Çözüm yok sadece nefes almak için yapılacak bir ateşkes var

Fotoğraf: AA

Mısır, Ekim 2011'de İsrail ile Hamas arasında, İbrani devleti hapishanelerinde tutulan 1.027 Filistinli mahkûm karşılığında Gilad Şalit adlı rehin alınmış bir İsrail askerinin serbest bırakılmasını öngören anlaşmaya vardı. Anlaşmanın metninde serbest bırakılan mahkumların yeniden tutuklanmasına izin verilmeyeceği açıkça yer almasına rağmen İsrail buna uymadı ve anlaşmayı takip eden aylarda serbest bırakılan 540 Filistinliyi yeniden tutukladı. Aksa Tufanı'ndan bu yana İsrail hapishanelerinde bulunan Filistinli mahkumların sayısı 8 bin 40'a ulaştı. Bunların arasında 98'i 16 yaşın altında olan 270 kadın da var. İsrail, İsrailli rehinelerin tamamının bir kerede serbest bırakılması karşılığında Filistinli mahkumların bir kısmının serbest bırakılması için pazarlık yapıyor. Doha toplantılarına katılan Hamas heyetinin bir üyesi, uluslararası ve özellikle de Amerikan gözetimi ve garantisi kapsamında kapsayıcı bir anlaşmanın parçası olmadığı sürece, esir değişimi anlaşmasının hiçbir değerinin olmadığını, bu durumda Gilad Şalit anlaşmasında yaşananların tekrarlanmasının muhtemel olduğunu söyledi.

Öte yandan yine Hamaslı üyeye göre Binyamin Netanyahu hükümetinin adeta büyük bir otoparka dönüşen Gazze Şeridi'nin tamamında gerçekleştirdiği sistematik yıkım, aynı şekilde İsrailli yerleşimcilerin, İsrail ordusunun gözü önünde Batı Şeria'daki savunmasız Filistinlilere saldırmalarına açıkça izin verilmesi, Hamas hareketinin, soruna uluslararası güvenceler ile kapsamlı bir çözüm bulunmadan ateşkes anlaşmasının hiçbir anlamı olmadığı yönündeki bakış açısını teyit ediyor.

İsrail hükümetinin tutumuna gelince, hepsi delilik noktasına varacak kadar aşırı kökten dinci fikirler tarafından yönlendirilen Başbakanı ve ana liderleri Ben Gvir, Smotrich ve Katz tarafından açıkça dillendiriliyor. Onlara göre geçen yıl yaşanan 7 Ekim olaylarının tekrarlanmasını Araplardan arınmış bir İsrail engelleyecektir. Ayrıca Hizbullah'ın devletin kuzey sınırlarından uzaklaştırılması, Hizbullah’ın sivillerin yaşadığı bölgelerde bulunan üslerinin kapsamlı bir şekilde imha edilmesini gerektirse bile gereklidir. Bu İsrailli politikacılar, iki devletli çözümden bahsetmeyi bile kesinlikle reddediyorlar. Onlara göre bu topraklar Yahuda ve Samiriye ülkesidir ve bir karışından bile vazgeçmek, Smotrich'in dediği gibi, “Rab'bin vaadine ihanettir.” Netanyahu hükümetinin liderleri, iki devletli çözümü kabul etmenin kaçınılmaz olarak koalisyonun dağılmasına ve Knesset'te hükümetin düşmesine yol açacağı tehdidinde bulunuyorlar.

Körfez ülkelerinden birindeki karar alma merkezine yakın bir yetkili, Netanyahu'nun amacının ABD ve Batı tarafından tamamıyla telafi edilecek İsrail ekonomisindeki kayıplara rağmen devam eden çatışmayı sürdürerek iç çıkmazdan kaçmak olduğunu söylüyor.

Doha ya da Kahire'de yürütülen müzakerelerde sürdürülebilir bir çözüme ulaşılması pek olası değil, burada en fazla tarafların nefes alması ve sonrasında şiddet döngüsüne geri dönülmesi için bir ateşkese varılabilir. Kaldı ki savaşanlar arasında anlaşmaya varılsa bile, anlaşmanın imzalanması görevden ayrılacak bir Amerikan yönetimiyle gerçekleşmeyecek, Beyaz Saray'ın yeni sakininin garantisi beklenecek.

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, 19 Temmuz'da Colorado'daki bir güvenlik konferansında şunları söyledi: “Geçen ocak ayından itibaren 6 aydır yaptığımız her şeye dayanarak, şuna inandık ve hâlâ inanıyoruz; bu savaşı sona erdirmenin, yardıma acil ihtiyacı olan Gazze halkına yardım sağlamanın ve Gazze'yi, hatta tüm bölgeyi daha iyi bir yola sokmanın en hızlı yolu, ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılması konusunda bir anlaşmaya varılmasıdır. Gerçekten bu işi bitirmenin en hızlı yolu budur.”

Blinken, o zaman müzakerelerin bir sonraki turunu futbol terimleriyle tanımlayarak şöyle demişti: "Sanırım 9.15 m (10 yarda) çizgisi içindeyiz ve bir anlaşmaya varmak için kale çizgisine doğru ilerliyoruz.” Ancak dakikalar sonra şu uyarıda bulunmuştu: “Bu arada; 10 yarda çizgisinin içinde olduğumuzu söylediğimde, ki artık öyleyiz, her şeye rağmen, son 10 yarda çizgisinde ilerlemenin genellikle en zoru olduğunu da biliyoruz.”

İsrailli, Mısırlı ve Amerikalı yetkililer, Philadelphia Koridoru’nu görüşmek üzere pazar ve pazartesi günü Kahire'de bir araya geldiler. İsrailli yetkililer, Netanyahu'nun direktifi üzerine İsrail tarafının, İsrail'in buradaki bazı güçlerinin sayısını azalttığı ancak hâlâ Koridor boyunca konuşlandırmış olduğu bir harita sunduğunu söyledi. Mısırlılar ise bu planı reddetti. Kahire'deki görüşmeler sonuçsuz kaldı ve bir yetkili, “kesinlikle sıkışıp kaldık” dedi.

Ne olduğunu ve ne olacağını çok iyi bilen Blinken'e dönüyoruz. Kendisi şöyle diyor: “Ulaşmamızın mümkün olmadığı husus, Hamas'ın geri dönüşüyle ​​-ki bu kabul edilemez- ya da İsrail'in istemediğini ve kabul edilemez olduğunu söylediği işgalinin uzamasıyla veya kaosun yayılacağı bir kanunsuzluk ile dolacak bir boşluğun takip edeceği anlaşmadır.”

Ateşkes ve sessizliğe ulaşmaktaki başarısızlığın başka bir nedeni var mı? Yedioth Ahronoth gazetesi pazartesi öğleden sonra, “İsrail'deki siyasi sistem, takas anlaşması müzakereleri nedeniyle gergin durumda” dedi ve ekledi: “Hükümet ve muhalefet içindeki tahminler, müzakerelerin başarısının veya başarısızlığının siyasi sistemde Knesset'in feshedilmesi ve seçim tarihinin ileri alınmasını da içerecek şekilde dönüşümlere yol açacağını işaret ediyor."

 

Şarkul Avsat

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU