Hayat standardığını yükseltecek bir iş bulmak her dönem çalışanları zorlayan konuların başında yer alıyor.
Özellikle ekonominin sıkıntıda olduğu dönemlerde daha da zorlaşıyor.
Elbette ki iş bulabilmenin pek çok kriterleri var. Rekabetin artması, yeni gelişmelerle birlikte işverenlerin çalışanlarda aradığı kriterler de farklılık gösteriyor.
Bir üniversiteden mezun olmak da eğitim alınan meslek dalında iş bulmak için yeterli olmuyor.
İş bulmanın kendi içindeki zorlukları bir yana kimi zaman iş dünyasında yaşanan bazı gelişmeler de çalışanların önüne yeni engeller çıkarabiliyor.
Bunlardan biri kimi firmaların birbirlerinden ayrılan ya da işten çıkarılan kişileri almama noktasında aralarında vardıkları anlaşmalar.
Yazılı değil sözlü olarak yapılan bu anlaşmalar, iş yaşamında "centilmenlik anlaşması" olarak biliniyor.
Yazılı yapılmamasının nedeni ise yasal olmaması.
16 firmaya ceza kesildi
Rekabet Kurumu 2 Ağustos 2023'te "İşgücü piyasasına yönelik centilmenlik anlaşmaları nedeniyle bazı teşebbüsler hakkında yürütülen soruşturma sonuçlandı" başlığıyla bir duyuru yaptı.
Duyuruda işgücü piyasasında birbirlerinden çalışan insanları almamaya yönelik centilmenlik anlaşmaları yapılması suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesinin ihlal edilip edilmediğinin tespitine çalışıldığı kaydedildi.
Açıklamada İhlal ettikleri tespit edilip para cezasına çarptırılan 16 firmanın adına verildi.
Edinilen bilgilere göre ceza verilen firmalar ağırlıklı olarak bilişim sektöründe faaliyet gösteriyor.
Aynı duyuruda 21 firmanın daha araştırılmasına rağmen ihlal ettiklerine dair sonuca varılamadığı belirtilerek soruşturulan 11 firma ile de uzlaşmaya varıldığı bilgisi yer aldı.
Açıklamada bu tür anlaşmaların emek faktörünün şirketler arasındaki hareketliliğini azaltmasının yanı sıra emeğin karşılığı olan ücretlerin suni şekilde gerçek değerini bulamamasına da yol açabildiğine de dikkat çekildi.
Rekabet yasağı ile karıştırılmaması lazım
Bu arada son gelişmeyi özellikle belli kritik noktalarda çalışan, firmanın ticari sırlarına hakim olan kişilerin rakip firmaya geçerek ya da aynı sektörde kendi işlerini kurarak işvereni zarara uğratmalarını engellemeye çalışan rekabet yasağı ile karıştırmamak gerekiyor.
Sosyal güvenlik ve çalışma hayatı uzmanı Özgür Erdursun'un Independent Türkçe'ye verdiği bilgiye göre rekabet yasağı, Borçlar Kanunu'nda da yer alan bir düzenleme.
Kişi işe giriş aşamasında imzaladığı sözleşmede rekabet yasağına uyma taahhüttü veriyor. Uymama halinde de tazminat yükümlüğünden haberdar oluyor.
Ancak Rekabet Kurumu'nun tespit ettiği firmalar, ticari sırra sahip olsun olmasın çıkardıkları çalışanları işe almamak üzere anlaşıyor.
Üstelik kişilerin sözleşmesinde rekabet yasağına dair bir yükümlülük de bulunmuyor.
Bu durum emeğin dolaşımını engelleme, ücretlerde tekelleşmeye yol açma gibi risklerden dolayı da rekabete aykırı kabul ediliyor.
Peki centilmenlik anlaşması olarak bilinen bu durumun iş dünyasındaki yaygınlığı ne?
"Yasal olmadığından tespiti güç, yapılan kara liste uygulaması"
DİSK Araştırma Merkezi'nde görevli Deniz Beyazbulut'a göre, bu tür anlaşmalar yasal olmadığı için açık yapılmıyor. Bunun için de yaygın olup olmadığını bilmek güç.
Centilmenlik anlaşması adı altında bir firmanın işten attığı kişinin başka bir şirket tarafından işe alınmamasını "kara liste uygulaması" diye niteleyen Beyazbulut, "İşçilerin çalışma özgürlüğünü engelleyen bir durum. Bununla çalışma özgürlüğünü kısıtlanıyor hatta bu hak insanların elinden alınıyor" dedi.
"İnsanların ekmeğiyle oynamanın adı centilmenlik olamaz"
Mobbingle Mücadele Derneği Başkanı İlhan İşman ise centilmenlik anlaşmalarının mobbinge de neden olduğu görüşünde.
İşman'a göre aynı sektördeki insanların başka yerde iş bulma şartları zorlaşırsa bu çalışanlara karşı mobbingi de beraberinde getirir.
Centilmenlik kelimesinin normalde pozitif, olumlu bir anlamı olduğunu hatırlatan İşman, "İnsanların ekmeğiyle oynamanın adı centilmenlik olmaz. Bu tür anlaşmalarla kişilerin referansı bozuluyor. Çalışma barışını bozmak ve anayasanın 49'uncu maddesine karşı gelmektir" diye konuştu.
"Emek yoğunluğunun fazla olduğu sektörlerde daha az"
Peki iş dünyası buna nasıl bakıyor?
Örme Sanayicileri Dernek Başkanı (ÖRSAD) Fikri Kurt, kendisinin de içinde olduğu emek yoğunluklu sektörlerde centilmenlik anlaşmasının olmadığını dile getirerek, "İnsanlar mutlu olmadıkları yerden çıkar, başka yerde işe başlar. Bu konuda yaptırım gücümüz yok" ifadelerini kullandı.
"Tanıdığımız, bildiğimiz yerden geliyorsa mesafeli dururuz"
Ancak Kurt, işverenler arasında hakim olan bir anlayışı şu sözlerle dile getirdi:
İş arayan kişi tanıdığımız, bildiğimiz yerden geliyorsa mesafeli dururuz. Arkadaşımızın işyerinden çıkıp geldiyse onun karşısında ezilmeme adına işe alınmaz. Bir dostumun fabrikasından çıkıp geldiyse biraz düşünürüm. Almak için balıklama atlamam. 'Saygısızlık' olabileceğini ve 'dostun adamını almak hoş olmaz' diye düşünürüz."
© The Independentturkish