Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, basın kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle Gölbaşı Hakimevi'nde bir araya geldi. Seçim öncesi vadedilen hususların ilerleyen günlerde Hükümet Programı şeklinde kamuoyuyla paylaşılacağını kaydeden Tunç, açıklanan Orta Vadeli Program'da da her bakanlığa düşen önemli görevlerin bulunduğunu kaydetti.
“Reform süreci devam edecek”
Bakan Tunç, Adalet Bakanlığı’na düşen hedeflerin gerçekleştirilmesi için çalışmaların sürdüğünü ifade ederek, Adalet Bakanlığınca Yargı Reformu Strateji Belgesi hazırlık sürecini başlattıklarını belirtti.
Önceki Yargı Reformu Strateji Belgesi'ndeki hedeflerden yüzde 70'inin, İnsan Hakları Eylem Planı'ndaki hedeflerin ise yüzde 66'sının gerçekleştirildiği bilgisini paylaşan Tunç, "Hukuk ve toplumun ihtiyaçları gelişiyor. Bilişim sektörü, teknoloji ve yargının daha da hızlanmasına yönelik önemli hedefleri var. Bu hedefleri gerçekleştirmeye yönelik Yargı Reformu Strateji Belgesi ve İnsan Hakları Eylem Planı'nda da yeni dönemde de inşallah bu reform süreci devam edecek" diye konuştu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Afet riskine karşı dayanıklı şehirler için yeni yasa yolda
Adalet Bakanı Tunç, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ikinci kabinesinde, her kabine toplantısında ilk gündem maddesinin deprem olduğunu söyledi. Deprem bölgesinin yeniden ayağa kaldırılması için büyük bir mücadele verildiğini kaydeden Tunç, deprem bölgesinde Adalet Bakanlığına da düşen görevlerin bulunduğunu vurguladı.
Deprem bölgesindeki vatandaşların hak kaybına uğramamasının önemli olduğunu ifade eden Tunç, "Biz de deprem bölgesinde Adalet Bakanlığı olarak illerimizi ziyaret ettik ve oradaki özellikle yargısal süreçlerin aksamaması, vatandaşlarımızın yargı hizmetlerinden daha etkin, daha adil ve daha hızlı bir sonuç alabilmesi adına önemli tespitlerimiz oldu" diye konuştu.
Deprem bölgesindeki yıkım kararlarının gecikmemesi, hızlı şekilde uygulanmasının önemine değinen Tunç, bunun uygulanırken vatandaşların mağduriyetine neden olunmaması, hak kaybına neden olunmaması anlamında da önemli tespitlerin bulunduğunu kaydetti.
Tunç, "Önümüzdeki günlerde bu tespitlerimizi ve yasal düzenleme ihtiyacını da inşallah Meclis'imizle paylaşacağız. Deprem bölgesindeki özellikle inşa çalışmaları kesintisiz devam ediyor. Bundan sonra da tabii afet riskine karşı dayanıklı şehirleri üretme anlamında da yeni çalışmalar var. Sizler bunları takip ediyorsunuz. Yeni bir yasa hazırlığı da şu anda gündemde ve inşallah Meclis'imizin takdirine bunlar sunulacak" bilgisini paylaştı.
Yargıya güven endeksiyle ilgili bazı raporların öne sürüldüğünü ifade eden Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
O güven endeksine baktığımız zaman demokrasi olmayan, yargısı bağımsız olmayan, serbest seçimlerin olmadığı ülkelerin Türkiye'nin üzerinde gösterilmesi bir kere o endekslerin güvenilir olmadığını gösteriyor. Yani biz kendi endeksimize bakıyoruz ve inşallah adalet alanında da adalete güvenin daha yükseklere çıkarılması anlamında da yargının daha adil, daha etkin, daha hızlı işlemesi anlamında çalışmalarımızı hem mevzuat anlamında hem uygulama anlamında kesintisiz sürdüreceğiz.
Konuşmasında hukuki güvenliğin önemine değinen Tunç, bunun özellikle yatırımcılar için önemli olduğunu söyledi. Bakan Tunç, "Özellikle ticari uyuşmazlıklarda hem ihtisas mahkemelerinin sayısını arttırarak hem de dostane, barışçıl çözüm yöntemlerinin daha da geliştirilmesi anlamında çalışmalarımız olacak. Hukukun üstünlüğü demeye devam edeceğiz, insan hakları demeye devam edeceğiz. Demokrasi yüksek standartlı demokrasi demeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
"Mevcut iç tüzük hükümleriyle yeni bir anayasa yapılması mümkün olmaz"
Adalet Bakanı Tunç, son yıllarda demokratik hukuk devleti ilkesini güçlendiren reformların hayata geçtiğini, anayasada da değişiklikler yapıldığını anımsattı. Anayasadaki son dönemde yerini alan değişikliğin hükümet sistemi değişikliği olduğunu aktaran Tunç, "Halkın doğrudan doğruya yürütmeyi belirlediği, dolaylı demokrasi yerine doğrudan demokrasiye geçtiğimiz cumhuriyet rejimini daha da güçlendiren bir yönetim sistemine adım attık" dedi.
Anayasa'daki reformların vesayetçi ruhu tamamen ortadan kaldıramadığını ifade eden Tunç, yeni bir anayasaya ihtiyaç bulunduğunu, mevcut Anayasa'nın "yamalı bohçaya" döndüğünü söyledi. Yılmaz Tunç, Türkiye'nin darbeciler tarafından yapılan bir anayasa ile yönetildiğini belirterek, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş'un bu konuda siyasi partilerle görüşmeye başladığını anımsattı. Anayasa yapımı için Mecliste uzlaşma vurgusu yapan Tunç, şunları kaydetti:
İnşallah Mecliste tabii ki bir uzlaşmayla gerçekleşir anayasa yapımı. Anayasa bir toplumsal sözleşmedir. Sadece parlamentodaki siyasi partilerin değil, tüm sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini yansıtması, halkın toplumun taleplerini yansıtması gerekir. Temel insan hakları, özgürlükleri öne alan devletin görevlerini belirleyen bir metni inşallah ortaya çıkarmak, başarmak ülkemize nasip olur. Parlamentodaki grubu bulunan partiler, tabii öncelikle uzlaşma noktasında bir mutabakata varılması lazım.
Mevcut iç tüzük hükümleriyle yeni bir anayasa yapılması hepinizin malumu, mümkün olmaz. Hem iç tüzük değişikliği düşünülebilir hem de özellikle yeni bir anayasa yapımıyla ilgili olarak siyasi partilerin de görüşü alınarak, bu anlamda bir usul de belirlenmesi gerekir. Yani usul belirlenmezse usul esasın yarısıdır. Usul esasa mukaddemdir. Usul esastan önce gelir. Dolayısıyla usulün belirlenmesi lazım. Usul noktasında da parlamentodaki partilerimizin görüşleri önemli. Meclis Başkanımız bu konudaki çalışmaları başlattı ve inşallah usulün belirlenmesi sonrasında da bir uzlaşmaya varılabilirse yeni yüzyıla başlarken dünyaya 'Türkiye Yüzyılı' damgasını vuracaksak bir kere en başta bağlı olduğumuz metin anayasa, anayasamızın demokratik olması lazım. Bu anlamada da partilerimizin sorumlu davranacaklarına, millete olan bu borçlarının farkında olarak bir uzlaşmaya varacaklarına ben inanıyorum. İnşallah bunu gerçekleştiririz.
AA