Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, SÖZCÜ TV'de İpek Özbey ile Nokta Atışı programında konuştu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ayşe Ateş; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hafta içerisinde Danıştay’ın 156. kuruluş yılındaki konuşmasındaki, “Nasıl geç gelen adalet, adalet değilse, topluma güven veren adalet sistemi bekamızın güvencesidir. Tüm mahkemelerde yer alan ‘Adalet mülkün temelidir’ yazısı bize bunu hatırlatır. Adalet olmazsa huzur olmaz, güven olmaz” sözlerini hatırlattı.
Ailesinin ve kendisinin tehdit edildiğini belirten Ateş, şu ifadeleri kullandı:
Korkuyorum, Ankara'nın göbeğinde siyasi cinayet işleyebiliyorlarsa, devlete kafa tutarcasına bu işi yapıyorlarsa bu insanlardan her şey beklenir. Beni niye takip ettiniz. İnsan değil bunlar cani. Kimlik bilgilerimi istediler. MHP ve Ülkü Ocakları'na mensup kişiler Sinan Ateş'i tehdit etti. Bu kurumsal kimliği kendine kalkan yapanlar Sinan'ı katletti. Bu defa beni tehdit etmeye başladılar. Bu kurumsal kimlikleri açıkça yazdıkları, belirttikleri profillerden Sinan'ı önce itibarsızlaştırma yoluna gittiler. Bu profillerden yaptıkları paylaşımlarla hakaret ettiler, iftiralar attılar. Sonra tehdit etmeye başladılar.
"Gönlündeki aslan siyaset yapmaktı"
Eşinin göz göre göre öldürüldüğünü belirten Ayşe Ateş ifadelerini şöyle sürdürdü:
Bir gün eve geldi dedi ki 'Ayşe birileri geldi yanıma önüme bir çanta para koydular. Dediler ki al bu parayı Sinan devamı da var. Bu siyaseti bırak. Bu işleri bırak. Hayatına, keyfine, yoluna bak. Nasıl istiyorsan öyle yaşa ama bu işleri bırak kardeşim, çekil kenara. Keyfinde zevkinde yaşa. Dünyanın neresinde istiyorsan. Hayatının sonuna kadar para sıkıntısı çekmeyeceğini sana garanti ediyoruz. Tek bir şartımız var bu işleri bırak. Bu bence Sinan'ın neden öldürüldüğünün cevabı. Görevden ayrıldıktan sonra(Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı) bu teklif gelmişti. Siyaset yapma, siyasetten uzak dur. Siyasete girme, okuluna git gel. Hocalığını yap. Keyfine bak, hayatını yaşa dediler. Sinan bu teklifi yapanların kim olduğu söylemedi bana. Ben de Sinan'a dedim ki 'Paraları da onların olsun, siyasetleri de onların olsun, yürü gidelim. İstersen ülkeden gidelim, istersen dağın başına yanımda sen ol yeter ki' dedim. Daha açık söylemek gerekirse Sinan'ın gönlünde yatan aslan siyaset yapmaktı. Bu ileride milletvekilliği, bakanlık belki başbakanlık olur artık zaman ve şartlar neyi getirirse istediği buydu, siyaset yapmaktı.
Sözcü TV, Independent Türkçe