Reuters’ın “ABD ve İsveç'te yolsuzluk ile mücadele konusunda yetkili makamlar, İsveç merkezli bir şirketin Türkiye pazarında hakim konuma gelmek için yardımcı olması karşılığında cumhurbaşkanının oğlu Bilal Erdoğan'a on milyonlarca dolar tutarında komisyon ödemeyi taahhüt ettiği konusundaki şikayeti inceliyorlar” haberine İletişim Başkanlığı, Adalet Bakanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı’ndan tepki geldi.
Haberde; ABD'li bir şirkete ait olan İsveç merkezli Dignita Systems AB adlı şirketin içinde yer aldığı komisyon sistemine ilişkin planın detayları, Reuters tarafından da görülen şirket içi yazışmalar ve belgeler ile konuya yakın bir kaynağa dayandırıldı. Sistem ve ön inceleme hakkındaki haber ilk defa Reuters'ta yer aldı.
Reuters tarafından görülen kişisel şikayet başvurusuna göre; İsveçli Dignita, Bilal Erdoğan'a herhangi bir ödeme yapmadı. Ayrıca Dignita, iki kişinin verdiği bilgi ve Reuters tarafından görülen şirket içi yazışmalara göre ani bir kararla komisyon ödeyeceği projeden vazgeçti.
Dignita'nın sahibi olan ABD'li şirket, projeden vazgeçildiğini Reuters'a teyit ederek Türkiye'deki "potansiyel olarak endişe verici davranışlardan" haberdar olduktan sonra bazı çalışanların işine son verildiğini ifade etti.
Adli makamlara yapılan başvuruya göre, Dignita pazarladığı ürünlerin satışını artıracak düzenlemelerin Türk hükümeti tarafından hayata geçirilmesini istiyordu.
Dignita, sürücülerin ne kadar alkollü olduğunu tespit eden promil ölçüm cihazı ve sürücü alkollüyse aracın motorunu kilitleyen cihazın satışını yapıyor.
Şikayet başvurusuna göre, Dignita Türkiye pazarında cihazların satışı için 10 yıl süreyle münhasırlık hakkı verilmesi karşılığında, bir tabela şirket vasıtasıyla Bilal Erdoğan'ın yönetim kurulunda olduğu iki kuruma lobicilik ücreti adı altında 10 milyonlarca dolar komisyon ödeyeceği taahhüdünde bulundu.
Dignita bu plandan Eylül ayında vazgeçmiş olsa da, bunu kurgulamış olması bazı yabancı yatırımcıların Türkiye'de işlerini bağlamak ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile irtibat kurabilmek için Bilal Erdoğan'ı nüfuzlu kişi olarak gördüklerine işaret ediyor.
Dignita'nın üst yöneticisi Anders Eriksson, iddialar hakkındaki soruları şirketteki görevinden ayrılmak üzere olduğunu ve şirket ile gizlilik anlaşması yaptığını belirterek yanıtlamadı.
Bilal Erdoğan, avukatı üzerinden, Dignita ile birlikte hareket ettiği iddiasının "tamamıyla yanlış" olduğunu belirtti. Avukatı ayrıca iddiaları "yalan sarmalı" olarak niteledi.
Reuters Cumhurbaşkanı Erdoğan veya Bilal Erdoğan'ın konudan haberdar olup olmadığını veya Bilal Erdoğan'ın iddia edildiği gibi Dignita'nın komisyon planının bir parçası olup olmadığını bağımsız kaynaklardan teyit edemedi.
Reuters tarafından görülen resmi belgelere göre ABD Adalet Bakanlığı ve İsveçli savcılar, Nisan ayında gelen ihbarı değerlendirmek üzere birer yetkili atadı. Yetkililer ABD ve İsveç'in yolsuzluk ile mücadele yasalarının çiğnenip çiğnenmediğini belirlemek üzere ön inceleme yürütecek. Ön incelemeler ise soruşturma veya suç isnadı ile sonuçlanmayabilir.
ABD ve İsveçli rüşvet ile mücadele uzmanlarının verdiği bilgiye göre, komisyon ödeneceğinin belirtiliyor olması bile yolsuzluk ile mücadele yasaları kapsamında suç teşkil edebiliyor.
Washington merkezli Transparency International US'te görevli yolsuzluk ile mücadele konusunda uzman avukat Scott Greytak, para el değiştirmemiş olsa bile FCPA olarak bilinen ABD'nin ülke dışında yolsuzluk ile mücadele düzenlemelerinin çiğnendiğinin kanıtlanabildiğini ifade ederek, "Yalnız bunun için bir anlaşma yapıldığını ve bu niyetle söz konusu paranın yatırılabileceği bir banka hesabının açılması gibi aleni eylemler olduğunu kanıtlamanız gerekir" dedi.
ABD Adalet Bakanlığı ve İsveç savcılık makamı sözcüleri konu hakkındaki sorulara cevap vermedi.
İsveçli Dignita, dünyanın en büyük özel sermaye fonu yöneticilerinden Apollo Global Management'a bağlı Teksas merkezli 1A Smart Start LLC şirketine ait olduğu için, ABD'nin Dignita'nın Türkiye'deki eylemlerini FCPA altında inceleme yetkisi olabilir.
Apollo, kendisine yöneltilen soruları Smart Start'a yönlendirdi. Smart Start ise hiç ürün satmadığı Türkiye'den gelir elde etmediğini belirtti.
Şirket yaptığı açıklamada, "Türkiye'de ileride oluşabilecek iş imkanları hakkında potansiyel olarak endişe verici davranışlardan haberdar olmamızın ardından derhal bir inceleme yürüttük ve düzeltmek üzere adım attık. Bu adımlar kapsamında şirketin tek çalışanını ve dışarıdan hizmet veren danışmanları işten çıkardık" dedi.
Sicil kayıtlarına göre Smart Start'ın Türkiye'de kurulu bir iştiraki bulunuyor.
İsveç'in Dignita hakkında başlattığı ön inceleme Türkiye ile ilişkilerin hassas olduğu bir dönemde gerçekleşiyor. Türkiye NATO'ya üyelik için geçen yıl başvuran İsveç'in üyeliğini onaylamayarak terör örgütü mensuplarına ev sahipliği yapmakla suçladı. İsveç ise bu iddiaları reddetti.
İki aşamalı plan
Dignita'nın Türkiye için kurguladığı iş planı, Cumhurbaşkanı Erdoğan için hazırlanan ve Reuters tarafından görülen sekiz yansıdan oluşan sunumda yer aldı.
Plan bazı araç ve sürücü sınıfları için promil ölçen ve motor durduran cihazın kullanımını zorunlu hale getirmeleri için Türk yetkililerin ikna edilmesine, akabinde cihazın Türkiye'de 10 yıl süreyle münhasır satış haklarının elde edilmesine dayanıyordu.
Dört yıl süren çabaların ardından Dignita, şirket belgelerine göre söz konusu planı, Haziran 2022'de gönderilen bir mektup ile cumhurbaşkanına iletti.
Konuya yakın bir kişinin verdiği bilgiye göre, Dignita bir şirket temsilcisinin Bilal Erdoğan ile Şubat 2022'de yaptığı ve şirketin iki aşamalı iş planının ele alındığı görüşmenin ardından cumhurbaşkanına mektup gönderme fırsatını elde etti.
İki aşamalı planın ilk aşaması, Reuters tarafından görülen ve "pazar keşif anlaşması" olarak adlandırılan 11 sayfalık bir belgede ayrıntılarıyla anlatılıyordu. Bu anlaşmaya göre Smart Start şirketinin Türkiye iştiraki, İsveçli ve ABD'li şirketlerin seçtiği bir şahsın kontrolünde olacak İstanbul merkezli bir tabela şirketine düzenli olarak danışmanlık ücreti ödeyecekti.
Anlaşmaya göre, araçlara takılacak Dignita promil ölçer cihazların adedine bağlı olarak tabela şirketine cihaz başına ayda 0.5 ila 3 dolar arasında düzenli danışmanlık ücreti ödenmesi öngörüldü.
Dignita'nın yazışmalarına göre Mart 2022 tarihli anlaşmada 10 yıllık münhasırlık süresi boyunca tabela şirkete 500,000 adet araca kurulum karşılığında 54 milyon dolar, araç sayısının 2 milyon adede çıkması halinde ise 384 milyon dolara kadar yükselen tutarda danışmanlık ücreti ödenmesi öngörüldü.
Planın sadece sözlü olarak üzerinde mutabık kalınan ikinci aşaması ise, konuya yakın kişinin verdiği bilgiye göre tabela şirketten Bilal Erdoğan'ın üst düzey yönetici olarak mensubu bulunduğu heyetinde bulunduğu iki kuruluşa, yani İbn Haldun Üniversitesi ve TÜGVA vakıflarına yüksek miktarda bağışta bulunulmasından oluşuyordu.
İbn Haldun Üniversitesi, İstanbul belediye başkanı olduğu dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın öncülüğünde kurulan TÜRGEV vakfı tarafından kuruldu. TÜGVA ise yirmiden fazla kentte öğrencilere yurt hizmeti sunuyor.
Muhalefet liderleri, iki vakfın bağış ve hibe adı altında kaynak aktarım sistemi haline geldiklerini iddia ediyorlar.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'ndan üst düzey yetkili muhalefetin kaynak aktarım sistemi kurdukları iddiası hakkındaki sorularına cevap vermedi. TÜRGEV sözcüsü vakfın Dignita ile hiçbir bağı olmadığını ve vakfın usulsüz faaliyetlerle bağlantısı olduğu iddialarının temelsiz olduğunu ifade ederek, "Faaliyetlerimizde şeffaflığın sağlandığından emin olunması için idari ve finansal konularda düzenli olarak bağımsız denetimden geçmekteyiz" dedi. İbn Haldun Üniversitesi ve TÜGVA sorulara cevap vermedi.
Kamuoyu önünde sık gözükmeyen 42 yaşındaki Bilal Erdoğan, daha önce de yolsuzluk iddialarına maruz kaldı. İtalyan savcılar 2016 yılında beyanda bulunmadan ülkeye nakit para soktuğu iddiasıyla Bilal Erdoğan aleyhine kara para aklama soruşturması başlattı. Erdoğan iddiaları kabul etmedi. Savcılar daha sonra delil yetersizliği sebebiyle soruşturmayı kapattı.
Dignita, yol güvenliği cihazları satmak üzere Türkiye'de 2017 yılında faaliyete geçti. Şirket kayıtlarına göre, aynı yıl Dignita'nın CEO'su Eriksson, Smart Start tarafından kurulan Türkiye biriminin başına geçti.
Dignita ve Smart Start konuya yakın kaynağın verdiği bilgiye göre birkaç yıl boyunca, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile dolaylı olarak bile bağlantı kuramadıkları için ticari anlamda ilerleme kaydedemedi.
Ancak şirketin kaderi 2021 başlarında Eriksson'un yardımcısı ile ilahiyat profesörü ve eski milletvekili İrfan Gündüz'ün bir araya gelmesi ve şirketin iş planını paylaşmasının ardından değişti. Kaynağın verdiği bilgiye göre, Dignita Bilal Erdoğan'a yakın olduğu, böylece Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ulaşılabileceği varsayımıyla İbn Haldun Üniversitesi mütevelli heyeti başkanı olan Gündüz ile irtibat kurmaya karar verdi.
Reuters tarafından 30 Mayıs'ta ulaşılan Gündüz, ABD'de bir iş gezisinde olduğunu, iddiaların "dedikodudan" ibaret olduğunu belirterek "ne ben ne de Bilal Bey bu şirketin adını duymadık, görüşme yapmadık" dedi.
"Hayal bile edemiyorum”
Dignita için kapılar Gündüz ile yapıldığı iddia edilen görüşmenin ardından açıldı ve şirket, iç yazışmalara ve konuya yakın kaynağın verdiği bilgiye göre trafik düzenlemelerine promil ölçen cihaz ve motor kilitlerinin nasıl ekleneceği konusunda hükümetten üst düzey bir yetkili ile görüştü.
Bazı ülkeler, toplu taşıma aracı şoförleri ile daha önce alkollü araç kullandığı tespit edilen kişilerin araçlarında motor bloke cihazı bulunmasını zorunlu kılıyor. Sürücünün motoru çalıştırmadan önce promil ölçen cihaza üflemesi gerekiyor ve nefesteki alkol oranı belirli bir sınırın üzerindeyse cihaz aracın çalışmasını engelliyor.
Konuya yakın kaynağın verdiği bilgiye göre, Dignita 2021 yılı baharında Gündüz'ün 100 milyon dolara kadar ulaşması muhtemel bir miktarda peşinen lobicilik ücreti istediğini anladı. Dignita CEO'su Eriksson, yardımcısına gönderdiği 8 Haziran tarihli mesajında, "Bunu konuşalım" dedi.
Eriksson ile yardımcısı arasında geçen yazışmalara bakıldığında, özellikle randevu belirleme mesajlarında Gündüz'den ismiyle, Bilal Erdoğan'dan da ismi ya da "oğlu" şeklinde bahsediliyor olsa da, daha sonraki yazışmalarda ikisi "Lobi" olarak adlandırıldı.
Reuters tarafından görülen yazışmaya göre Eriksson, "Lobi bunun için 100 milyon alacak olursa bundan son derece mutlu olacaklardır. Böyle bir paraları olduğunu veya kolayca 100 milyon kazanacakları bir fırsatla bir daha karşı karşıya kalacaklarını hayal bile edemiyorum" dedi.
Reuters, Gündüz'ün lobicilik faaliyetleri için ücret talep edip etmediğini teyit edemedi.
Eriksson, yardımcısıyla devam eden yazışmalarında bu ücret karşılığında satın alınacak hizmetleri netleştirmeye çalışıyordu. Aynı günkü diğer bir yazışmada Eriksson, "Lobinin bizi ileriki dönemde desteklemesini ve rekabetten 'korumasını' istiyoruz" dedi. Yazışmaya göre rakip şirketlerin pazara girmesi halinde ödenecek ücret yarıya inecekti.
Eriksson ayrıca Dignita'nın lobi faaliyetleri için ücret ödemeden önce Türkiye'de para kazanması gerektiğini de açıkça belirtti. 14 Haziran tarihli mesajda Eriksson, "Onlar bunu kabul etmezse biz de duralım. Para kazanmadan para ödüyor olmamıza şirket sahiplerimiz asla izin vermezler" dedi.
2022 yılı başlarına gelindiğinde ise, konuya yakın kaynağın verdiği bilgiye göre İsveç ve Türk tarafı peşin ödeme fikrinden vazgeçerek yerine lobicilik ücreti ödemelerinin sürekli yapılacağı ve tabela şirket tarafından gerçekleştirileceği iki aşamalı planı değerlendirmeye aldı. Bilal Erdoğan ile 25 Şubat'ta Anadolu yakasındaki bir çocuk müzik okulunda yapıldığı iddia edilen görüşmenin ardından Dignita, şirket yazışmalarına göre Cumhurbaşkanı Erdoğan'a iş planlarının çerçevesinin aktarılacağı resmi bir mektup göndermesi gerektiği kanaatine vardı.
Eriksson, şirket yazışmalarına göre 2022 yazında Smart Start'ın CEO'su Matthew Strausz'dan söz konusu mektubun taslağı ile bazı talimatların bulunduğu bir mesaj aldı. ABD'li şirketin CEO'su, "Anders," diye başlayan 23 Haziran tarihli mesajında "Ekteki dosyaya bak. Cumhurbaşkanına hitap kısmı hariç kullanılacak olan taslak bu. Hukuk müşavirinden onay aldı. Çevirisini yaptırıp nihai onay için geri gönderebilir misin? Apollo'nun... avukatı son bir kere gözden geçirecek, sonra göndermene izin vereceğiz" dedi.
Strausz soruları Smart Start sözcüsüne yöneltti. Şirket yanıtında, mektubun iletilmesinde CEO'nun nasıl bir rol oynadığı sorusuna değinmedi.
Cumhurbaşkanına iletilmesi için hazırlanan 29 Haziran tarihli üç sayfalık mektup Dignita CEO'su tarafından mavi mürekkepli kalem ile imzalandı. Reuters tarafından görülen mektupta, Erdoğan'ın Türkiye'de yol güvenliğini artırmak için attığı adımların başarılı olduğu ve şirketin bu başarıları ilerletmek için yardımcı olabileceği belirtiliyordu.
Mektupta daha önce alkollü araç kullandığı tespit edilen sürücülerin araçları ile toplu taşıma araçlarında promil ölçer cihaz kullanılması zorunlu hale getirilirse ve cihaz sözleşmesi Dignita ile yapılırsa şirketin "yatırım yapmamızı sağlayacak koşullar ve garantileri" görüşmeye hazır olduğu ifade edildi.
İletmesi için Gündüz'e verilen mektup, konuya yakın kaynağın verdiği bilgiye göre cumhurbaşkanlığına Temmuz ortasında ulaştırıldı.
Dignita yöneticileri her ne kadar mektubun Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından okunup okunmadığından emin olamasa da, konuya yakın kaynak derhal olumlu bir etkisi olduğunu ifade etti. İç yazışmalara göre şirket, bundan sonraki adımları ele almak üzere Erdoğan yönetiminden üst düzey bir yetkili ve belki de cumhurbaşkanının kendisi ile yakında görüşme yapabileceklerini Gündüz'den öğrendi.
Şirket kayıtlarına göre Dignita, söz konusu tabela şirketi Temmuz ayında İstanbul'da kurdu. Ağustos ayında ise Cumhurbaşkanı Erdoğan için sekiz yansıdan oluşan bir sunum hazırlandı.
Ancak bu tarihlerde Dignita'nın sahibi ABD'li Smart Start ve Apollo, Türkiye'deki faaliyetlerinin ABD'deki yolsuzluk ile mücadele kanunlarına aykırılık teşkil etme ihtimali dahil olmak üzere uygunsuz sonuçlarından endişe duymaya başladı. Şirket içinde yürütülen gözden geçirmenin ardından proje faaliyetine son verildi.
Dignita, Türkiye'deki görüşmelere katılan bir kişiye Eylül ayında gönderdiği mesajda herhangi bir gerekçe belirtmeden projeden vazgeçtiğini bildirdi.
Peş peşe tepki geldi
Habere ilk olarak Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Reuters haber ajansının bugün, özel dosya başlığıyla abonelerine servis ettiği ve Sayın Cumhurbaşkanımızın oğlu Sayın Bilal Erdoğan'a yönelik mesnetsiz iddialarla dolu bir senaryodan müteşekkil sözde haber; gazetecilik tarihi açısından hem kara bir lekedir hem de 171 yıllık bir medya kuruluşunun kendini açıkça küçük düşürmesinin acınası bir örneğidir" ifadeleriyle tepki gösterdi.
Altun, sosyal medya hesabından Reuters haber ajansının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan hakkındaki haberine ilişkin paylaşımda bulundu.
Reuters haber ajansının bugün, özel dosya başlığıyla abonelerine servis ettiği ve Sayın Cumhurbaşkanımızın oğlu Sayın Bilal Erdoğan’a yönelik mesnetsiz iddialarla dolu bir senaryodan müteşekkil sözde haber; gazetecilik tarihi açısından hem kara bir lekedir hem de 171 yıllık bir… pic.twitter.com/twEZa3OtSB
— Fahrettin Altun (@fahrettinaltun) June 26, 2023
"Reuters haber ajansının bugün, özel dosya başlığıyla abonelerine servis ettiği ve Sayın Cumhurbaşkanımızın oğlu Sayın Bilal Erdoğan'a yönelik mesnetsiz iddialarla dolu bir senaryodan müteşekkil sözde haber; gazetecilik tarihi açısından hem kara bir lekedir hem de 171 yıllık bir medya kuruluşunun kendini açıkça küçük düşürmesinin acınası bir örneğidir." ifadelerini kullanan Altun, "temel habercilik kriterlerine asgari düzeyde dahi olsa riayet edilmemiş bu dezenformasyon ürününün, içerisinde yer alan cümlelerle kendisini yalanlaması ve gerçekle uzaktan yakından ilgisinin olmadığını adeta itiraf etmesinin gazetecilik derslerinde okutulacak cinsten olduğunu" belirtti.
Paylaşımında, haberdeki, "Bir kişi tarafından yetkililere sunulan ve Reuters tarafından da incelenen şikayete göre sonuçta herhangi bir rüşvet ödenmedi. Aslında İsveçli şirket Reuters tarafından görülen şirket yazışmalarına göre, geçen yılın sonlarında projeden aniden vazgeçti. Reuters, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve oğlu Bilal'in Dignita'nın iddia edilen rüşvet planından haberdar olup olmadıklarını veya bu plana dahil olup olmadıklarını bağımsız olarak teyit edemedi" bölümünü nakleden Altun, şunları kaydetti:
Tamamen hayal mahsulü senaryolarla dolu olan, gazeteciliğin en temel etik ilkelerini hiçe sayan ve Sayın Cumhurbaşkanımızın ailesini hedef aldığı apaçık ortada olan bu algı operasyonunun, tam da önümüzdeki günlerde gerçekleşecek NATO Liderler Zirvesi öncesinde yayımlanması da akla ciddi soru işaretleri getirmektedir. Şunu çok net şekilde vurgulamak isteriz ki, Türkiye’ye baskı yapmak amacıyla Türkiye karşıtı lobi ve kamu otoritelerince yönlendirilen bu operasyonel haber Türkiye’nin ilkesel tutumuna asla zarar veremeyecektir. Bilhassa 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında yoğunlaşarak devam eden Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik bu tip saldırılar, Türk milletinin iradesine saygısızlık anlamı taşıdığı gibi bizi yolumuzdan döndüremeyecek beyhude çabalardır. Dezenformasyona karşı vermiş olduğumuz mücadelenin de ne denli önemli olduğunu tüm dünyaya bir kez daha kanıtlayan bu yalan haberi servis eden Reuters'ı kınıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde milletimizin ve uluslararası kamuoyunun manipüle edilmesine müsaade etmemek için gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz.
Adalet Bakanı Tunç: Ajansı kınıyoruz
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Reuters haber ajansının Bilal Erdoğan hakkındaki haberinin, gerçek dışı iddialar içeren asılsız bir haber olduğunu belirtti.
Reuters haber ajansı tarafından servis edilen, gerçek dışı iddialar içeren asılsız haber, basın özgürlüğü sınırlarını aşan, tamamen karalamaya ve ülkemiz aleyhine algı oluşturmaya yönelik dezenformasyondan ibarettir.
— Yılmaz TUNÇ (@yilmaztunc) June 26, 2023
Haberin içinde, hem “teyit edemedik” diyeceksiniz, hem de… pic.twitter.com/nYSrGwDWM1
Söz konusu haberin basın özgürlüğü sınırlarını aşan, tamamen karalamaya ve ülke aleyhine algı oluşturmaya yönelik dezenformasyondan ibaret olduğunu vurgulayan Tunç, şunları kaydetti:
Haberin içinde, hem 'teyit edemedik' diyeceksiniz hem de buna rağmen teyit edemediğiniz içeriği haberleştirerek, Sayın Cumhurbaşkanı'mız ve ailesi hakkında itibar suikastına yöneleceksiniz. Kaldı ki demokratik hukuk devletlerinde ve uluslararası hukukta basın özgürlüğünün sınırları bellidir ve yalan haberle şahsiyet haklarının ihlali kesinlikle kabul edilemez. Karalama ve şahsiyet haklarının ihlaline yönelik düzmece haber yapan söz konusu ajansı kınıyor, basın etiğine ve en temel gazetecilik ilkelerine uygun davranmaya davet ediyoruz.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: NATO Zirvesi öncesi manipülasyon
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "NATO Zirvesi öncesi Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Sayın Bilal Erdoğan'a yönelik manipülasyon ve yalan haber yapan Reuters haber ajansını kınıyorum. Herkes bilmelidir ki Türkiye Cumhuriyeti uluslararası hukuk çerçevesinde milli menfaatleri ile hareket eder" ifadelerini kullandı.
NATO Zirvesi öncesi Cumhurbaşkanımız @RTErdogan’ın oğlu Sayın Bilal Erdoğan’a yönelik manipülasyon ve yalan haber yapan Reuters haber ajansını kınıyorum.
— Cevdet Yılmaz (@_cevdetyilmaz) June 26, 2023
Herkes bilmelidir ki Türkiye Cumhuriyeti uluslararası hukuk çerçevesinde milli menfaatleri ile hareket eder.
Independent Türkçe, Reuters