İran'ın Dini Lideri Ali Hamaney, başta ABD ve İsrail olmak üzere ‘ülkesinin düşmanlarını’ ‘seçimleri boykot stratejisi’ izlemekle suçladı ve ‘İranlıları sahadan uzak tutmaya yönelik hilelere’ karşı uyardı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Hamaney'in açıklamalarından birkaç gün önce İran Anayasa Koruma Konseyi (AKK), geçtiğimiz yaz İçişleri Bakanlığı'na milletvekili seçimlerinde aday olma başvurusunda bulunan 48 bin kişiden yaklaşık 11 bininin başvurusunu onayladı.
İran’da 1 Mart'ta yapılması planlanan genel seçimlerde siyasi partilerin oy ağırlığı henüz netleşmedi. İran haber ajanslarının aktardığına göre, bazı eski yetkililerin ve milletvekillerinin adaylık başvuruları onaylanırken, 26’sının başvurusu reddedildi.
Hamaney, katı muhafazakarların yoğun olduğu Kum şehrinde düzenlenen yıllık toplantıda, ‘herkesin seçimlerde halkın bekası için çalışması gerektiğini’ söyledi. İranlıları ‘mücadele ve sebat sahasına getirecek’ iki temel şarttan bahseden Hamaney, bunları ‘doğru yönlendirme’ ve ‘işleyişi eski haline getirme’ olarak sıraladı.
İran’da her zaman son sözü söyleyen Hamaney, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’yi ‘popülizmle’ suçlayanları eleştirerek, seçimlere katılım oranının artırılması konusundaki ısrarını savundu. İran’ın Dini Lideri, halka odaklanmanın siyasal sistemin politikalarının temel noktalarından biri olduğunun altını çizdi.
“Saha”
İranlıları sahadan uzaklaştırmanın, ‘başta ABD ve İsrail olmak üzere İran’ın düşmanlarının’ bir stratejisi olduğunu söyleyen Hamaney, “Düşman, İranlıları sahadan uzaklaştırmak için kapsamlı bir politika izliyor” dedi.
Hamaney, Erbain Yürüyüşü’nün alay konusu olmasını ve İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) yurtdışı kolu Kudüs Gücü eski Komutanı General Kasım Süleymani'ye atıfla ‘İran'ın ve bölgenin büyük generali’ dediği Süleymani’nin mezarının bulunduğu yerle ilgili terör şüphesi uyandırılmasını eleştirdi. Hamaney, insanların dini törenlere katılmaktan çekinmelerini sağlamanın, düşmanın İranlıları sahadan uzaklaştırmaya yönelik stratejilerinden biri olduğunu söyledi.
Suikast sonucu ölümünün ardından Süleymani, içeriden gelen tüm eleştirilere rağmen İranlı yetkililerin, İran'ın bölgesel politikasını destekleme programlarının odak noktası haline geldi.
Başta DMO olmak üzere doğrudan Hamaney’e bağlı olan kuruluşların, İranlı ziyaretçilerin Irak'ın Kerbela kentine her yıl gerçekleştirdikleri Erbain Yürüyüşü’ne sponsorluk yapması, halk tarafından eleştiriliyor. Bu durumu eleştirenler, ‘İran’ın Erbain Yürüyüşü’nü din kisvesi altında Irak ve bölgedeki politikasını sağlamlaştırmaya yönelik siyasi bir fırsat olarak’ gördüğünü söylüyor.
Halkın sahada olmasının ABD ve İsrail’in İran’a olan düşmanlığının nedenlerinden biri olduğunu söyleyen Hamaney, “Halkın sahadaki varlığı, İran’ın statüsünün ve gururunun yükselmesinin, bölgede bir güç olarak ortaya çıkmasının, rejime yani bölge genelindeki direniş güçlerine benzeri görülmemiş bir stratejik derinlik yaratılmasının, Birinci Körfez Savaşı ve tüm komploları boşa çıkarmanın başlıca dayanağıdır” şeklinde konuştu.
Hamaney, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Halkın herhangi bir nedenle sahadan uzak tutulduğu durumlar düşmanı sevindirir. Bu, birçok ekonomik sektörü de etkiler.”
"Ekonomik sorunlar"
Yabancı basını ‘insanları, özellikle gençleri gelecekle ilgili hayal kırıklığına uğratmaya çalışmakla’ suçlayan İran’ın Dini lideri, bunun ‘İranlıları sahadan uzak tutmanın hilelerinden biri’ olduğunu söyledi.
İranlıların sahadan uzaklaşmasının nedenlerinin iç sorunlar olduğunu değerlendiren Hamaney, ülkede büyük krizler olduğunu üstü kapalı olarak reddetti. Olumsuz konuları genellemenin ya da abartmanın, siyasi faaliyetlere ve seçimlere katılmanın bir anlamı olmadığı argümanını yaymanın, eksiklikleri ve ekonomik zorlukları irdelemenin kara propaganda faaliyetleri olduğunu söyledi.
Hamaney, şunları söyledi:
“Ekonomik sıkıntılarımız ve çeşitli eksikliklerimiz olduğu şüphesiz. Bu eksikliklerin çoğu incelendiğinde bunların insanların çeşitli sahalardan uzaklaşmasından ya da zayıf varlığından kaynaklandığı görülüyor.”
Hamaney’in bu konuşmasından yaklaşık bir hafta önce İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile ülkedeki onlarca siyasi hareket ve lisanslı siyasi parti temsilcisi arasında bir tartışma patlak verdi. Tartışmanın taraflarından reformist ve ılımlı kesimin temsilcileri, halkın milletvekili seçimlerine katılma konusunda başta ekonomik sorunlardan duyulan memnuniyetsizlik olmak üzere çeşitli nedenlerden dolayı isteksiz olduklarını ileri sürdü.
DMO’nun sözcülüğünü yapan Civan gazetesi, 14 Aralık’ta hükümete ve meclise, İranlıların seçimleri boykot etmesine neden olacak ekonomik kararlar almaktan kaçınmaları çağrısında bulunmuştu.
Birbirine karşı kışkırtma ve kutuplaşma
Gözdağı vermenin ABD ve İsrail gibi büyük güçlerin İranlıları sahadan uzak tutmayı amaçlayan hilelerinden biri olduğunu söyleyen Hamaney, “Eğer İranlılar bu güçlerden korksaydı İran İslam Cumhuriyeti var olmazdı” dedi. Bölgeye hakim olduğunu iddia eden güçlerin çoğunun İran halkından korktuğunu öne süren Hamaney, “İranlıları sahadan uzak tutmanın bir diğer yolu da onların güce ve cesarete olan inançlarını ortadan kaldırmaktır. Düşmanlar bu amaçla çabalıyor ve propaganda yapıyor” diye konuştu.
Eylül 2022’de Mahsa Amini'nin ahlak polisi tarafından ‘başörtüsü kurallarına uymadığı’ gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra ölmesinin ardından Hamaney, İran'ın dört bir yanında düzenlenen protestolara ve başörtüsüne karşı başlayan feminist harekete üstü kapalı olarak değindi.
Hamaney, başörtüsüne karşı başlayan hareketin ‘farkındalık eksikliğinden değil, rejim karşıtlığından ve muhalefetten kaynaklandığını’ söyledi.
İran, son protesto gösterilerinin ardından ilk kez sandık başına gidecek. Aynı zamanda, başkent Tahran'da rekor katılımın görüldüğü seçimlerde katı muhafazakar çizgideki İbrahim Reisi'nin cumhurbaşkanlığını kazanmasından üç yıl sonra yapılacak ilk seçimler olacak.
İran’ın düşmanlarını ‘halkı kutuplaşmaya sürüklemeye ve birbirine karşı kışkırtmaya çalışmakla’ suçlayan Hamaney, bunun da İranlıları sahadan uzak tutmak için kullanılan başka bir hile olduğunu belirtti. Hamaney, ‘siyasi ve ekonomik konularda, seçimlerde ve hatta güvenlik konularında halkın katılımının’ bu planlara karşı çıkmak için gerekli olduğunun altını çizdi.
Kirman saldırısı
Ülkenin güneyindeki Kirman’da Kasım Süleymani’yi anma töreninde düzenlenen ve DEAŞ terör örgütünün sorumluluğunu üstlendiği iki intihar saldırısına dair yorum yapan Hamaney, güvenlik güçlerinin insanların yardımıyla benzer felaketleri önlediğini belirterek, “Meydana gelen olayların onlarca katı engellendi” dedi.
Kirman saldırısının ardındaki gerçek faktörlerin belirlenmesi ve faillerin cezalandırılması konusunda kararlı olduklarını vurgulayan Hamaney, “Şu veya bu tarafı suçlamak yerine olayın perde arkasını ortaya çıkarmakta kararlıyız” ifadelerini kullandı.
Hamaney, yetkililerin, olaya karışanları ve arkasında olanları cezalandırmak için yoğun bir şekilde çalıştıklarını da sözlerine ekledi.
Saldırıda yaklaşık 100 kişi hayatını kaybetti. Yetkililerin patlamadan önce bölgede bomba bulunduğuyla ilgili açıklamaları, yetkililerin güvenlik risklerine rağmen neden törenin yapılmasında ısrar ettiği sorularını gündeme getirdi.
Töreni düzenleyen DMO, olay öncesinde bölgede bomba ya da bomba yüklü araç bulduğu şeklindeki iddiaları yalanladı. İran'ın yarı resmi ajansı ISNA, iki intihar saldırısından saatler önce bölgede bomba yüklü bir araç bulunduğuyla ilgili yayınladığı bir haberi daha sonra kaldırdı.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.