Haniye'nin gömleği ile İran'ın intikamı arasında

Fotoğraf: AA

İsrail istihbaratının 7 Ekim 2023'te vatandaşlarını ve askerlerini korumadaki başarısızlığı ile İran istihbaratının konuğu İsmail Haniye'yi Tahran'ın merkezindeki suikasttan korumadaki başarısızlığı arasında, bölge artık sadece sıcak değil, aynı zamanda kızgın bir tabakanın üzerinde yaşıyor. Gazze ve çevresinde savaş henüz sona ermedi ve Hamas hareketinin lideri Şeyh İsmail Haniye'nin İran'da öldürülmesinin ardından yakın zamanda da sona ereceğini düşünmüyorum. Haniye, İran Devrim Muhafızları’na ait bir kompleksin kalbinde ve New York Times da dahil olmak üzere Amerikan gazetelerinin bildirdiği ve bir İsrail Ordu sözcüsünün de doğruladığı gibi, daha önce yerleştirilmiş bir bomba ile öldürüldü. Sözcü, Haniye'ye suikast gecesi füzeler ya da uçaklarla bir saldırı yapılmadığını vurguladı ve bu da odaya bir bomba yerleştirildiği ve yapay zekâ ile uzaktan patlatıldığı hipotezini doğruluyor. İster yerleştirilmiş bir bomba, ister bir füze, hatta bir insansız hava aracı olsun, bunların hepsi İran İslam Cumhuriyeti'nin sıkıntılar ve İran rejimi aygıtları içindeki güç mücadelesi nedeniyle yaşadığı büyük güvenlik ihlali durumunu ortadan kaldırmıyor. Bunlar, ülke içinde saklanan ve daha güvenli olması gereken ama tam tersi olan devlet kurumlarının kulislerine sızan Mossad ajanları için İran’ı kolay bir kurban haline getirdi. İsmail Haniye öneminde büyük bir konuğun, en güvenli veya öyle olması, hatta iyi korunmuş olması gereken bir yerin ortasında öldürülmesi de bunun kanıtı. Asıl felaket ise Haniye’nin füze savunma sistemlerinin engelleyemediği bir füze saldırısı sonucu değil, önceden yerleştirilmiş bir bomba ile öldürülmesi. Sızma ve ihlallerin tek göstergesi Haniye suikastı değil, aksine birçok yerde ve İran'ın merkezinde, hatta özellikle başkent Tahran'da meydana gelen diğer suikastlar da bunu gösterdi.

Haniye suikastı, savaşı kişisel ve partizan çıkarlarına hizmet edecek şekilde sürdürmekten sorumlu Netanyahu için maceracı bir karardı. Küresel savaş borazanını üfleyerek, Gazze'deki savaşı bölgesel bir savaşa dönüştürmek isteyen bazı sağcı bakanlar da kendisine katıldı. Ne var ki, onların istediği gibi bölgesel bir savaş, bölgesel çevrenin eşiğinde durmayıp dünyayı küresel bir savaşa sürükleyebilir. Bu savaş Haniye, Şükür, hatta Süleymani'nin gömleğinin kullanıldığı bir intikam savaşı değil, tam aksine bir kemik kırma savaşıdır. Amerikalı politikacıların savaşın bölgeyi bölgesel bir savaşa sürüklemeyeceğine dair verdikleri güvencelere rağmen, varoluşsal bir çatışmayla sonuçlanabilir. Nitekim ABD Dışişleri Bakanı Blinken da savaşın bölgesel hale gelmemesi için İran'a yanıt vermeme ve intikam almayı unutma çağrısında bulundu ama bilhassa Haniye'nin İran’daki bir misafirhanede, İsrail casuslarının eliyle öldürülmesinden sonra karşılık vermemesi ve intikam almaması imkânsız görünüyor.

Haniye, eski İran cumhurbaşkanının şu ana kadar koşulları belirsizliğini koruyan bir uçak kazasında öldürülmesinin ardından, Dini Lider tarafından önerilen yeni İran Cumhurbaşkanının göreve başladığı sabah öldürüldü. Haniye'nin kanlı gömleği gelecekteki savaşların başlangıç ​​noktası mı olacak? Yoksa füze atışları ve insansız hava araçlarının tamamının hedeflerine ulaşamadan düşmesiyle sonuçlanacak soğuk bir yanıt ile mi yetinilecek? İran’ın bir önceki yanıtında İsrail füze savunma sisteminin, füzelerin çoğunu savaş gemileri ve gelişmiş sistemleri aracılığıyla engelleyen Amerikan, İngiliz, Alman ve Fransız kuvvetlerinin lojistik, operasyonel ve hatta muharebe desteği olmasaydı başarılı olamayacağı, zor ve kıskanılmayacak bir durumda kalacağı doğru. Hem de İran'ın misilleme amaçlı füze saldırısını önceden haber vermesine ve füzelerin çoğunun patlayıcı yüklü olmamasına, sadece korkutma ve hedefe ulaşma yeteneğini kanıtlama amaçlı olmasına rağmen.

İran'ın askeri yetenekleri, füze savunma sistemlerinin teknolojik üstünlüğü ve geçen sefer olduğu gibi, bölgede füze ve insansız hava aracı sürülerini vurabilecek destekleyici bir Amerikan filosunun varlığı nedeniyle sınırlı. Bu nedenle İran'ın seçenekleri açık değil, sınırlı kalacak. Hatta ABD arabuluculuğu yoluyla bölgede bazı dosyalarda uzlaşma karşılığında formalite bir saldırı düzenlemesi şeklinde müzakere edilmiş bir anlaşma ile karşı karşıya olabilir.

Hamas hareketinin siyasi yüzü Haniye'nin öldürülmesi, her ne kadar Hamas'a ve direnişe acı bir darbe olsa da kendisi ne bir askeri komutan ne de muharebenin ve savaşın operasyonel planlayıcısı. Dolayısıyla öldürülmesi, Filistin direnişinin denklemlerini ve müzakerelerin gidişatını değiştirse de savaş, kurşun ve ölüm denkleminde hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Her ne kadar İsrail, esir ve rehine takası ve savaşın durdurulması ile ilgili müzakerelerde onun Sinvar'dan daha katı olduğunu söylese de.

İran, Haniye'nin kendi topraklarında öldürülmesinin ardından kan ve intikamı yönetmek için mutlaka Haniye'nin gömleğini kullanacak. Haniye'nin öldürülmesinden önce bile, istihbarat ve güvenlik açısından ihlal edilen egemenliğinin intikamını alma savaşında ondan yararlanacak. Nitekim İran’da kırmızı bayraklar yükseldi, ancak bu ilk kez olmuyor. Daha önce Kasım Süleymani suikastı sonrasında da yükseltilmişti. İran'ın güney Lübnan'daki kolu Nasrallah da yanıtın formalite değil, niteliksel olacağını vurguluyor. Bunun açık bir savaş olduğunu ve kendi cephesinin bir destek cephesi değil, savaşın bir parçası olacağını ifade ediyor. Bu açık bir savaş, kesişen bölgesel ve uluslararası hesapların gölgesinde, çok cepheli bir savaşın yeni bir aşamasıdır.

 

Şarkul Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU