Harvey Weinstein'den kaçmak için film kariyerimi bırakıp şehir değiştirdim ama o hâlâ peşimde

Film yapımcısının saldırdığı onlarca kurbandan biriyim. MeToo hareketinin temel taşlarından biri olan tecavüz mahkumiyetinin bozulduğunu duyduğumda şoka girdim

New York Temyiz Mahkemesi, Harvey Weinstein'in cinsel suçlardan aldığı 23 yıllık hapis cezasını bozdu (AP)

Geçen perşembe Los Angeles'taki evimde uyandığımda telefonum arkadaşlarımdan gelen mesajlarla doluydu ve hepsi de aynı şeyi soruyordu:

Harvey Weinstein hakkındaki haberleri duydun mu?

Bir an için hapishanede ölü bulunmuş olabileceğini düşündüm. Çok fazla mesaj vardı ve bir düzine kişiyle birlikte içinde olduğum bir hayatta kalanlar grubu aniden canlanmıştı.

Gerçeği algılamak beynim için daha zordu. 2020'deki tecavüz mahkumiyeti teknik bir nedenle bozulmuştu.

Ellerimin titrediğini ve kalbimin hızla çarptığını fark ettim. Şoka girmiştim. Hâlâ da şoktayım. Henüz öfke ve kızgınlığa ulaşamadım ama onların da orada olduğunu biliyorum. Sadece onların beni boğmasını istemiyorum.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu duygular beni 2017'de Weinstein hakkındaki iddiaların ilk kez New York Times'a yansıdığı o sonbahar sabahına götürdü. Kız kardeşim bana o sabahki gazetenin ilk sayfasını mesajla gönderdiğinde yine Los Angeles'taydım ve Hollywood'da çok sayıda kadına yönelik onlarca yıl öncesine dayanan cinsel saldırılarla ilgili bir manşetle birlikte Weinstein'in yüzünün büyük bir resmi telefonumda belirmişti.

Ne olduğunu anlayamadan olduğum yerde donup kaldığımı hatırlıyorum. Bu ay, duruşmalarından birinin yetersiz ilan edildiği ve onun yeniden yargılanacağı haberiyle yine gafil avlandım.

Weinstein'le 1996 kışında New York'ta tanışmıştım. 20'li yaşlarında genç bir oyuncuydum ve TriBeCa'daki Miramax ofislerinde bir arkadaşımın senaryosunun okumasını yapıyordum. Dışarıda durmuş burrito yiyorken yanımdan geçti. Etrafa bakındığını, benimle konuşmak için geri döndüğünü, arkadaşça ve çok "resmi"' davrandığını hatırlıyorum. Gururum okşanmıştı. Beni bir film gösterimine davet etti, orada beni insanlara "yeni arkadaşı" diye tanıttı ve film hakkındaki fikrimi sordu. O anda kendimi özel hissettim ama kısa süre sonra beni ayarttığı anlaşıldı.

Dairemde bir olay yaşandı, o zamanlar bunu bir kerelik bir olay olarak geçiştirdim. Kendimi bunun üstesinden gelebileceğim bir durum olduğuna ikna ettim. O yılın ilerleyen günlerinde Cannes Film Festivali'nde, oynadığım bağımsız bir filmin tanıtımını yaparken onunla tekrar karşılaştım. Beni bir dizi etkinliğe davet etti, ben de arkadaş olarak gittim. Ancak bir after party yapıldığını düşündüğüm bir yerde bana saldırdı.

Hayatta kalan pek çok kişi gibi ben de kendime bunun yaşanmadığını ya da benim hatam olduğunu söyledim. Kimsenin bilmesini istemedim. Kesinlikle başımın belaya girmesini istemedim. Sadece bunu zihnimde ayrı bir yere koymak, düşünmemek, kimseye söylememek ve unutup gitmek istedim.

Ama kariyerimi tamamen yeniden şekillendirdi. Olanları hafifletmek için hızla New York'tan Los Angeles'a taşındım. Filmlerde çalışmayı zaten istemediğimi, sadece televizyonda çalışmak istediğimi söylemeye alışmıştım. New York'ta çekilen hiçbir şeyi yapmak istemiyordum. Ama bu bağımsız filmlerde rol alma hayallerimin de yok olduğu anlamına geliyordu. Harvey Weinstein'le ilgili herhangi bir işte çalışmaktan, ona yakın çalışmayı hatta onu görmeyi gerektirecek herhangi bir şeyden çok korkuyordum.

İlerlemeye devam ettim ama bu, benim hedeflerime göre çok kısıtlıydı. Hayatım olabileceğinden daha küçüktü.

New York Times ilk Weinstein haberini yayımladığında, onun bir şey yaptığı tek kişinin ben olduğuma inanıyordum. Ancak 20 yıl sonra, benim gibi saldırıya uğrayan arkadaşlarım olduğunu fark ettim. Haberler gelmeye devam edince Weinstein'in sektörde devasa bir sır olduğunu anladım.

