Van Gölü'nün binlerce yıllık sakini olan inci kefal balığı tarihin en kötü sürecini yaşıyor.
Göldeki kirlilik ve akar suların üzerine kurulan barajlar balık göçünde olumsuz etki yarattı.
Geçen yıla kadar milyonlarca balık üreme mevsiminde suyun tersine doğru yüzüyorken bu yıl alışık olunan manzara yaşanmadı.
YYÜ ve Doğa Gözcüleri Derneği 1997 yılından beri inci kefal balığı için bir koruma stratejisi geliştiriyor.
Hükûmetin üreme mevsiminde balık avlamayı yasaklamasına rağmen, bu tür balıkçılık büyük bir iş haline geldi.
1960'larda yılda 600 ton balık toplanabiliyorken; bugün bu sayı 50 bin ton civarlarında seyrediyor.
Tür, 1994 yılında International Union for Conservation of Nature and Natural Resources (IUCN) "Kırmızı Listesi"nde "Tehlike Altında" olarak kabul ediliyordu.
Günümüzde balığın ürediği akar sular üzerinde yapılan barajlar ve DSİ'nin bilinçsiz sulama politikası gölün tek endemik balık türünü aynı zamanda diğer endemik türlerinde yok olmasına yol açıyor.
"İşte bilinçsizliğin yol açtığı manzara ve yok ettiğimiz doğal mucize" diyen çevreciler, yıllardır bilinçsiz politikalara karşı mücadele ettiklerini ifade ederek balık göçündeki azalmaya dikkat çekti.
Yılın en düşük su seviyesi
Deli Çay, Zilan Çayı ve Bendimahi Sazlıkları, inci kefal balığının ürediği merkezi noktalardan biri.
Ancak bu su kaynaklarının üzerinde yapılan barajlar sebebiyle kaynakları her geçen yıl gözle görülebilir oradan azalıyor.
Bu yıl geçen yıla rağmen su seviyesinin daha düşük olması balık göçünde de azalma olduğunu gösteriyor.
Van ÇEV-DER Başkanı Ali Kalçık, HES'lerin yarattığı tahribata yıllardır dikkat çekmeye çalıştıklarını ifade ederek buna rağmen seslerini duyuramadıklarını söyledi.
"Doğa her geçen gün, birileri kasalarını parayla doldursun diye tahrip ediliyor" diyen Kalçık, yasalar ve mevzuatların dikkate alınmadığına işaret ederek şunları söyledi:
Bugün geldiğimiz nokta yılardır söylemeye çalıştığımız olayıdır. Bakın, Van Gölü'nün endemik balık sayısı gözle görülecek düzeyde azaldı.
"Sudaki seviye düşüklüğü nedeniyle balık göçü erken başladı"
Bölgede yaklaşık 35 yıldır doğa fotoğrafçılığı yapan Ferzende Coşar, barajların suları kesmesi üzerinde su debisinde ciddi düşüşler yaşadığını belirtti.
Geçmiş yıllara göre bu yıl su seviyesindeki düşünün görülmediğini aktaran Coşar, sözlerine şöyle devam etti:
Geçen sene 13 Mayıs'ta gelen balık bu yıl 6 Mayıs'ta gelmeye başladı. Su debisinin düşük olması sebebiyle su sıcaklığında artış yaşandı. Bu nedenle balık göçü erken başladı. Bu balık sulardaki düşüş nedeniyle üreyemiyor, şu anda Deli Çay'ın dibinde tıklım tıklım balık yumurtaları var. Eğer bir yağmur yağmazsa suda artış yaşanmazsa bu yumurtalarda tehlike atında.
"Bütün bu canlıların yaşamı ve nesli tehlike altında"
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin girişimleri sonucunda baraj kapıları açıldığını fakat buna rağmen şu anki su seviyesi düşük olduğunu söyleyen Coşar, "Suyu seviyesi biraz daha düşerse ciddi balık ölümleri yaşanır. Bu derelerde sadece inci kefali yok, çok sayıda endemik balık türü mevcut, bunlar Erciş bıyıklısı, kayabalığı ve bir de İnci Kefal'den küçük bir balık türü var. Bütün bu canlıların yaşamı ve nesli tehlike altında. Yetkililer bu anlamda bir çalışma yürütmeli" şeklinde konuştu.
"Böyle devam ederse fotoğraflarla sınırlı kalacağız"
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Esin Eskitaş, "Burası doğa harikası bir yer. Geçmiş yıllarda su seviyesi daha yüksek olduğu için balık oranı çok yüksekti ve şu suyun üstü balıklardan sim siyahtı. Bu yıl mevsimi olmasına rağmen 3-5 tane görebiliyoruz" dedi.
Yaşanan çevre kirliliği, barajların yapılması ve sulama amacıyla tatlı suların kullanılması sebebiyle su seviyesinin çok düştüğüne dikkati çeken Prof. Dr. Eskitaş, "İnci kefali doğa harikası bir canlıdır. Bu tür endemik canlıları korumak önemli bir sorumluluktur. Öncelikli olarak her bir birey doğaya saygılı olmalı. Bizler doğaya bir verdiğimizde bin alıyoruz. Buradaki yaşanan kirlilik doğaya olan saygısızlığımızın göstergesidir. Bu şekilde duyarsızlığa devam edersek ileriki süreçlerde sadece geride kalan fotoğraflarla sınırlı kalacağız" ifadelerini kullandı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Çevre aktivisti Güven Çalık da akarsular korunmazsı gerektiğine dikkat çekerek, bunun mücadelesini verdiklerini söyledi.
Dünyanın belli bir denegede yaratıldığına ve insanlığın o dengeyi bozduğuna işaret eden Çalık, "Allah dünyayı yarattıktan sonra aldı eline dedi ki; 'Buna bir imar planı çıkaralım. Şurası çöl olsun. Şurası buzul olsun. Burası orman olsun. Burası da deniz olsun.' Bir imar çıkardı. 'Yeraltında sularımız var, yer üstünde sularımız var. Ona göre de siz insanlar ona göre bir yerleşim yapın. Ona göre tarım yapın. Ona göre hayatınızı idame edin' dedi. Biz ne yaptık? Allah'ın çizdiği bu imar planını beğenmedik. Çünkü biz haşa Allah'tan daha iyi biliyoruz. Ne yaptık? 'Yahu canım Allah bilmemiş de biz buradan suyu alıp, baraj yapalım.'" diye konuştu.
Dünyanın başka hiçbir yerinde bulunmayan bu balık, gölün diğer tatlı su ve deniz balıkları için uygun olmayan tuzlu ve karbonatlı sularında yaşar.
Her yılın mayıs ve haziran aylarında, somon balığı gibi havada uçarak yumurta bırakmak için gölün kollarından yukarı doğru hareket eder.
© The Independentturkish