Muhafazakâr illerde CHP yönetimi

Ahmet Sunal Independent Türkçe için yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Yerel seçimlerden bu yana yaklaşık üç ay geçti. Bir sonraki genel seçimlerde iktidarı belirleyecek kritik unsurlardan birisi muhafazakâr eğilimli illerin oy tercihleri olacaktır. Bu yazıda muhafazakâr kodlarla işlenmiş şehirlerin tamamını analiz etmek yerine Afyonkarahisar, Kütahya ve Uşak örnekleri üzerinden mevcut CHP yönetimlerinin çalışmaları ve kamuoyu tepkileri değerlendirilecektir. Neticede Türkiye'deki muhafazakâr tipolojinin birleştirici ana temaları bulunduğundan dolayı şehirler arası farklar birbirini etkileyecek kadar değişkenlik göstermediği değerlendirilmektedir.

Ülkemizdeki muhafazakâr karakterizasyonu şekillendiren ve hayatın her alanını belirleyebilen temaların başında din olgusu bulunmaktadır. Belirtilen illerin sakinleri de inançları ve kültürel normlarıyla uyum gösteren politikalar beklemektedirler. Marksist soldan ayrılan sosyal demokrasi ise (konuyla ilgili daha önce bir yazı paylaştım) esnek yapısı dolayısıyla inanç ve gelenekçi öğeleri demokratik zeminde buluşturabilmekte ve mevcut sistemi iyileştirmeyle birlikte yenilikler sunmaya yönelik realist bir düşünce yapısına sahiptir.

Eğer CHP il yönetimleri, ekonomik kısıtlamalara rağmen bu şehrin kendi dinamiklerine özel demokratik sol formülü geliştirip başarıya ulaştırabilirlerse hem Türkiye'deki sosyal demokrasi anlayışına ciddi artı değer sağlayacaklar hem de dünyada sağ popülizmin yükselişte olduğu bir dönemde dikkat çekeceklerdir.

Bahsedilen illerin belediye başkanları şu ana kadar muhafazakâr yaklaşımlı söylem ve eylemlerde bulunmuşlardır. Bu da o bölgenin insanına güven hissiyatı ve "bizden birisi" düşüncesini ve duygusunu yaşatmaktadır. Örneğin Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal'ın, Mevlevi geleneği kapsamında "40 Hafız, 40 Hatim, 40 Kazanlı Şifalı Aşure geleneğimize sahip çıkıyoruz" konulu paylaşımı ve vatandaşlarla birlikte duası bulunmaktadır. Köksal ayrıca manevi değerlerin yaşatılmasını vurgulamıştır. Kütahya Belediye Başkanı Eyüp Kahveci ise Kütahya'nın manevi sembolü olan Ulu Cami'de birleştirici bayram mesajı verdi ve Uşak Belediye Başkanı Özkan Yalım da insanların namazlarını hijyenik bir ortamda kılabilmeleri için periyodik olarak temizlik çalışmalarının gerçekleştirileceğini belirtmiştir. Bunlar örneklerden sadece birkaçıdır.

Sosyal demokrasinin bu tür toplumsal yapılarda kabul görmesi açısından, geleneksel değerlerin önemli bir kriter olarak politik formülasyonun içerisinde yer almaları gerekmektedir. Böylece bu ideolojinin dine mesafeli duruşu şeklinde oluşturulan hatalı bilinç düzeltilebilir ve uygulanacak diğer yapıcı ve yenilikçi politikaların da muhafazakâr insanlardan benimsenmesine ek katkı sağlar.

Şu an çözülmesi gereken problemlerin başında ise ekonomi sorunsalı gelmektedir. Yaşam maliyetlerinin arttığı dönemde belediyelerin sunacağı uygulanabilir çözüm metotları vatandaşları biraz olsun rahatlatacaktır. Bu konuda kent lokantaları ciddi bir hizmet vermektedir. Kütahya'da açılan Kent Lokantası'na ilgi her geçen gün artmaktadır. Afyon ve Uşak'ta da farklı lokasyonlarda kent lokantaları çalışmaları hızla devam ediyor. Lokantaların sosyolojik kompozisyonu incelendiğinde her görüşten insanın aynı masalarda buluşabildikleri ve dertlerine ortak buldukları izlenilmektedir. O yüzden lokanta hizmetinin sadece uygun fiyatlı veya ulaşılabilir yemek hizmeti şeklinde algılanmaması gerekmektedir. Bu masalar aynı zamanda, vatandaşların kendilerini ifade edebildikleri ve benzer sorunları yaşayan insanların buluşma noktaları şeklinde değerlendirilebilir. Bu da sosyal demokrasinin dayanışma ilkesini yansıtmaktadır.

Yine aynı şekilde, finansal bağlamda zor zamanlardan geçen vatandaşların seslerini duyurabilmeleri açısından belediye başkanlarının halkla buluşma toplantıları ile mahalleleri veya esnafları ziyaret etme programları gerçekleştirdikleri görülmüştür. Farklı kaynaklardan ulaşılan görüntülerde anlaşılacağı üzere samimi ortamlarda geçen sohbetlerde yurttaşların sorunları ve talepleri dinlenerek yanınızdayız mesajı hissettirilmektedir. Kütahya Belediyesi ayrıca ailelere ücretsiz manevi danışmanlık ve rehberlik hizmeti vermektedir. Bu da zor zamanlardan geçen ailelere psikolojik destek açısından değerli bir gelişmedir. Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal ise kriz dönemlerinden daha fazla etkilenen kadın emeğine özel değer göstererek, bunu “Kadınlarımızın emeğini tüm Türkiye’ye duyuracağız.” şeklinde dışa vurup bölgedeki kadınların özgüvenine katkı sunmuştur. Böylece sosyal demokrasinin eşitlikçi ilkesi pratik alana yansımıştır.

Üç aylık durumu özetlemek gerekirse, örneklemde bulunan belediye başkanlarının, kentin muhafazakâr dokusunu göz önünde bulundurarak sosyal demokratik politikalar biçimlendirmeye çalıştıkları ve ekonomik açıdan yaşanan zor zamanlarda dayanışma hissiyatı oluşturuldukları gözlemlenmektedir. Kısaca demokratik sol politikaların bölgede doğru anlaşılması açısından verimli çalışmaların gerçekleştiği ifade edilebilir. Diğer muhafazakâr kodlu il yönetimlerinin de benzer formülasyonla hareket ettikleri veya edecekleri düşünülebilir.


*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU