Cumhurbaşkanlığı ve 28'inci dönem milletvekilliği seçimleri sonrası Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) içinde de dışında da tartışmalar bitmiyor. 

"Seçim sonuçları sıradan bir kayıp mı 'ağır bir yenilgi' mi?", "Kemal Kılıçdaroğlu istifa edecek mi?", "Her konuşmasında 'değişim' vurgusu yapan Ekrem İmamoğlu, CHP Genel Başkanlığı'na talip mi?", "Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyelerinin tamamına yakınının değişmesi yeterli mi?", "CHP kurultaya gidecek mi?"… 

Bunlar, 28 Mayıs'tan bu yana cevap arayan sorular. 

Katıldığı bir programda "Kazanamadık doğru ama bunu ağır bir yenilgi olarak kamuoyu önüne koymak olmaz" diyen CHP Genel Başkanı, bugün seçimden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde gerçekleşen ilk grup toplantısında konuştu. 

Cumhurbaşkanlığı adaylığı açıklandıktan sonra 7 Mart'ta yaptığı grup toplantısı için "son grup toplantım" diyen Kılıçdaroğlu, bugünkü toplantıda ise, bir "kaptan" olarak "gemiyi limana sağlam götürme" sözü verdi: 
 

Ben bir genel başkan olarak partimin sadece bugününü ve yakın geleceğini değil uzun hedefli yapısını da düşünüyorum ve düşünmek zorundayım. Hiç kimse unutmasın. Gemiyi limana sağlam götürmek yine kaptanın görevidir. Kaptan olarak gemiyi limana sağlam götüreceğimi herkes bilsin. 

Çok merak edilen "değişim" tartışmaları ile ilgili olarak da "Bu partiyi gerçek anlamda çağdaş bir parti yapacağız. Kurultay kararımızın temelinde de bu vardır. Hiçbir zaman değişimin önünü tıkayan kişi olmayacağım, değişimin önünü sonuna kadar açacağım" ifadelerini kullandı. 

13.30'da gerçekleşen basına ve halka açık grup toplantısından önce ise yalnızca CHP'li vekillerin katıldığı kapalı grup toplantısı vardı. 

CHP Grup Yönetim Kurulu'nun 7 Haziran'da Grup Başkanı Özgür Özel başkanlığında gerçekleşen toplantısında alınan bazı kararlar, bugünkü kapalı oturumda tebliğ edildi. 

İki ana madde, sekiz alt maddeden oluşan kararlar, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerine, basınla hemen her etkileşimlerinde grup başkanvekillerinden onay alma şartı getiriyor. 

Benzer kararlar hemen her dönem alınıyordu ancak sıkı şekilde uygulanmıyordu. 

7 Haziran'da alınan kararların tam listesi şu şekilde: 

- Grup iç yönetmeliği hükümleri uyarınca, kanun teklifleri ve yazılı sorular ile araştırma önergeleri ve genel görüşme önergelerinin onaydan çıkmadan basın organlarına verilmemesi,
 

- Grup iç yönetmeliği hükümleri uyarınca, TBMM Genel Kurulu'nda oy ve söz disiplinine uyulmasına ve grup başkanvekillerinin onayı olmadan önerge verilmemesi, 

- Milletvekillerinin TBMM'de basın toplantısı düzenlemeden önce nöbetçi grup başkanvekiline basın toplantılarının içeriğini aktararak onaylarını almalarına, basın toplantısı saatlerinin grup başkanvekilinin onayı ile basın müşaviri tarafından TBMM Basın, Yayın ve Halkla İlişkiler Başkanlığı'ndan alınması, 

- Ülke gündeminde önem taşıyan veya yetkili organlarda görüşülmemiş konularda söylem birliği sağlanması amacıyla, yazılı, görsel ve sosyal medya üzerinden açıklama yapmadan önce mutlaka nöbetçi grup başkanvekillerine bilgi verilmesi ve onay alınması, 

- Milletvekillerinin şahsi davaları dışında ülke genelini ilgilendiren ve siyasi karar gerektiren konularda idari ve adli yargıya başvuruda bulunmadan önce nöbetçi grup başkanvekilinin onayını almaları, 
 

- Televizyon programlarına davet aldıklarında, söz konusu daveti kabul etmeden önce nöbetçi grup başkanvekilinin onayını almaları, 

- 5-6 kişinin konuk olarak katıldığı televizyon programlarına, söz hakkının kullanımının kısıtlı olması dolayısıyla, parti politikalarının sağlıklı bir şekilde aktarılma zeminin olmaması ve istismara açık sonuçların ortaya çıkma olasılığı düşünülerek katılmamaları, 

- Dört ya da daha az kişinin katıldığı televizyon programlarına ancak başka 28'inci dönem milletvekilinin katılımı olması durumunda ve nöbetçi grup başkanvekilinin onayı alındıktan sonra katılmaları konularına oy birliği ile karar verilmiştir."