Independent Türkçe için 2 Şubat Cuma günü Rus basınında yer alan haber ve analizleri derledik:
Gazze savaşının 120. gününde Rus basını gelişmeleri nasıl görüyor?
Kommersant:
Nataliya Portyakova'nın yazısı özetle şu şekilde:
İran'a tamamen ihtiyatlı biçimde cevap verilecek
ABD, İran'ın vekillerini saldırı nedeniyle cezalandıracak ancak ciddi bir tırmanıştan kaçınmaya çalışacak
ABD, kısa süre önce Ürdün'deki üssüne yapılmış ve üç Amerikan askerinin hayatına mal olmuş saldırıya yanıt vermeyi kararlaştırdı. Medyaya yansıyan bilgilerde darbenin Suriye ve Irak'ta İran ile ilişkisi bulunan bölgelere indirilecek. Buna rağmen Amerikan yönetiminin Ortadoğu'daki durumları daha da germe niyetinde olmadığı görünüyor. Bu yaklaşımı şimdi Tahran'da da paylaşıyorlar.
Tahran'ın kontrol ettiği gruplara karşı tedbirler alınmasına Beyaz Saray'ı tam gaz ilerleyen Cumhurbaşkanı seçimi kampanyası zorluyor. Cumhuriyetçiler Demokratları sürekli zayıflıkta suçluyor. Amerikalı askerlerin katledilmesinin hemen ertesi günü Cumhuriyetçiler Kongrede Joe Biden'ı İran'a darbe indirmeye çağırdılar.
Ancak güç gösterisi sergilemekle ilgili verilen sözün yanı sıra Washington'da, Ortadoğu'daki her türlü provokasyondan ve gerilimin artmasından ısrarla kaçınacaklarını ifade ettiler.
Buna benzer sinyaller Tahran'dan da geliyor. The New York Times gazetesinin haberine göre İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi gerçekleştirdiği olağanüstü toplantıda ülkenin en üst düzeydeki lideri Ayetullah Ali Hamaney, ABD ile doğrudan askeri çatışmadan kaçınma talimatı verdi. Bunun dışında gazetenin verdiği habere göre Ayetullah, ABD'lileri katleden grupların faaliyetlerinden azami şekilde uzak durulmasını istedi.
Bu arada İran'a ve açıklamalarına genel bir inançsızlığa rağmen galiba bu kez Washington'da, Tahran'ın tam kapasiteli savaştan kaçınmaya gerçekten hazır olduğunu düşünülüyor. CNN kanalı ABD istihbaratına yakın kaynaklara istinaden 1 Şubat'ta verdiği bilgiye göre, ABD yetkilileri, Suriye, Irak ve Yemen'de kendi emrindeki grupların bir kısım hareketlerinin İran yönetimini ciddi şekilde kızdırdığını düşünüyor. Özellikle ABD istihbaratının düşüncesine göre, Yemen Husilerinin Kırmızı Deniz'de ticari gemilerine saldırmasının İran'ın anahtar müttefikleri Çin ve Hindistan'ın çıkarlarını zedelediğinden rahatsız.
Öte yandan dikkatli hareket etmesinin yanı sıra ABD'nin İran topraklarına intikam saldırıları gerçekleştirmesi durumunda ülkenin karşı tedbirlere hazır olduğu İran'da açık şekilde ifade edildi. Bununla ilgili açıklamayı İslam Devrimi Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami yaptı. Bunun ötesinde, yansıyan kimi bilgilere göre, İran kumandanlığının askeri güçleri üst düzey hazırlık konumuna getirdiği ve hava taarruz sistemini aktif hale getirmenin yanı sıra, Irak sınırı boyunca balistik füzeler yerleştirdiği ifade edilmektedir.
TASS:
Politico: Onlarca örgüt Biden'dan Ortadoğu'da grev yapmamasını istedi
Gruplar ayrıca ABD Başkanı'nın "bölgede askeri gerilimi artırma konusunda tek yetkiye sahip olmadığını", zira bu tür adımlar için Kongre'den onay alması gerektiğini vurguladı
Sayın Başkan, cevap bombardımanları bölgeye huzur getirmeyeceği gibi bu sorunların normalleşmesine de imkân sağlamayacak. Bunun yerine bu tedbirler bir kısım taraflarla süresi belirsiz çatışmalara sürükleyebilir.
Bu, özellikle İran'ın izinsiz bombalanmasına ilişkin yeni bir kampanyada seslendirilen sorumsuz çağrılarla ilintili olup o bombardımanlarda İran doğrudan Amerikan askeri güçlerine karşı mücadeleye girişecektir.
Böyle bir sonuç yıkıcı olmasının yanı sıra, ABD'nin çıkarlarını zedeleyecek, askerlerimizi daha büyük risklerle karşı karşıya koyacak ve önemli sayıda insan ve maddi kaybına yol açacaktır.
Şiddetin kaynağını bertaraf etmek ve gerilimin artmasını önlemek için biz sizi diplomasi yolundan yürümeye sesliyoruz.
BBC Rusça yayınlar servisi:
Kseniya Gogitidze'nin yazısı özetle şu şekilde:
Savaştan sonra Gazze nasıl olacak? Ortadoğu'da barış ve Filistin devleti mümkün mü ve Biden'ın bununla ne alakası var?
Hamas'ın kanlı saldırısına cevap olarak Gazze Şeridi'nde İsrail'in yürüttüğü yıkıcı askeri harekat artık dördüncü ayını dolduruyor. Başta ABD olmak üzere arabulucular çatışmanın büyük bir Ortadoğu savaşına dönüşmesinin önünü almaya çalışıyor. Diplomatik manevralar için tarafların fazla zamanı yok, kasımda ABD'de yapılacak Başkan seçimleri acımasızca yaklaşıyor.
İşgalden bağımsız bir devlete
Dünyanın haritasında Filistin Devletinin ortaya çıkma durumunun, geçmişin hiçbir döneminde olmadığı kadar hayal. Ancak İsrail'in tüm müttefikleri ve nötr ülkeler bu diplomatik seçeneği öneriyorlar.
Bu fikre hala Arap ülkeleri de Amerikanlar da Avrupalılar da inanıyorlar.
Bu fikre esas karşı çıkan şahıs İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'dur. Siyasi kariyerinin birçok döneminde kendisi Bağımsız Filistin Devleti'nin kurulmasına karşı mücadele etti. Şimdi askeri hareketlerin en faal döneminde o, Gazze Şeridi'nin geleceğini nasıl gördüğüne ilişkin soruyu duymazdan geliyor.
Kasım ayındaki seçim öncesinde özellikle ABD'li Arapların kararsızlık içinde olduğu Michigan Eyaletinde Amerikalı Arapların ve Müslümanların desteği gerekir. Onlar Başkanı, Hamas'a karşı savaşta İsrail'i faal biçimde desteklemesinden dolayı eleştiriyorlar.
Diplomasi çevrelerinde Amerikan tarafıyla aktif görüşmelerin eylüle kadar sürebileceği ifade ediliyor, ondan sonrası seçimler ve belirsizliktir.
(Gazze'nin) savaştan sonraki geleceğine ilişkin anlaşma sağlanamaması durumunda oluşacak siyasi boşluğu Hamas veya ondan kalan bir şeyler dolduracak. Askeri gücün yardımıyla radikal grubun tamamen ve sonuna kadar imha edileceğine inananların sayısı azdır.
Biden'ın kozu Suudi Arabistan'dır
Başkan Biden'ın kozunun anlamı bundan ibarettir. Kendisi gelecekte Filistin Devleti'nin kurulması karşılığında İsrail'in, Suudi Arabistan'la ertelenmiş anlaşmasının gerçekleşmesini çok istiyor.
Ancak zaman sıkıştırıyor. Suudi Arabistan ile anlaşmayla ilgili görüşmelerin yakın iki ayda başlaması gerekir.
Savaşın bitmesinden sonra Gazze'yi kim yönetecek?
"Gazze'yi Filistinlilerin yönetmesi gerekir. ABD, Avrupalı siyasetçiler ve İsrail askerleri bu konuda hemfikirler. Fakat bunun nasıl pratiğe döküleceği şimdilik açık değildir."
İsrail'in Kuzeyinde gerilim artıyor ancak, şimdilik İsrail ve İran'ın desteklediği Lübnan Hizbullah'ı savaşın bir adımlığında duruyorlar. İran düğmeye basmadan Şii grubun kendisinin çıta yükseltmesinin imkânı bulunmamaktadır. Ancak risk hala büyüktür.
© The Independentturkish
