47 bilim insanın gözünden "Türkiye Siyasetinin Sınırları"…

Onlarca bilim insanın katkılarıyla derlenen "Türkiye Siyasetinin Sınırları: Siyasal Davranış, Kurumlar ve Kültür" adlı kitap, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları tarafından yayımlandı

"Türkiye Siyasetinin Sınırları: Ersin Kalaycıoğlu'na armağan" kitap İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayımların'dan çıktı / Fotoğraf: Bilgi Üniversitesi

Yerli ve yabancı 47 bilim insanı bir kitaba imza attı. 

"Türkiye Siyasetinin Sınırları: Siyasal Davranış, Kurumlar ve Kültür" isimli kitap, geçen günlerde İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları tarafından piyasaya çıktı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kitap, siyaset bilimi hocası Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu için derlendi.

634 sayfadan oluşan kitabın editörlüğünü Prof. Dr. Ali Çarkoğlu, Prof. Dr. Emre Erdoğan ve Dr. Öğr. Üyesi Mert Moral yaptı.

Amaç, hem Kalaycıoğlu'nun çalışmaları ve çalışma alanlarını daha geniş bir okur kitlesine ulaştırmak hem de kariyeri boyunca yaptığı farklı faaliyetlerin izlerini olabildiğince geniş bir perspektiften okuyucuya sunmak.

Başvuru kaynağı olması konusunda iddialı

Kitapta kariyeri boyunca Kalaycıoğlu ile yolları kesişmiş bilim insanlarıyla yapılan 12 söyleşi ile dış politikadan demokratikleşmeye, siyasal kültür ve katılıma kadar pek çok farklı alanda toplamda 47 Türk ve yabancı bilim insanın yazıları yer alıyor.

 

Türkiye Siyasetinin Sınırları
"Türkiye Siyasetinin Sınırları" derleme kitap Ersin Kalaycıoğlu'na armağan edildi / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Türkiye'yi ve Türk siyasetini anlamak için farklı yöntem ve kurumsal yaklaşımları içeren kitap, bir başvuru kaynağı olması konusunda iddialı.

Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, "Türkiye Siyasetinin Sınırları: Ersin Kalaycıoğlu'na Armağan" kitabıyla ilgili Independent Türkçe'nin sorularını yanıtladı:

"Ulus-devlet kurma başarısını gösteren TBMM hükümetidir"

Yerli ve yabancı 47 bilim insanının katkılarıyla derlenen kitabı, Türk politik hayatının bir özeti olarak değerlendirmek mümkün mü?

"Türkiye Siyasetinin Sınırları" bir armağan kitabı olarak Ersin Kalaycıoğlu'nun kariyeri boyunca Türk siyasal hayatı konusunda araştırdığı siyasal temsil, siyasal katılma, siyasal kurumlar ve rejimler üzerinde siyaset bilimcilerin yaptıkları çalışmalardan örnekleri içeriyor. Kitabın bir armağan olarak hazırlanmış bulunması Türkiye'deki siyasal gelişmelerin bir özetini vermesi için yazılmadığının en belirgin kanıtıdır. Kalaycıoğlu siyasal temsil, yasama kurumu, yasama davranışı ve değişimini araştırarak başlamış olduğu akademik kariyerine daha sonra siyasal katılma ve seçim davranışı araştırmalarıyla devam ettiği için armağan kitapta da derleyiciler ve yazarlar benzer bir yayın içeriği oluşturmuş bulunuyorlar.

 

Bilgi Üniversitesi
Bilgi Üniversitesi / Fotoğraf : AA

 

"Derleyici ve yazarlar çok önemli bir çaba ve çalışma göstermişler"

Bu neticenin doğmasında siyasal davranış ve onu oluşturan siyasal değerler, tutumlar, inançlar, beklentiler, kısaca kitle siyasal kültürü olduğu kadar yasama davranışını oluşturan koşulları belirleyen siyasal seçkin kültürüdür. Ayrıca, anayasa, seçim mevzuatı gibi oynanan siyaset oyununun kuralları (siyasal rejim) da kitle ve seçkin kültürüyle etkileşim içinde belirli neticelerin doğmasına neden olmaktadır. "Türkiye Siyasetinin Sınırları" tüm bu olgu, koşul ve değişkenleri araştıran makalelerden oluşmuş bir çalışma olup, Türkiye'de siyasal hayat için önemli bir kaynak kitap olma özelliği taşımaktadır. Derleyiciler ve yazarlar çok önemli bir çaba ve çalışma göstermiş, uzun süre geçerliği olabilecek, tebrike şayan bir araştırma kaynağı vücuda getirmişlerdir.

"Yarının araştırmaları bu çalışmadan faydalanarak yapılacaktır"

Bu kitap geleceğe yönelik bir perspektif de sunuyor mu?

Siyaset belirli bir sosyo-ekonomik ve kültürel bağlamda oluşan bir olgudur; kuşaklararası intikal eden değer, inanç, tutumlarla süreklilik kazanan kimlikler, özdeşleşmeler, aidiyet duyguları içerir. Siyasal partiler, ideolojiler, kültürel kimlikler, dernek, vakıf, cemiyet veya hareketler bu yolla varlıklarını uzun süreli olarak sürdürürler. 'Türkiye Siyasetinin Sınırları' içinde yer alan makaleler tüm bu hususlara, hem son yüz yıllık süreçte gösterdikleri evrimi, hem de bugünkü konumlarını araştırmak suretiyle ışık tutmaktadırlar. Yarının araştırmaları bu çalışmaların bulgularını da göz önünde bulundurarak yapılacaktır. Tabii tek bir yayın, ne kadar hacimli bir kitap da olsa yeterli değildir, ama bu armağan temel kaynaklardan birisi olarak başvurulacak bir atıf kaynağı olarak önemini uzun süre sürdürmeye adaydır.

 

Ersin Kalaycıoğlu
Ersin Kalaycıoğlu / Fotoğraf: Twitter

 

"Hukuk devletiyle uyumlu demokrasi bir kez daha akamete uğradı"

Mevcut Türkiye siyaseti hakkında kısaca neler söylemek istersiniz?

Türkiye'de 1945'te başlayan çok partili siyasal hayat ve hukuk devletiyle uyumlu demokrasi (liberal demokrasi) oluşturma ve pekiştirme (consolidation) süreci bir kez daha akamete uğramıştır. İlk kez 1960 askeri darbesi, sonra 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 askeri darbeleriyle sekteye uğrayan bu süreç, bu kez sivil bir iktidar ve onun sistematik olarak yapılmasını sağladığı anayasa değişikliklerine destek veren seçmenler eliyle çok partili ve seçimli bir otokrasi (V-Dem'in tabiriyle electoral autocracy) sandıksal demokrasi arasında bir neo-patrimonyal sultanizm rejimi hükümetine dönüştürülmüştür. Bu gelişme neticesinde bir yandan başta TBMM olmak üzere pek çok siyasal, ekonomik ve toplumsal kurum aşınır ve yozlaşırken ve ülkede siyasal istikrarsızlık azalmadan devam ederken buna bir de ekonomik istikrarsızlık eklenmiş ve gelir dağılımı giderek bozularak yoksulluk iyice yaygınlaşmaya başlamıştır. Dar bir girişimci kadroya kamu ihaleleri de kullanılarak giderek büyük bir fon aktarımı da söz konusu olmuştur. Ahbap, çavuş (crony) kapitalizmine dönüşen ekonomi büyük çaplı usulsüzlük ve yolsuzluk şaibeleriyle çalkalanmaya başlamıştır. Bu ortamda muhalefetin sesinin güçlenmesi üzerine başta basın ve medya olmak üzere muhalif sesleri susturmak için çeşitli yasaklar ve soruşturmaların artması söz konusu olmuştur. Ülkenin ciddi ölçülerde bir yoksullaşma, yolsuzlaşma, yozlaşma ve yasaklarla yönetimi rutin bir uygulama haline gelmiştir. 

Kültürel kimlikler ve ayrışmalara dayalı çatışma (kulturkampf) üzerine inşa edilmiş olan böl-yönet siyasetini, medya ve basın üzerindeki denetimini de etkin olarak kullanan iktidar, etkili bir biçimde yöneterek 2023'te yapılan genel seçimlerdeki destek kaybını yüzde 6-7 civarında tutmayı başarmıştır. TBMM sandalyeleri azalsa da yasama çoğunluğuna sahip olan iktidar, ikinci turda da olsa cumhurbaşkanlığı seçimlerini de kazanarak bir 5 yıl daha sultanizm uygulamalarını sürdürmeye adaydır. Bu süreç demokratik aşınmayı yeni düzeylere çıkartacağı gibi otoriterlik uygulamalarını da daha köklü hale getirmeye dönüştürecek gibi durmaktadır.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU