Tel Aviv yönetiminin kaybettiği ilk dosyalar: İran ve Azerbaycan

İsrail, savaş sonrası dönemde iç koşullarını düzeltmek ve savaşın geride bıraktığı etkilerle baş etmekle meşgul olacak

Tahran yönetimi, İsrail'i, İran ile Azerbaycan arasındaki ilişkilere müdahale etmek ve gerilimi artırmaya çalışmakla suçladı / Fotoğraf: AFP

Gazze Şeridi'nde İsrail ile Hamas arasında devam eden çatışmanın yansımaları arasında Tel Aviv yönetiminin savaş sonrası dönemde iç durumunu düzeltmek ve savaşın bıraktığı etkilerle baş etmekle meşgul olması da yer alıyor.

Bu da İsrail'in, Batı Asya bölgesinde jeopolitik nüfuz alanlarına dahil olan bazı dosyalardan çekilmesi anlamına geliyor.

Bu dosyalar, siyaset, emniyet, ekonomi ve strateji anlamında büyük fayda sağlayan ileri bir konumda yer alsa da İsrail bunu yapmaya mecbur olacak.

Bu durum, İran rejimiyle yürüttüğü nüfuz mücadelesi ve her iki tarafın bölgesel paylaşım masasındaki paylarını genişletme ve güçlendirme çabaları çerçevesinde İsrail'in taktiksel veya mecburen geri çekilmeyi düşünmesi anlamına geliyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Yeniden düşünmek

Bu bağlamda, Güney Kafkasya bölgesindeki Azerbaycan, Tahran ve Tel Aviv yönetimi arasındaki çıkar çatışmasının ve çarpışmanın en önemli alanını oluşturuyor.

Azerbaycan'ın, İran devletinin kuzeybatı kanadı olduğu ve uzun zamandır İran rejimi liderliği için demografik, ideolojik, güvenlik ve ekonomik bir endişe kaynağı olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu durumun sürekli bir yıpranmaya kapı araladığı görülüyor.

Aynı zamanda Azerbaycan halkı arasında ulusal farklılıkları körükleyerek aynı meselelerin İran içinde de ulusal ve etnik çatışmalara dönüşmesinden korkuluyor.

Bakü yönetiminin Ermenistan ile yaptığı Karabağ savaşları, İran rejimini Kafkas ülkeleriyle, özellikle de Ermenistan ile ittifaklarını yeniden gözden geçirmeye zorluyor.

Zira Karabağ savaşları, İran rejimini Erivan yönetimine karşı ittifak halinden pasif tarafsızlığa ve Bakü yönetimine karşı da pozitif tarafsızlığa geçmeye zorluyor.

Krizin ülke içinde yayılması ve ulusal bir çatışmaya dönüşmesi ihtimalinin yanı sıra İran'ın Bakü yönetimi ile siyasi bir savaşa girme ihtimalinden de korkuluyor.

Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye hükümetinin Avrasya'da bir Türk dünyası inşa etme arzusu da bu durumu destekliyor.

Bakü yönetiminin Ermenistan toprakları üzerinden iki parçasını (Nahçıvan ile) birbirine bağlayan bir koridor veya kara geçidi kurma projesini sürdürme ısrarı, neredeyse askeri bir çatışmaya dönüşme noktasına vardı.

Tahran yönetimi ise, İran ile Kafkasya ülkeleri arasındaki sınırların belirlenmesinde, jeoekonomik çıkarlarını ve Kuzey Avrupa'ya yönelik kara ticaret yollarını etkileyebilecek herhangi bir jeopolitik değişikliğe müsamaha göstermeyeceği için ayrı bir tehdit oluşturuyor.

Tahran yönetimi, İsrail'i, İran ve Azerbaycan arasındaki ilişkilere müdahale etmeye ve gerginliğe yol açmaya çalışmakla suçlamaktan çekinmedi.

Tahran yönetimi, Tel Aviv yönetimini, Azerbaycan topraklarının kuzey kanadını gelişmiş bir üsse dönüştürmeye çalışmakla ve böylece nükleer programa saldırı tehditlerini uygulamaya karar vermesi halinde İran içinde faaliyet göstermek ya da bu gelişmiş askeri üssü özgürce kullanmakla suçladı.

İran'ın Azerbaycan üzerinden gelen İsrail tehdidine ilişkin korkuları bulunuyor.

Bu korkular, Bakü yönetiminin Tel Aviv yönetimiyle güvenlik ve askeri alanlarda attığı iş birliğini geliştirme adımları ve İsrail dış istihbarat servisi Mossad için İran sınırına yakın üsler ve karargahlar inşa ederek gerçekleştirdiği bir dizi uygulamayla özetlenebilir.

Tel Aviv yönetiminin, Azerbaycan topraklarını nükleer programa karşı güvenlik operasyonları için bir başlangıç noktası olarak kullanması, İran'ın nükleer faaliyetlerinin tüm arşivinin Azerbaycan üzerinden çalınmasıyla sonuçlanmıştı.

İsrail, ayrıca İran içindeki bir dizi tesisi hedef alan güvenlik operasyonları ve nükleer programdaki aktörlere yönelik suikastlar gerçekleştirmişti.
 


Rahat konuşma

Gazze'de yaşanan savaş olmasaydı İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ile yaptığı görüşmede bu kadar rahat konuşamazdı.

Ceyhun Bayramov, Kafkasya Barış, Güvenlik ve Kalkınma Forumu'na katılmak üzere Tahran'ı ziyaret etti. Tahran'ın 23 Ekim 2023 Pazartesi günü ev sahipliği yaptığı bu görüşmede Reisi; ülkesinin, her zaman "bölgedeki krizlerin yabancı güçlerin müdahalesinden uzak bir şekilde çözülmesine" vurgu yaptığını belirtti.

Bayramov'a Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e aktarması için bazı tavsiyelerde bulunan Reisi, "Siyonist varlıktan ne Azerbaycan'a ne de diğer İslam ülkelerine dost olmayacağını" söyledi.

Reisi, ayrıca "Gazze'nin bugün tanık olduğu durumun, ABD'nin başını çektiği Batılıların Siyonist suçlara tam destek vermesiyle meydana geldiğini" ifade etti.

Reisi, bu durumu, "ABD'nin bölge ülkelerini değil, sadece kendi çıkarlarına hizmet edenleri önemsediğinin en iyi kanıtı" olarak nitelendirdi.

Reisi, bu sözleriyle Azerbaycan'a yabancı ülkelerin bölgeye girişinin engellenmesi başta olmak üzere İran'ın meselelere bakışını desteklemekten başka seçenek bırakmadı.

Diğer yandan Bayramov, İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın forumun açılış konuşmasında Filistin kriziyle ilgili Tel Aviv'i kınayan, Gazze'de etnik temizlik yapmakla ve savaş suçu işlemekle suçlayan konuşmasına ve tutumuna herhangi bir itiraz ya da çekince koymadı.

Ayrıca Filistin bayrağının diğer katılımcı ülkelerin (Türkiye, Rusya, Ermenistan, Azerbaycan) bayraklarının yanına yerleştirilmesine de sessiz kaldı.


Sakinleştirici dilden irşat diline

İran, geçen dönemde diplomatik ve siyasi çabalarına hâkim olan Bakü ile uzlaşma ve yatıştırma dilinden uzaklaştı.

Buna karşılık Tahran yönetiminin dili, Karabağ bölgesi üzerindeki Azerbaycan egemenliğinin tanınması, ittifaklarından arınma ya da en azından Ermenistan ile ileri düzeydeki ilişkilerinden arınmaya varan nasihat diline dönüştü.

Hamas'ın Gazze'de yürüttüğü operasyon ve İsrail'in iç kesimlerine yönelik başlattığı saldırı gerçekleşmemiş olsaydı bu konuşma yaşanmayacaktı.

İktidar sistemi, devletin ve İsrail ordusunun üstün imajı sarsılmayacak ve Tahran yönetimi, Gazze'de yaşananların İsrail'in baskı ve tehditlerinden kurtulmasını ilan etmenin bir yolu olduğunu düşünmeyecekti.

Tel Aviv yönetiminin İran'ın yaşamsal alanında yaptığı hamleler ve Batı Asya bölgesindeki stratejik çıkarlarını hedef almasının yanı sıra iç istikrarına yönelik oluşturduğu tehdit fark edilmeyecekti.

 

 

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU