İsrail Yüksek Mahkemesi, yaklaşık iki aylık belirsizliğin ardından dün, eski görüşünü değiştirmeye ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun görevden alınmasını talep eden yaklaşık 40 tanınmış kişi tarafından sunulan dilekçeyle ilgili resmi müzakereleri yürütmeye karar verdi.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre yargıç Ruth Ronen, dilekçenin, yargıç sayısının mahkeme başkanı tarafından belirlenecek bir yargı organına havale edilmesi kararı aldı.
Karar, Netanyahu’nun görevden azledilmesi, görevine devam etmesinin engellenmesi veya en azından hükümetinin iktidar sistemini devirme ve yargıyı görevden ayrılana kadar zayıflatma planını durdurma olasılığı çerçevesinde Netanyahu’nun muhaliflerinin iyimserliğini artırdı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ancak avukatlar ve hukukçular da dahil olmak üzere Netanyahu’nun destekçileri, sağcı kamplarının korkularını yatıştırıyor. Öyle ki daha önce bu taleple beş davayı reddeden mahkemenin bu sefer de aynı görüşle cevap vereceğini söylüyorlar. Çünkü onlara bugün planı durdurabilecek ve ülkedeki durumu sakinleştirebilecek tek kişinin Netanyahu olduğunu herkes biliyor.
Avukat Dafna Holtz-Lechner, aralarında İsrail ordusunun eski Genelkurmay Başkanı General Dan Halutz’un da bulunduğu 39 adli, siyasi ve akademik şahsiyetin yanı sıra ‘Demokrasi Kalesi’ hareketi adına dilekçe verdi.
Dilekçeye göre Netanyahu, dört ay önce Yüksek Mahkeme’ye verdiği söz ve taahhütlerinden dönerek, İsrail’de hükümetin planının destekçileri ve karşıtları arasında sürmekte olan çatışmaya müdahale edeceğini açıklamıştı.
Netanyahu’nun dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma ve rüşvet alma da dahil olmak üzere üç ciddi yolsuzluk suçlamasıyla suçlandığı belirtildi. Bu çerçevede duruşmasını, kendisini yargılayan yargıya yönelik bir sindirme kampanyasıyla yürütüyor. Planının adı ise Yargı Reformu. Bu aslında kendisine hapis cezası vermesinler diye yargıçları terörize etmek için yapılan bir darbe niteliğinde.
Mahkemeye saygısızlık
Bu nedenle hakkında görevden alınması veya görevdeki işini dondurmaya zorlanması için dava açıldı. Mahkeme, özellikle Netanyahu’nun geçen ocak ayında bu davaya karışmama sözü vermesinin ardından, benzer bir dilekçeyi beş kez reddetme kararı aldı. Ancak Netanyahu, sözünden geri döndü ve mart ayında bir iç savaşı önlemek için müdahale edeceğini duyurdu. Dilekçe sahipleri bu kararı ‘mahkemeye olan taahhütlerinin reddi ve mahkemeye hakaret’ olarak nitelendirdi.
Yeni davada, dilekçe sahipleri, mahkemeye saygısızlık çerçevesinde Başsavcı Ghali Bharav Mayara’nın Yüksek Mahkeme’ye taşınan mektubuna itimat ediyor. Mektup, Netanyahu’nun çıkar çatışması durumunda bulunması nedeniyle kanunların kendisine getirdiği kısıtlamaları ihlal ettiğine işaret ediyor. Netanyahu’ya yönelik mektupta şu ifadelere yer verildi:
İfadeniz ve mahkemede imzaladığınız çıkar çatışması sözleşmesinde belirtilenler dışında ortaya koyduğunuz tüm faaliyetler yasa dışıdır ve çıkar çatışması ile doludur. Cezai kovuşturmaya ilişkin kişisel çıkarlarınız ile Başbakan olarak konumunuz arasında çıkar çatışması olacağı korkusunu uyandıran herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınmalısınız.
Yargıç Ronen, Netanyahu’nun açıklamalarının durumu değiştirdiğini düşündüğü için mahkemenin dilekçe üzerinde ön görüşme yapması gerektiğine karar verdi. Avukat Lechner ise mahkemenin kararını ‘ağır’ olarak niteleyerek bunu memnuniyetle karşıladı. Avukat Dafna Holtz-Lechner ayrıca, “Mahkeme, derin müzakerelerden sonra karara bağlanmayı hak eden bir dava olduğunun farkına vardı” dedi.
Avukatlar, bu kararın yorumlanması konusunda farklılık gösteriyor. Bazıları, mahkemenin Netanyahu’ya görevi bıraktırmaya yaklaştığına inanırken, bazıları ise yargıcın kararı, davayı reddetme konusunda tek başına sorumluluk almak istemediği için verdiğini savunuyor. Zira sokakta yoğun bir baskı var ve bu da Netanyahu’nun görevden alınmasını gerektiriyor.
Diğer yandan Netanyahu’nun destekçileri, mahkemenin, seçilmesinden aylar sonra bir başbakanı devirme kararı vermesini kabul etmeyeceğini söylüyor.
Şarku’l Avsat