ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA), 11 Eylül 2001’de ABD’ye yapılan saldırıları takip eden yıllarda Hamas ve diğer Filistinli gruplar hakkında casusluk yapmayı bıraktı. Bunun yerine kaynaklarını, El-Kaide ve daha sonra IŞİD liderlerinin peşine düşmeye yönlendirdi.
The Wall Street Journal gazetesinin haberine göre ABD’li yetkililer, Hamas’ın ABD’yi hiçbir zaman doğrudan tehdit etmediğine inanan Washington’ın, güvenlik servislerinin sorumluluğu İsrail’e devrettiğini söyledi.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre yetkililerin bir kısmı, 30’dan fazla ABD’linin öldürülmesi ve 10’unun kayıp olması, bölgesel bir savaş korkusunun artması ve Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e saldırmasından bu yana milyarlarca dolarlık Amerikan askeri teçhizatının Ortadoğu’ya yönlendirilmesi çerçevesinde, ABD’nin Hamas’ın ABD vatandaşlarına yönelik tehdidini yanlış değerlendirdiğini savunuyor.
Terörle mücadelede deneyime sahip emekli CIA operasyon görevlisi Mark Polymeropoulos yaptığı açıklamada “Çoğu İsrail’in omuzlarına düşen istihbarat başarısızlıkları konusunda da suçun bir kısmını paylaşmamız gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Başta CIA olmak üzere ABD istihbarat teşkilatlarından yetkililer, saldırılardan önce Gazze Şeridi’ndeki olayları takip eden az sayıda analistlerinin bulunduğunu bildirdi. Yetkililere göre analistler, Hamas’a insan kaynaklarıyla sızmak ve grubu gizlice dinleme teknolojisiyle izlemek için İsrail’e güvendiler.
ABD Başkanı Joe Biden yönetimindeki yetkililer, Hamas’ın İsrail sınır savunmasını delerek, bin 400’den fazla insanı öldürdüğü saldırısı konusunda İsrail ve ABD istihbaratının uyarıda bulunmadığını söyledi. Saldırılar, Gazze Sağlık Bakanlığı’nın 8 binden fazla Filistinliyi öldürdüğünü açıkladığı İsrail’in, Gazze’ye yönelik hava ve kara saldırılarının devam etmesine yol açtı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu pazar günü, güvenlik başarısızlıklarından ülkenin savunma ve istihbarat teşkilatlarını sorumlu tuttu. Konuyla ilgili X platformundan paylaşım yapmasından birkaç saat sonra da paylaşımı sildi. Netanyahu’nun liderliğini yürüttüğü Likud partisinin üyeleri, neyin yanlış gittiğini ve kimin suçlanacağını analiz etmeden önce ülkenin ilk olarak Hamas’ı yenmeye odaklanması gerektiğini kaydetti.
2023’ün başlarında halka açık konuşmalarında CIA Direktörü William Burns, söz konusu dönemdeki istihbarat analizlerine dikkat çekerek, İsrail ile Filistinliler arasında artan gerilim ve potansiyel şiddet konusunda uyarıda bulundu.
Gazeteye göre ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, ABD Başkanı’nın dış politikasına ilişkin bir makalede, “Orta Doğu’nun yeni bir savaş için henüz olgunlaşmadığı fikri, Hamas saldırısından hemen önce güçlendi” ifadelerine yer verdi. Sullivan, Foreign Affairs dergisi kaleme aldığı makalesinde şunları söyledi:
Ortadoğu halen süregelen zorluklardan mustarip olsa da bölge, onlarca yıldır olduğundan daha sakin. İsrail- Filistin durumu, özellikle Batı Şeria’da gergin. Ancak ciddi sürtüşmelere rağmen Gazze’deki krizleri yatıştırdık. Yıllar süren yokluğun ardından iki taraf arasında doğrudan diplomasiyi yeniden tesis ettik.
Ulusal İstihbarat Direktörü’nün ABD’nin karşı karşıya olduğu en önemli tehditleri vurgulayan ve şubat ayında yayınlanan yıllık tehdit değerlendirmesinde ne Hamas ne de Gazze’den söz edildi. Senatörler ve Kongre istihbarat komitelerinin temsilcileri, kamuya açık oturumlarda istihbarat şeflerine bu konular hakkında herhangi bir soru yöneltmedi.
Yaklaşık 90 milyar dolarlık toplam bütçesine ve her yerde olduğu yönündeki ününe rağmen ABD istihbaratı, karmaşık bir resmi süreç aracılığıyla hedeflerinin önceliklerini değiştirdi ve Çin’e odaklandı.
Eski bir yetkili, Hamas’ın bu listenin en alt basamağında olmadığını, ancak üst sırasında da yer almadığını söyledi.
ABD Hazine Bakanlığı’nda terör finansmanı analisti olarak Hamas’ı takip eden Jonathan Schanzer, 11 Eylül Saldırıları’ndan sonra eski Başkan Barack Obama ve ardından Biden’ın Tahran’la anlaşmaya çalışmasıyla hareketin mali ağlarına odaklanmanın azaldığını dile getirdi.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.