MeToo hareketindeki kadın korosuna katılmam yaklaşık 5 ya da 6 haftamı aldı. İlk yaptığım şeylerden biri, hikayesini kamuoyuna anlatan ve New York günlerimden tanıdığım Katherine Kendall'la iletişime geçmek oldu. Onunla uzun zamandır konuşmuyordum ama Instagram'da birbirimizi takip ediyorduk ve çok sayıda ortak arkadaşımız vardı.

Bu noktada henüz konuşmamıştım ve ne yapacağımı merak ediyordum. Katherine de yaşadığı deneyimden dolayı çok yorgundu. Bu kesinlikle yeniden travmatize ediciydi: Weinstein'in Los Angeles'taki bir otelde 2013'te bir aktrise tecavüz etmekten suçlu bulunduğu 2022'deki duruşmasına katılmıştım. Ancak mahkeme salonuna getirildiğinde bir tür şoka girmiştim.

Ancak durumla ilgili "iyi" haber, bizden çok fazla kişinin olmasıydı (100'den fazla kişi yaşadıklarını anlattı) ve birbirimizi bulmuştuk. Her birimizin benzer hikayeleri olması ve bunları paylaşabilmemiz çok şey ifade ediyordu. Adalet sisteminde tek başımıza yol alamazdık.

Benim davam mahkemede dinlenmek üzere seçilen davalardan biri değildi ancak hayatta kalanların bana inanıp beni desteklemesi, içimde adalet duygusu uyandırdı. Nihayet dahil olduğumu, rolümü oynadığımı hissettim. Duyulduğumu hissettim. Elime geçen her fırsatta, Harvey Weinstein'in yüzünün olduğu her yerde, hayatta kalan 4 ya da 5 kişinin hikayelerini anlatacağını bilerek konuşmak için öne çıktım ve bu çok güçlü bir şey.

Sessizliği Bozanlar diye bilinen grubun bir parçasıydık. Weinstein'i hapse atan New York'taki ilk duruşma sırasında basın bildirileri yayımladık ve hayatta kalanların seslerinin duyulduğundan, her şeyin sadece onunla ve onun yaşadıklarıyla ilgili olmadığından emin olmak için çok çalıştık.

Cinsel içerikli suçlar söz konusu olduğunda ABD adalet sisteminin adil olmadığını gördüm. Bill Cosby yüzlerce suçlamayla karşı karşıya kalmış ancak ilk duruşması hatalı yargılamayla sonuçlanmıştı. Sonunda üç cinsel saldırı suçundan hapse atılmıştı fakat bir mahkemenin haklarının ihlal edildiğine karar vermesinin ardından mahkumiyetinin iptal olmasıyla serbest bırakılmıştı.

Weinstein'in duruşmalarının sistemdeki çatlakları ortaya çıkaracağına hazırlıklıydım ancak suçlu olduğuna dair kararların, hayatta kalanlara inanma ve adaleti sağlamada ilerlediğimizi dünyaya göstereceğini düşündüm.

7 yargıçtan üçü Weinstein'in mahkumiyet kararının bozulmasına muhalif kaldı. Yargıç Madeline Singas, çoğunluğun görüşünün cinsel şiddete ilişkin modası geçmiş kavramları nasıl sürdürdüğünü, saldırganların hesap vermekten kaçmasına nasıl izin verdiğini anlattı ve "New York'un kadınları daha iyisini hak ettiği için muhalifim" dedi.

Ben de bu kararın karşısındayım, daha iyisini hak ettiğimizi düşünüyorum. Hayatta kalan herkes, tüm kadınlar daha iyisini hak ediyor. MeToo hareketinin temel taşlarından biri olan bu mahkumiyet kararının bozulmasının sonuçları olacak, çünkü bunun sonucunda cinsel saldırı mağdurları konuşmaya daha da isteksiz olacak.

Bu kadar çirkin ve yıkıcı olan şey, sadece Weinstein'le yeniden mücadele etmek zorunda olmamız değil, aynı zamanda adalet sistemine karşı da mücadele etmek zorunda olmamız. Şimdi her ikisiyle de aynı anda mücadele ediyoruz.

Ve elde ettiğimizi sandığımız onca ilerlemeden sonra. Bu bana yasal kazanımların ne kadar hızlı ve kolayca geri alınabileceğini ve Amerika'da kadınlara karşı savaşın gerçek olduğunu öğretti.

Hukuk sistemimizde görmemiz gereken değişikliklerin ben ölmeden gerçekleşmesini istiyorum ve bunları savunmaktan asla vazgeçmeyeceğim.

Bu yüzden Weinstein yeniden yargılanırken o mahkeme salonunda olacağım. Bunu daha önce de yapmıştım. Bu sefer daha da güçlü olacağım. Hepimiz öyle olacağız. Yaptıklarının yanına kâr kalmasına izin vermeyeceğiz.

Caitlin Dulany, Kaliforniya'da yaşayan bir oyuncudur



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Çağatay Koparal

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU