CHP İstanbul İl Başkanlığı, Galata'daki Filistin mitingi engellemesine Eminönü'nden tepki gösterdi

“Filistin davasını araç olarak kullanan Erdoğan neden suskundur?”

ABD Başkanı Donald Trump Trump’ın Gazze’yi devralmaya yönelik yaptığı açıklamanın ardından CHP, Galata Köprüsü’nde Filistin’e destek mitingi yapmak için başvuruda bulunmuştu. İstanbul Valiliği ise “Nehirden denize özgür Filistin yürüyüşü” adı altındaki mitinge “belirlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhları” arasında olmadığı gerekçesiyle başvuruya olumsuz yanıt vermişti.

CHP İstanbul İl Başkanlığı da bu karara tepki göstermek için Eminönü Meydanı’nda bugün basın açıklaması düzenledi. Filistin Öğrenci Birliği Başkanı Yusuf Barakat, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Filistin halkıyla dayanışmasını andı, Sosyalist Enternasyonal Konsey’in mayıs ayında İstanbul’da yapılacak toplantısında konuşmacı olarak katılacağını açıkladı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

“Devletin polisiyle karşı karşıya gelmeyiz”

İktidara yakın Milli İrade Platformu tarafından 1 Ocak’ta aynı yerde aynı mitingin yapıldığını hatırlatarak tepki gösteren CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de özetle şunları söyledi:

Biz dün akşam buraya, basın açıklaması yapacağımız alana üç ayrı ses aracı planladık. Buraya bir kürsü koymak istedik. Bu basın açıklamasını o kürsüden yapmak istedik ama yine bir çifte standartla karşı karşıya kaldık. Burası tarihi yarımada, deyim yerindeyse şu anda bir abluka altına alınmış durumda. İnsanların buraya gelmesi engellendi. Burada durdurulmayan araçlar var. Daha yıl başında burada Gazze’yle, Filistin’le dayanışmak için bir miting yapıldı. O mitingin yapılmasına izin verenler burada bizim bir basın açıklaması yapmamızı yasakladılar. Kısa bir yürüyüş yapmamızı yasakladılar. Burada bizi devletin polisiyle karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. Şunu bilsinler. Biz devletin polisiyle karşı karşıya gelmeyiz. Burada sesimizi kısmaya çalışanları kınıyorum. Toplumu korkutarak, sindirerek tükenmiş iktidarlarını sürdürmek istiyorlar. Biz asla umudumuzu kaybetmiyoruz. En kısa zamanda erken seçim sandığı gelecek ve Türkiye’deki baskıcı, otoriter rejim gidecek. Hak kazanacak, halk kazanacak.

“Gazze’de yaşananlar soykırımdır”

Son yıllarda Gazze’de yaşananlar bir savaş değil, soykırımdır. İsrail, dünyanın gözünün önünde çocuk, kadın demeden katliamlar yaptı. Son 1,5 yılda Gazze’de 50 bine yakın insan katledildi. 2 milyondan fazla insan yerinden edildi. Gazze yerle bir edildi. Hastaneler, okullar, yollar hatta çadırlar hedef alındı, bombalandı. İnsanların yuvaları, yaşam alanları, moloz yığınlarına çevrildi. Üstelik bunların hepsi tüm dünyanın gözünün önünde gerçekleşti. Bu insanlık suçuna karşı dünya ne yazık ki sessiz kaldı. İsrail, tüm uluslararası hukuk kurullarını hiçe sayarak soykırım ve katliamlar gerçekleştirdi. Bu katliamlar insanlık tarihine kara bir leke olarak geçti. Peki, bu katliamların yaşandığı sırada ülkemizdeki siyasi iktidar ne yaptı? İktidar, kamuoyu baskısı sonucunda İsrail’le ticareti durdurduğunu açıkladı ancak Metin Cihan başta olmak üzere gazeteciler ve araştırmacılar, İsrail’le ticaretin devam ettiğini ortaya koydular. Görüyoruz ki üçüncü ülkeler üzerinden İsrail’e dolaylı yollardan ticaret devam ediyor. Bu ticareti protesto eden gençler gözaltına alınıyor, tutuklanıyor ve susturulmaya çalışılıyor.

“Gemiler hâlâ İsrail’e gidiyor”

Buradan İstanbul’un muhalefet partisi olarak iktidara soruyoruz. Ticaretin durduğunu söylüyorsunuz ama gemiler hâlâ İsrail’e gidiyor. Bu nasıl ambargodur? Eğer gerçekten İsrail’in işgal ve soykırım politikalarına karşıysanız neden sevkiyat yolları hâlen açık durumda? Sadece iç kamuoyunu kandırmak için mi ticaretin durduğunu söylüyorsunuz. Meclis’te İsrail’le ticaretin araştırılmasına yönelik önergeler verildi. Bu önergeleri iktidar partisi neden reddetti? İsrail’e ticareti 26 kat arttıran bir iktidar, Filistin’in yanında olabilir mi? Bu soruları soruyoruz ancak biliyoruz ki bu sorular da yanıt yanıtsız kalacak. Tıpkı araştırma önergeleri reddedildiği gibi bu sorular da cevap bulamayacak. Çünkü biliyoruz ki, mitinglerde attıkları nutuklar, meydanlarda yaptıkları şovlar sahte bir Filistin duyarlılığından ibaret. Filistin davasından siyasi rant devşirenlerin bu ikiyüzlü tutumları özellikle son haftalarda çok daha fazla açığa çıktı. Bugünlerde Filistin halkı, emperyalist güçler tarafından sürgün edilmek isteniyor. ABD Başkanı Trump, Filistin halkını Gazze’den Mısır’a ve Ürdün’e zorla gönderme ve Filistinlilerin ülkesine el koyma planları yapıyor. Bu planlarını kamuoyuna açıklıyor. Bunun adı sürgündür.

“İşgalci anlayışı kınıyoruz”

Filistinlileri vatanlarından kopartmak, ülkelerini gasp etmek isteyen bu emperyalist işgalci anlayışı kınıyoruz. O topraklar Filistinlilere dedelerinden, atalarından emanet. Filistinlilerin tarihi mücadelesini yerle bir etmek istiyorlar. Siyasi iktidarın bu konudaki suskunluğu ülkemiz açısından vahim bir tablodur. Buradan soruyoruz. Filistin davasını yıllarca kendi siyasetinin bir aracı olarak kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan neden suskundur? ‘One minute’ diyerek ortalığı inleten Sayın Cumhurbaşkanı’nın aklına Filistin davası sadece seçim zamanları mı gelmektedir? Bu soruları iktidara yöneltirken biz CHP olarak bu insanlık dışı planın karşısında mazlum Filistin halkının yanında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz. Biz bu emperyalist saldırganlığa karşı göğsünü siper etmişlerin evlatlarıyız.

 

Independent Türkçe, ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU