Bir yıl önce, Fas'ın kuzeyindeki bir sınır kapısından İspanyol yerleşim bölgesi Melilla'ya geçmeye çalışan en az 37 göçmen öldürülmüştü. 76 kişi ise halen kayıp. Trajedinin birinci yıldönümünde, insan hakları aktivistleri bugüne kadar herhangi bir cezanın uygulanmamasını kınıyor.
Fas ve İspanya polisinin müdahalesindeki ölümler üzerine yapılan bir dizi kınama açıklamasına rağmen Avrupa Parlamentosu'nda radikal sol Podemos Partisi’ nin İspanyol üyesi Miguel Urban Crespo, AFP'ye verdiği demeçte, hala sorumluların ceza almadığını söylüyor. Crespo, Avrupa ve İspanya için korkunç bir emsal teşkil eden olayda Fas ve İspanya'yı en çok eleştiren siyasetçilerden.
24 Haziran'da, çatışmaların yaşandığı yoksul ülke Sudan'dan gelen yaklaşık 2 bin yasadışı göçmen, Melilla kentine girmeye çalışarak İspanyol yerleşim bölgesi ile Fas'ın Nador şehri arasındaki kapalı sınır kapısında yüksek demir çitlerden tırmandı. Ancak Faslı yetkililerin bildirdiğine göre olayda 23 göçmen hayatını kaybetti. Bu, Afrika ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki kara sınırını oluşturan Melilla veya Ceuta yerleşim bölgelerine yönelik sızıntılarda kaydedilen en yüksek can kaybı sayılıyor.
Uluslararası Af Örgütü ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi (UNHRC) tarafından atanan bağımsız uzmanlar, ölü sayısının en az 37 olduğunu tahmin ederken, insan hakları aktivistleri ise 76 kişinin daha kayıp olduğunu söylüyor.
Bu hususta suçlanan iki ülke konumundaki Fas ve İspanya’daki yetkililer, aşırı güç kullanılmadığını, göçmenlerin güvenlik güçlerine karşı şiddet içerikli davranışlarda bulunduğunu öne sürüyor.
Rabat, bazı göçmenlerin yüksek demir çitlerden düşerek, diğerlerinin ise izdiham neticesinde öldüğünü söylüyor.
İspanya Başsavcılığı, Aralık ayı sonlarında yaptığı açıklamada, İspanyol güvenlik güçlerinin müdahalesinin göçmenlerin yaşamlarına veya fiziksel güvenliklerine yönelik tehlikeyi artırdığı sonucuna varılamayacağını öne sürdü. Olayın ertesi gün açılan soruşturmada gizlilik kararı aldı.
Karar, trajediyi basında gündemden düşürdüğü için İspanya İçişleri Bakanı Fernando Grande-Marlaska’yı rahatlattı. Ancak insan hakları örgütleri açısından ise iki ülkenin gerçekleri gösterme konusundaki isteksizliğini ortaya koydu.
Uluslararası Af Örgütü (Amnesty), göçmenlerin yerde yatarken göz yaşartıcı gaza maruz kaldığını ve dövüldüğünü bildirdi. Bu suçlamalar, Fas güvenlik güçlerini kayıtlı görüntülere dayanarak aşırı şiddet kullanmakla suçlayan BBC ve Hollanda merkezli gazetecilik kuruluşu Lighthouse Reports tarafından da belgelendi.
Bask Bölgesi’nin ayrılıkçı Bildu Partisi Milletvekili Jon Inarritu, ölen kişi sayısı veya ölüm nedenlerinin bilinmesine izin vermeyen İspanyol soruşturmasının erken kapatıldığına inanıyor.
Trajediden kısa bir süre sonra Melilla'yı ziyaret eden Inarritu, İspanyol hükümetinin Faslı yetkilileri üzmek istemediğinin aşikar olduğunu sözlerine ekledi. Madrid'in, Fas'ın iki ülke arasındaki önceki gerilim dönemlerinde de yaptığı gibi göçmenlerin geçişine imkan sağlayarak bir tepki verebileceğinden endişe ettiğini ifade etti.
Şarku’l Avsat’a konuşan Fas İçişleri Bakanlığından bir kaynağın bildirdiğine göre, yıl başından bu yana Nador'dan Melilla'ya hiç yasa dışı geçiş kaydedilmedi. Faslı yetkililer geçen yıl 16 girişimi engellemişti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Fas tarafında ise Nador'daki Başsavcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı, ancak herhangi bir sorumluluk belirlenmedi. Mahkeme, bu girişime katılan 87 göçmenin, yurtdışına kaçak göç organize etmek ve kolaylaştırmak için bir suç çetesine katılım suçlaması dahil olmak üzere çeşitli suçlamalarla mahkumiyetine karar verdi. Fas İnsan Hakları Derneği Nador şubesinin bildirdiğine göre, bu kişiler 2,5 ila 4 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldı.
Şube başkanı Ömer Naci, akıbeti bilinmeyen 76 kişi başta olmak üzere pek çok çözülmemiş soruyu yanıtlayan bağımsız bir soruşturma yürütülmesi gerektiğini vurguladı.
Göçmenlere Zor Durumda Yardım Derneği Başkanı Hasan Ammari de aynı ifadelere başvurarak örneğin ambulanslar daha erken gelseydi önlenebilecek olan bu trajediyle ilgili bağımsız bir soruşturma talep etti.
Caminando Fronteras insan hakları kuruluşu aktivisti Helena Maleno’nun ifade ettiğine göre, geçtiğimiz hafta beş İspanyol insan hakları örgütü, hayatta kalanların, mağdurların ve ailelerinin gerçeği öğrenmesi ve adaleti bulması için geriye kalan tek seçenek olarak bir yargılama başlatmayı umarak yanıt almak için Melilla'daki yargıya şikayette bulundu.
Faslı yetkililerin ifade ettiğine göre şimdiye kadar yalnızca bir kurbanın cesedinin kimliği belirlendi ve ailesi tarafından gömüldü. Ömer Naci, diğer kurbanların cesetlerinin hala Nador’daki morgda kimliklerinin belirlenmesi DNA testi beklediğini ifade etti.
Şarku’l Avsat