Türkiye'den Almanya'ya iltica taleplerinde rekor artış

Artışa rağmen başvuruların kabulü hiç de kolay değil. Alman yetkililer en ufak detayı dahi araştırıyor

Avukat Memet Kılıç, Almanya'ya iltica taleplerindeki değişimi anlattı 

"İltica" bir ülkenin başka bir devletin vatandaşına sığınma hakkı tanımasına deniyor.

Uluslararası hukukun kabul ettiği bu hakkı kazanan kişi, talepte bulunduğu ülkenin koruması altına giriyor.

Genellikle demokrasi ve ekonomik alanda gelişmiş ülkelere daha çok iltica talebi oluyor.

Almanya, bu ülkelerin başında yer alıyor.

Almanya'ya iltica edenler arasında Türkler 3'üncü sırada

Almanya Federal Göç ve Mülteci Dairesi (BAMF) temmuz verilerini açıkladı.

Bu verilere göre Almanya'ya bu yılın ilk 7 ayında yapılan iltica başvurusu sayısı 188 bin 967.

İltica başvurularında ilk 5 ülkeyi sırayla Suriye, Afganistan, Türkiye, İran ve Irak vatandaşları paylaştı.

Açıklanan 7 aylık süre içerisinde iltica talebinde bulunan Türk vatandaşlarının sayısı ise 23 bin 846.

Geçen yılın aynı dönemlerine göre Türkiye'den iltica taleplerinin yüzde 202,9 oranında artış gösterdi.

Bu yıl içerisinde Türkiye'den yapılan başvurulardan 12 bin 174'ünün karara bağlandı.

Türkiye'den iltica başvurularında kabul oranının yüzde 15 oranında olduğu öne sürüldü.

6 yıl içerisinde 200 bine yakın Türk iltica talebinde bulundu 

2022'de de Türk vatandaşları Almanya'ya iltica başvurularında yine 3'üncü sıradaydı.

Geçen yıl Almanya'ya iltica talebinde bulunan Türk vatandaşlarının sayısı 23 bin 938'di.

Bu yıl ise daha ilk 7 ayda 2022'deki sayı yakalandı.

Sözcü gazetesinde 16 Haziran'da Ali Gülen imzalı yayınlanan habere göre 2017'den beri Türkiye'den Almanya'ya iltica başvurularında büyük artış oldu.

Bu haberdeki verilere göre bu yılın ilk 6 ayında iltica eden Türk vatandaşı sayısının 81 bin 388 (Temmuz ayı hariç) olduğu belirtildi.

Almanya dahil diğer Avrupa ülkeleriyle birlikte son 6 yılda iltica talebinde bulunan Türk vatandaşı sayısının da 200 bine yaklaştığı iddia edildi.

 

memetkılıç.jpg
Memet Kılıç / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Geçmişten farklı olarak artık her kesimden iltica talebinde bulunanlar oluyor"

Türkiye'den neredeyse 1970'li yıllardan beri Almanya'ya iltica başvuruları oluyor. 

Bu başvurularda dünden bugüne görülen değişimleri ve benzerlikleri bir dönem Alman Parlamentosu’nda Yeşiller Partisi'nde milletvekili olarak da görev yapan ve mesleği nedeniyle çok sayıda iltica davasına da bakan avukat Memet Kılıç ile konuştuk.

Kılıç, geçmiş yıllarda iltica edenlerin çoğunlukla solcular, Kürtler ve 2016'dan itibaren Gülenciler olduğunu söyledi.

Son dönemlerde durumun değiştiğin ve her kesimden insanların iltica talebinde bulunduğunu belirten Kılıç, "İyi eğitimli insanlar, Türkiye'den çıkmaya çalışıyor. Kimi yatırımcı olarak çıkmaya kimi nitelikli iş bulup çalışmak için çıkmak istiyor" dedi. 

Kılıç, yine son dönemlerde en büyük artışın Türkiye'deki gayrimüslim vatandaşlardan olduğunu söyleyerek, bunun yanında cinsel tercihlerinden dolayı baskı gördüğü iddiasıyla başvuruların da başladığını, bunun geçmişte neredeyse hiç görülmediğini söyledi.

Türkiye'den yapılan iltica başvurusu oranını "dehşet verici" olarak niteleyen Kılıç, "Türkiye, Afganistan ve Suriye gibi iç savaşın olduğu ülkelerle aynı kategoriye girmiş durumda. Bu da Türkiye'nin kutuplaştığını ve nasıl bir gerilim ortamına girdiğini gösteriyor. Bu Türkiye adına hayırlı bir gelişme değil" diye konuştu.

"Almanya mümkün mertebe başvuruları reddetme eğiliminde"

Türkiye'den gelen başvuruların kabul edilme oranlarının yüzde 20'leri geçmediğini söyleyen Kılıç, "Almanya mümkün mertebe çok kişiyi reddetme istikametinde. Tereddüt edilen her konuyu reddediyor hükümet. Hakkında 7 dava olan adamı dahi reddetme yoluna gidiyor. Öyle bir garip bir tezahür de var. Almanya sığınmacıların çokluğundan bıkmış durumda. Öyle gözüküyor" ifadelerini kullandı. 

 

 

almanya.jpg
Almanya en fazla iltica talebinde bulunulan ülkelerden biri / Fotoğraf: AA

 

"Reddedilenlerin bir kısmı bir şekilde kalmayı başarıyor"

Ancak iltica talebi reddedilenlerin hepsi de geri gönderilmiyor.

İltica talepleri reddedilenlerin idare mahkemelerine başvurarak "yürütmeyi durdurma kararı" almayı başarması durumunda dava sonuçlanana kadar geri gönderilemediğini aktaran Kılıç, şöyle devam etti:

Bir kısmı da sığınma başvurusu devam ederken mesela bir meslek eğitimine başlıyor. O durumda meslek eğitimine başlamış olanlara sığınmadan bağımsız ikamet verilebiliyor. Veya aile birleşimi yapanlar oluyor. Onlar da daha sığınma başvuruları sonuçlanmamışsa burada aile birleşiminden dolayı ikamet izni alabiliyorlar. Kısaca iltica talebi ile gelenlerin yarısına yakını bir şekilde kalmayı becerebiliyor."

"Belgelerin doğruluğu sıkı inceleniyor"

Alman yetkililerin özellikle de iltica taleplerini değerlendiren hakimlerin dosyaları çok sıkı incelediklerini ve Türkiye'ye dair çok bilgili olduklarını söyleyen Kılıç, "Belgelerin gerçekliği konusunu çok araştırıyorlar. Çünkü 2016'dan sonra gelen başvurularda (15 Temmuz darbe girişimi sonrası) çok sayıda sahte belge sunulduğu ortaya çıktı. Belgelerde mühürler, imzalar uydurma mı değil mi bakılıyor. Örneklerle kıyaslanıyor. Diyelim ki Türkiye'de X bir bölgedeki savcının kendisinden ifade aldığını iddia etti. Orada belirttiği tarihte gerçekten öyle bir savcı görev yapmış mı inceleniyor" şeklinde konuştu.

Kılıç, iltica sürecinde birkaç aşamada ifade alındığı için ifadelerin de dikkatle incelenerek arada tutarsızlık, farklılık var mı diye bakıldığını ifade etti.

Hakimlerin siyasi içerikli sorular da sorduğunu belirten Kılıç, "Başvuran kişinin hakikaten bir siyasi istikameti, iddialarının bir arka planı var mı diye bakılıyor. Örneğin hakkında açılmış siyasi bir dava, soruşturma var mı onlar inceleniyor. Ya da muhalif bir partide, STK’da olduğu için baskı gördüğünü söylüyorsa gerçekten uzun yıllara dayanan bir üyeliği var mı bakıyorlar. Yoksa gelmeden yakın bir zaman önce üye olduysa onu ciddiye almıyorlar" şeklinde sürdürdü sözlerini.

"Türkiye’de baskı ortamı var demeyi tek başına ciddiye almıyorlar"

Kılıç, başvurular değerlendirilirken Türkiye'nin içinde bulunduğu durumdan ziyade başvuran kişinin yaşadığı sorunların dikkate alındığını kaydederek, "Türkiye'de çok baskı var demenin anlamı yok. Kişinin bu baskıdan nasıl etkilendiği, neler yaşandığına yoğunlaşılıyor. Hatta kişi diyorsa ki 'Ben Diyarbakır'da yaşayamam' o zaman 'Neden ülkeniz içinde rahat yaşayabileceğiniz bir başka yeri seçmediniz de Almanya'yı seçtiniz' diye sorgulanıyor" bilgisini verdi.

"Hükümeti destekleyenlerden de iltica taleplerinde bulunanlar oluyor"

Bir kişinin Türkiye'de hakikaten devlet tarafından haksız yere baskı altına alınmadıkça, kaçacak yeri kalmadıkça artık siyasi sığınmacı olarak kabul edilmediğine dikkati çeken Kılıç, "Çünkü artık hükümeti destekleyenler de ekonomik nedenlerle yavaş yavaş Türkiye'yi terk ediyor. Onlar da bazen bu tür hikayeler yazmak zorunda kalıyor" dedi.

 

iltica.jpeg
Almanya'ya ilticalarda Türk vatandaşları 3'üncü sırada

 

"Geldiği yörenin şivesini bilen tercüman getirip doğruyu söylüyor mu bakıyorlar"

İltica başvurularının incelenmesindeki titizliğe vurgu yapan Kılıç, "Bölgesel farklılıkları bile biliyorlar. Örneğin biri Irak'ın Duhok bölgesinden geldiyse oradaki şiveyi bilen tercüman getirip doğru söyleyip söylemediğini anlamaya çalışıyorlar" ifadelerini kullandı.

Memet Kılıç, Türkiye'deki sorunlardan dolayı iltica başvurularının daha da artmasının beklendiğini vurgulayarak, Almanya'nın başvuruları daha titizlikle incelemesinden dolayı kabul edilmelerin daha sıkıntılı hale geleceğini sözlerine ekledi.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU