Türkiye Barolar Birliği tarafından düzenlenen "Kıbrıs'ta Son Söz" panelinde, Kıbrıs sorunu ve Akdeniz’deki hidrokarbon arama çalışmaları masaya yatırıldı.
Ankara’da Av. Özdemir Özok Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen panelin açılış konuşmasını, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay yaptı.
Kıbrıs Rum tarafının dürüstçe ne istediğini ve çözümden ne anladığını baştan açıkça söylemesi gerektiğini vurgulayan Oktay, Akdeniz’deki petrol ve gaz arama çalışmaları hakkında ise şunları belirtti:
Rum tarafı çözümsüz geçen her yeni günü kendi lehine kullanarak Ada'nın güneyinde bulunan hidrokarbon yataklarını uluslararası hukuka aykırı bir şekilde büyük şirketlere kiralamaktadır. Güney tarafını illegal yöntemlerle enerji üssü konumuna getirmeye çalışan Rumlar, ne yazık ki AB başta olmak üzere uluslararası aktörlerin de desteğini almaktadır. Ada'nın kıta sahanlığındaki doğal kaynakların tek sahibi olduğunu zanneden Kıbrıs Rum tarafının girişimlerine göz yummayacağımızı burada bir kez daha vurgulamak istiyorum. Akdeniz Harekatı kapsamında çelikten irademizle Doğu Akdeniz'deyiz. Araştırma gemilerimize ve sondaj platformlarımıza koruma, destek ve refakat sağlıyor, mavi vatanın her köşesinde hem Türkiye’nin hem KKTC’nin meşru haklarını savunuyoruz.
Maraş’ta, hakkaniyetli bir şekilde malların iadesi sağlanacak
Kapalı Maraş'ta KKTC Hükümeti tarafından yürütülen, Türkiye'nin de desteklediği envanter çalışmasının sonuçları ışığında, arazilerin büyük çoğunluğunun vakıf malı olduğunun tespit edildiğini vurgulayan Oktay, şunları kaydetti:
Bu vakıf arazileri, 1950’li yıllarda İngiliz sömürge yönetimi tarafından hukuka aykırı şekilde şahıslara devredilmiştir ve arşivlerde bu hukuksuzluğun belgeleri mevcuttur. Maraş'ta bulunan tarihimizin bir parçası ve atalarımızın mirası olan vakıfları ve vakıf mallarına ilişkin hukuki çerçeveyi görmezden gelemeyiz. Kapalı Maraş, tarihi belgeler ışığında hakkaniyetli bir şekilde malların iadesi sağlanarak kullanıma açılacaktır.
Oktay, "Ada'nın ortak sahibi Kıbrıs Türklerine azınlık statüsünü kimse reva göremez. Buna ne izin veririz ne de Kıbrıs Türk halkı bunu kabul eder" dedi.
Oktay, BM, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi’ni Kıbrıs Türk halkına uygulanan tecride son vermeye çağırdı.
‘Kıbrıs Türk halkı mağdur edilmektedir’
KKTC Başbakanı Ersin Tatar ise panelde yaptığı konuşmada, Kıbrıs meselesinde her zaman Türkiye'nin varlığına ve desteğine önem verdiklerini, Türkiye ile birlikte yürümeye devam edeceklerini söyledi.
Tatar, Doğu Akdeniz'de istikrarın sürdürülebilmesi için KKTC'nin yaşatılması gerektiğinin altını çizerek, "Biz, 1974'ten 45 yıl sonra artık bir macera istemiyoruz. Kıbrıs Türk halkı kesinlikle tehlikeli oyunlara gelmemelidir" dedi.
Konuşmasında, KKTC'ye uygulanan ambargoların halen devam ettiğini ve direkt uçuşların yapılamadığına işaret eden Tatar şöyle konuştu:
Ercan'a (Havalimanına) direkt uçuşun olmamasının sebebi ve nedeni yoktur çünkü günün sonunda büyük bir insan hakları ihlali yapılmaktadır. Kıbrıs Türk halkı mağdur edilmektedir. Ekonomik olarak yaşam mücadelesinde bu haksızlık bizi halk olarak rencide etmektedir ve ekonomik gelişmemize büyük engel teşkil etmektedir. Dolayısıyla bunu da dünya devletleriyle tartışmamız ve paylaşmamız gerekmektedir.
‘Masadan kalkan taraf her zaman Rumlar oldu’
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ise konuşmasında Rum tarafının tavrını eleştirdi. Gül, Rum tarafının çözümden kaçtığını söyledi:
Ada'da anılan temel ilkelere dayanan ve yaşayabilecek bir çözümden kaçan taraf, her zaman Rum tarafı olmuştur. Tarihsel olarak bakıldığında 'yüz yüze ikili müzakereler' olsun, 'aracılı müzakereler' olsun her zaman masadan kalkan Rum tarafı olmuştur.
Akdeniz’de yürütülen hidrokarbon aramaları hakkında da değerlendirmeler yapan Bakan Gül, Akdeniz’deki rezervlerde KKTC’nin de hakkı olduğunu belirtti:
Burada herkesin kabul ettiği bir şey var, uluslararası hukuka bakıldığında Kıbrıs Türk halkının bu rezervler üzerinde hakkı vardır. O zaman bu kabul ediliyorsa, bu hakkın da garanti altına alınması gerekmektedir. Türk tarafı olarak, Fatih, Yavuz, Barbaros ve Oruç Reis gemilerimizin arama faaliyetleri ile gerek ülkemizin, gerekse Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını koruma irademizi güçlü bir şekilde ortaya koymuş bulunmaktayız ve bu kararlığı da elbette sürdüreceğiz.
Taçoy, Rum kesimi ile anlaşan petrol şirketlerini uyardı
KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Akdeniz’de gerginliğin artmasına hizmet ettiğini söyledi:
Doğu Akdeniz'de artık iki sondaj, iki sismik araştırma gemimiz var. Rumlar, Eni ve Total isimli şirketlerle dün yeni doğal gaz anlaşmaları imzaladılar. Bu adım, Rumların Kıbrıs'ta uzlaşmayla değil gerginlikle hareket etmek istemelerinin bir göstergesidir. Uluslararası şirketleri de buradan uyarmak istiyorum, Kıbrıs Türk halkının hak ve menfaatlerine zarar verecek şekilde atacakları adımlar, onlara ciddi bedeller ödetebilir. Uluslararası şirketler Rumların oyununa gelmemelidir, Ada'da gerginliğin artmasına hizmet etmemelidir.
Tek çözüm Rum kesimi ile birleşme çabasını bırakmak
Panelde konuşan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu ise, "İki toplumlu federal bir devlet, her iki toplumun da diğerini eşit kurucu unsur görme kabul ve iradesi varsa kurulabilir. Oysa Rumların ve arkasındaki Yunanistan'ın amacı, Kıbrıs Türkü'nü azınlık statüsüne sokmaktır” dedi.
Türkiye ve KKTC’nin birlikte yeni bir strateji belirlemek zorunda olduğunu savunan Feyzioğlu şunları söyledi:
Geriye gerçekçi bir tek çözüm kalmıştır; Rum kesimi ile birleşme çabasını bırakmak, enerjimizi buna harcamaktan vazgeçmek ve KKTC'nin bağımsız bir devlet olarak refah ve güvenlik içerisinde yaşamasını sağlamak.
Feyzioğlu, KKTC’ye uygulanan ambargolara karşı da savaş açılması gerektiğini ifade etti.
Karşılarında Türkiye’yi bulacaklar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da panele bir mesaj gönderdi. Erdoğan mesajında “Ada'nın ve bölgenin zenginliklerinin sadece kendilerine ait olduğunu zannedenler, bugün olduğu gibi gelecekte de karşılarında Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kararlılığını bulacaklardır" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye olarak kendi çıkarlarımızı nasıl savunuyorsak, Kıbrıs Türklerinin Ada'daki ve Doğu Akdeniz'deki haklarını da ayni kararlılıkla müdafaa ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Independent Türkçe, AA