Kadraj: Ölen atı için mezar taşı diken padişah

Mehmed Mazlum Çelik Independent Türkçe için yazdı

Geçen sene Türkmenistan Devlet Başkanı Kurbangül Berdimuhammedov, başkent Aşkabat'ın merkezine altın varaklı 6 metrelik Alabay cinsi bir köpek heykeli diktirdi.

Bu heykel haliyle tartışma yarattı. 

Bu köpek cinsinin yalnızca öldükten sonra değil, hayattayken de onore edildiğini biliyoruz. 

Devlet Başkanlığı madalyası takılmış ve Türkmenistan'ın milli simgeleri arasında gösterilmişti.

Berdimuhammedov, ülkesini ziyaret eden devlet başkanlarına da bu cins köpeği hediye ediyor.

Esasen devlet liderlerinin hayvan düşkünlüğüne yabancı bir millet değiliz.

İkinci Osman da ölen atı için bir mezar ve anıt yaptırmıştı.

"Evliya At" olarak bilinen bu hayvan asırlarca halkımız arasında muhabbet görmüştü.


İkinci Osman ve Atı "Sisli Kır"

Genç Osman, Devlet-i Aliye'nin en mazlum padişahlarının belki de başında geliyor. 

Devletin kurucusu Osman Gazi'nin ismini taşıyan İkinci Osman, bazı kaynaklara göre büyük dedelerinden Fatih Sultan Mehmet gibi Arapça ve Farsçanın yanı sıra Latince ve Yunancaya da hâkim olduğu belirtilir. 

Henüz 14 yaşında tahta çıkan İkinci Osman, otoritesini tahkim etmek üzere Yeniçerilere nizam vermeye çalıştı. 

Tarihe ise Lehistan Fatih'i olarak geçecekti, lakin fetihleri sonrası İstanbul'a döndüğünde şenlikler sırasında tabir-i caiz ise bir maganda kurşunu padişahın oğluna isabet ederek ölümüne neden olması İkinci Osman'ın yaşadığı ilk travma olacaktı. 

İkinci Osman, Avrupa'daki fetihlerinden sonra daha önce hiçbir Osmanlı Padişahının yapmadığı bir şey yapmaya karar verdi: Hacca gitmek…

Bu karar Yeniçeri Ocağı ve bazı devlet adamları arasında huzursuzluğa neden oldu.

Buna göre; İkinci Osman'ın Hacca gitme bahanesiyle Anadolu'dan büyük bir ordu toplayarak Yeniçeri Ocağını lağvedeceği şayiaları payitahtı karıştırdı. 

Habis bir darbe ile genç padişahı tahttan indiren cunta, onu ağır hakaretler ve işkencelerle bir beygire bindirerek Yedikule Zindanlarına götürdü.

Burada bazı iddialara göre padişaha çok vahim davranışlarda bulunduktan sonra katletmeleri Osmanlı tarihine kara bir leke olarak geçti.

Bu elim hadiseyi bahane eden Abaza Mehmet Paşa, başlattığı isyanda neredeyse İstanbul'u işgal edecekti.

Bereket versin devlet kaosa sürüklenmeden bu isyan bastırılmış ve İkinci Osman'ın katline karışanlar büyük oranda cezalandırılmıştı. 

Genç Osman, abiniciliğe ve atlara düşkün bir padişahtı. 

Sisli Kır isimli atı dillere destandı.

Tahta geçtikten sadece bir sene sonra bu at ölünce padişah atı için Üsküdar'da bulunan Kavak Saray bahçesine gömdürür ve başına bir mezar taşı diktirir. 

Halil Edhem Bey'in kaleme aldığı "Bir Atın Mezar Taşı Kitabesi" makalesi bu mezar taşı hakkında malumat sahibi olmamızı sağladı.

Bugün Topkapı Sarayı, Raht Hazinesi Koleksiyonu içerisinde bulunan kitabe günümüze kadar ulaşmıştır. 

Meşhur kitabede bulunan beyitlerde ise şunlar yazmaktadır:

Zıll-ı Hak Hazret-i Osman Han'un / Hakk'ın gölgesi Hazret-i Osman Han'ın 
Sisli Kır nam atı anılmışdur    / Sisli Kır adlı atı anılmıştır 
Emr-i Yezdaniyle mevt irişecek / Allah'ın emriyle ölüm gelince 
Bu makam içre o gömilmişdür / O bu makam içine gömülmüştür.


Bu atın mezarı ve kitabesi ise halk arasında sayısız menkıbeye konu olmuş, İstanbul halkı tarafından asırlarca büyük hürmet görmüştür.

Belki de bunun en büyük nedeni atın kendisinden ziyade halkın İkinci Osman'ın akıbetine dair duyduğu büyük üzüntü ile açıklanabilir. 

Elbette bir liderin hayvan sevgisi zaman zaman düşmanları tarafından ters tepkilere de neden olmuştur.

Örneğin; İkinci Abdülhamit'in köpeklere duyduğu muhabbet onun muarızlarının hayvanlara karşı amansız ve anlamsız bir öfkeye neden olmuş olması tarihin cilvesi olsa gerek. 

Sultan İkinci Abdülhamit'i tahttan indiren cuntanın aldığı kararların başında İstanbul'daki başıboş köpeklerin gayriinsani bir şekilde toplatılarak Hayırsız Ada olarak anılacak Sivriada'ya gönderilmesi olmuştu.

Elbette bu örneği bugünkü başıboş sokak köpeklerinin toplatılmasına muhalefet olsun diye belirtmiyoruz.

Lakin insaniyetten uzak her yöntemin vicdani anlamda sonuçları olur. 

Elbette günümüzde bazı derneklerin ve mama firmaların sebep olduğu kontrolsüz üreme ve büyüme neticesinde karşı karşıya kaldığımız tabloda asıl mağdurlar küçük çocuklar ve yaşlılar olduğunu da belirtmemiz gerekir. 

Velhasıl-ı kelam halk arsındaki "Evliya At" olarak zaman zaman duyduğumuz hadisenin özü İkinci Osman'ın "Sisli Kır" için diktiği kitabe ve halkın İkinci Osman'a duyduğu muhabbetten ileri gelmektedir.

Bizim tarihimizde de liderlerimiz, Türkmenistan'da olduğu gibi zaman zaman hayvanlarına bu denli muhabbet duyarak onun adını yaşatmayı istemişlerdi.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU