demiyorum bakın hediye paketlerine harcanan paralar dahi kalem kalem bize Meclis’e harcama raporları gelirken bugün 3 milyar harcandı. Nereye harcandı? Kimin parası harcandı? Babanızın parası mı harcandı beyler? Ve bu Sayıştay üzülerek söylüyorum ki suç işliyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin 85 milyonun oyuyla tecelli eden oluşan Meclis toplam bütçede kalemleri bilmiyor. Paramızın nereye harcandığını bilmiyoruz. Kim ihale almış? İhaleler normal mi yapılmış? Nereye harcanmış? Milyarlarca lira paradan bahsediyoruz. Ama Sayıştay gizli, kapaklı sansürlü rapor veriyor.
"101 yıllık cumhuriyetten bugüne kadar demokrasi tarihimizde böyle bir rezalet yok"
Cumhuriyet tarihinden itibaren ilk kez böyle bir şey oluyor. Bu Sayıştay'ın yaptığı uygunluk bildirimi Meclis’e veriyor. Nedir? Sayıştay'ın yaptığı genel tüm harcamaların bir hesap denetimini yapar. Ve bunu Meclis’e sunar. Bugüne kadar en fazla 30 milyar, 40 milyarlık bir sapma olur. Buradan ülkemize bir kez daha sesleniyoruz. Beyefendinin 2023 bütçesi 4 trilyon 808 milyar. Güzel. Ek bütçeyle 1 trilyon 164 yüz milyar daha eklendi. Güzel. Ama toplam ödenek miktarı 7 trilyon 290 milyar. 1 trilyon 300 milyonun hesabı yok. Nerede para? Ya bu para nerede nereye harcanmış? O Meclis Başkanlığı derhal uygunluk bildirimini bu raporları Sayıştay'a verecek. Bu para nerede? 'Bunu getir bana' diyeceksiniz. Getirmezse Meclis Başkanlığı suç işler ve Türkiye Büyük Millet Meclisi artık bütçeyi yapmasın hiçbir önemi olmaz. Bakın bahsettiğim rakam 1 trilyon 300 milyar. Yurt sorunu biter. Okuldaki güvenli temizlik sorunu biter. Bu para nereye harcanmış? 101 yıllık Cumhuriyet'ten bugüne kadar demokrasi tarihimizde böyle bir rezalet yok. Hem Meclis Başkanına buradan sesleniyoruz, hem Sayıştay Başkanına. Sizin göreviniz yapılan kirli harcamaları örtbas etmek değil. Tüyü bitmemiş yetimin, öğrencinin, çiftçinin, emeklinin hakkını savunmak. Utanın artık. Utanın. Utanç duyuyorum ben çünkü. Meclis Başkanı ne yapacak? Merak ediyoruz.
"Onun söylemlerini en az HÜDA PAR kadar tehlikeli buluyorum"
Başarrı daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Başarır, MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter'in bir tv programında CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yönelik söylediği "Siz bu HÜDA PAR’cının elini daha ne kadar tutacaksınız" ifadelerine yönelik açıklamalarının sorulması üzerine şunları söyledi:
Cumhuriyet Halk Partisi ki bugünkü basın toplantımızı İzmir'den kuruluşun ve kurtuluşun şehrinden yapıyoruz. HÜDA PAR ve benzeri partiler Ve her türlü teröre bulaşmış partilerle aramızda mesafe vardır bunu herkes bilsin. HÜDA PAR dediğiniz parti Narin cinayetinde bile bizleri suçlayacak kadar küçülen bir partidir. İşte Gonca Kuriş bundan 25 yıl önce Mersin'de domuz bağıyla öldürüldü. Onun katili Hizbullah'a terör örgütü değildir diyen bir partidir. Üniter yapıyı tartışan, Türk bayrağından rahatsız olan İstiklal Marşı'nı eleştiren Anayasa’nın ilk dört maddesini kaldırabiliriz diyecek kadar aklını yitirmiş bu ülkeye düşman bir partidir. Eğer Devlet Bahçeli, bir kez daha söylüyorum,- Elini yıkadı mı bilmiyorum elini kaldırdıktan sonra- ama o görüntüden utanç duymuyorsa onun adına utanç duyan milyonlarca milliyetçi seçmen var bu ülkede. Onlar utanç duymuştur. İzzet Ulvi Yönter'e de şunu söyleyeyim; ben onu takip etmiyorum. Onun söylemlerini en az HÜDA PAR kadar tehlikeli buluyorum. O önce Ankara'nın göbeğinde işlenen o cinayetin hesabını bu ülkeye versin. Daha sonra ben ona cevap veririm.
"Öyle bir sözcükten ceza vermek ve vermeyi düşünmek Türkiye için bir cinnet sebebidir"
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik davaya ilişkin ise Başarır, şunları söyledi:
Ekrem İmamoğlu bu partinin, Cumhuriyet Halk Partisi tarihinin en önemli isimlerinden bir tanesidir. Bizim kıymetlimizdir. Soruyor arkadaşlar bugün toplantı varmış. Düzenli olarak her gün düşünüyoruz ve herkes bilsin ki ahmak davasıyla ilgili A, B, C, D planlarımız var. 2019'da seçim iptal edildiğinde nasıl bu parti dimdik ayakta durup 8 bin farkı 800 bine çıkardıysa, nasıl tüm imkanlarını seferber ettiyse, Türkiye'nin her yerindeki belde, ilçe, il, büyükşehirdeki teşkilatlarımız ve halkımız İstanbul'da olduysa, öyle bir hata yaparlarsa herkes onun yanında, arkasında olacaktır, bunu bilsin. O sözcükten uydurma bir karar çıkarmayı düşünenler, o kararla Ekrem Bey'in siyasi yasak getirmeyi hayal edenler; sakın böyle bir şey yapmayın, pişman olursunuz. Çünkü halkın iradesine karşı gelen yargı yoluyla ya da başka bir şekilde ona darbe yapmak isteyenler tarihler boyu başarısız olmuştur, başarısız olacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi öyle bir durumda 85 milyonla gerekli cevabı iktidarın yargısına verecektir. O yüzden istinaf ve Yargıtay'daki değerli hakimlere sesleniyorum. Vicdanınıza göre, yasaya göre kararınızı verin. Sakın ve sakın bugün seçim olsa, yarın seçim olacak olsa, bu ülkede üçüncü olacak olan bir partinin iradesiyle bu partinin en büyük, en önemli değerlerinden birine ceza vermeye kalkmayın. Tarih sizi affetmez, bu halk sizi affetmez. Biz yargıyı bağımsız olarak görmek istiyoruz. Öyle bir sözcükten ceza vermek ve vermeyi düşünmek Türkiye için bir cinnet sebebidir.
"Olayın çözümünü görmek istiyoruz"
Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin ise CHP Grup Başkanvekili Başarır, "Bir çocuk öldürülüyor. Günlerce o çocuğumuzun cansız bedenini arıyoruz. Türkiye ayağa kalkıyor. Şimdi günlerce de gerçek failleri ve olayın çözümünü görmek istiyoruz. Ve bu soru sorulduğunda bu ülkenin İçişleri Bakanı (eliyle sus işareti yapıyor) Bugüne kadar sustuğumuz için zaten Narin'ler öldü. Bugün bir karar verildi. Hiranur Vakfı. Unutuyoruz. Hiranur Vakfı kurucularından Yusuf Ziya Gümüşel, 6 yaşındaki bir çocuk evlendiği için ne kadar ceza aldı? 36 yıl. Diğeri 18 yıl. Unutuyoruz. İşte 'sus' diyeceği yer ve yapılar, HÜDA PAR ve bu gibi yapılara 'sus' demesi bu İçişleri Bakanının. O milletvekili Ensarioğlu'na 'Ne biliyorsun, gel bakayım buraya. Neyi kapatıyorsun sen?' demesi lazım. Olayın tabii ki takipçisiyiz. 85 milyon takipçisi. Ama üzülerek söylüyorum ki AK Parti'nin bir milletvekili 'özel ilişkilerinden dolayı' konuşamıyorum diyor. O zaman sen milletvekilliği yapmayacaksın bu ülkede. Biz Narin olayının tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmasını istiyoruz ve yeni Narinlerin ölmemesini, yeni Narinlerin yaşanmamasını istiyoruz. Hepimizin çocukları var. Süleyman Bülbül, Aydın milletvekilimiz çok güzel söylemiş. (Sus işareti) 'Bu hareketi sadece çocuklar uyurken yapıyoruz biz. O yüzden o Bakanı bir kez daha kınıyorum. Bu olayla ilgili ne biliyorlarsa ne bilmemiz gerekiyorsa hepsini bizle paylaşsınlar. Yoksa yanan içimiz soğumayacak. Yani hiçbir zaman soğumayacak" diye konuştu.
Independent Türkçe